Özkan’dan çarpıcı deprem mesajları: Özhaseki'ye yanıt, hayati uyarılar ve 'İzmir Yasası' çağrısı!

GERÇEKİZMİR – İzmir’de deprem 2020 yılında 117 can kaybıyla sonlanan büyük yıkımın ardından bir numaralı gündem maddesi olmaya devam ediyor.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin aktif 21 fay hattına dikkat çekerek 7 ve üstü şiddetinde deprem riskine dikkat çektiği kent hafta sonu denizden gelen 2 sarsıntıyla yeniden panik yaşadı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tuncay Özkan yaşanan panik ve ‘dirençli kent’ gündeminin gölgesinde ‘İzmir Yasası’ vurgusu yaparken, detaylı analizler ve çarpıcı çözüm önerilerine imza attı.

CHP İzmir Milletvekili Özkan, fay analizi ve bakanlığın İzmir verileri ekseninde olası 7 şiddetindeki bir depremin korkutucu projeksiyonun detaylarını anlatırken yapılması gerekenleri de tek tek sıraladı ve “İzmir Yasası çıkartmak zorundayız” mesajını verdi. 

İşte CHP’li Özkan’ın önemli açıklamaları:

ÖZHASEKİ’YE O SENARYOYLA YANIT: HAYDİ İZMİR’E BAKALIM, NE YAPTINIZ DEPREMLE İLGİLİ?
"Özhaseki diyor ki İstanbul'u bırak, İzmir'e bak. Hadi bakalım İzmir'e… Ne yaptınız kardeşim depremle ilgili? İstanbul'u bırak. İzmir'e bak demek İzmir'i bir felaket bekliyor demek. O felaketin adı A-K-P... Yirmi yıldır bir ülkeyi yönetip yirmi yıl boyunca İzmir'e tek çivi çakmayanların adına biz İzmir'e karşı vefasızlar deriz. Ben böyle şey görmedim. Sayın Özhaseki Sayın Bakan elindeki simülasyona bakıyor. Diyor ki 7 şiddetindeki bir deprem gerçekleşirse ki beklenen şeydir. Bizim 17 tane diri fay hattımız var. 17 diri fay hattında 7 şiddetinde deprem üretebilecek 17 tane deprem olur. Örneğin, Seferihisar fayımız. Ben size bunların hepsini tek tek göstereceğim. Seferihisar fayımız yirmi beş kilometre uzunluğunda Körfez’in içine giren bir fay yedi büyüklüğünde deprem üretiyor. Diğer faylarda da aynı büyüklük var. Peki bu felaket başımıza geldiğinde ne olacak? Bu felaket başımıza geldiğinde yapıların yüzde 85’ini kaybedeceğiz İzmir'deki mevcut yapıların yüzde 85’ini… Bunların tamamını devletin elindeki rakamlarla söylüyorum. Sayıştay denetim raporundan söylüyorum. Valilik raporundan söylüyorum. Bakanlığın yaptığı simülasyondan söylüyorum. Sayıştay’a göre kentin yapı stoğunun yüzde altmışı yaşlı ve çürük. Sayıştay raporu orada duruyor. Yüzde 85 oranında kentteki yıkım gerçekleştiğinde ne yazık ki çok üzülerek söylüyorum. Belki kendimiz, belki çocuklarımız, belki de ailelerimiz 127 bin ölümüz olacak. Peki yani bütün bu felaket senaryosunu konuşacak olursak ne olacak? Bütün iskeleler zemin sıvılaşması nedeniyle yok olacak. Körfez ulaşımı bitecek. Deniz bağlantılı bütün yapıları kaybedeceğiz. Buna İzmir Büyük Liman da dahil.

"BİR TEK ÖNLEM ALMAMIŞLAR"
Peki Sayın Özhaseki hadi bakalım. Hadi hep beraber bakalım. Ne yaptınız? Ne yaptınız? Hiçbir şey. Bu kent altı milyar dolar fazla veren, karşılığında verdiğinin yüzde kırkını dahi geri alamayan üvey evlat muamelesi gören bir kenttir. Yirmi yıl boyunca İzmir'e bir tek çivi çakmamışlardır. Bir tek çivi depremle ilgili bir tek önlem almamışlardır. Konak, Alsancak, Bayraklı iskeleleri dahil olmak üzere hepsini kaybedeceğiz. Kentte iletişim altyapımız çökecek. Ulaşım altyapımız çökecek. Senaryoya göre içme suyu verilemeyecek. Senaryoya göre mahalle mahalle anlatabilirim de o senaryoya göre senaryoya göre bütün organize sanayi bölgelerimizi kaybedeceğiz. Senaryoya göre salgın hastalık, toprak kayması en az deprem kadar zarar verecek. Yani isimlerini size verdim. Tek tek mahalle mahalle bakıp görebilirsiniz. Göletlerimiz depremden hasar görecek ve sele yol açacak. Bazı bölgelerimizde yıkılacakları için. Şimdi bütün bu süreçleri Özhaseki'nin İzmir'e bak deyince baktım, utanç verici buluyorum. Depremle ilgili hazırlıklarını utanç verici buluyorum. Daha büyük bir skandal var. Şimdi İzmir'deki 17 diri faydan kaynaklanan depremle karşı karşıya kalabiliriz. Aydın'da deprem beklentisi var. Oradan yıkıcı bir etki gelebilir Salihli'den gelebilir. Aynı etkiyi yaratıyor. Bir şey değişmiyor. Balıkesir'e kadar her yeri yıkıyor ama en büyük yıktığı yer İzmir. Çünkü altyapısı yani kentin kente hiçbir şey yapılmadığı için yıkımın büyüğünü İzmir yaşıyor. Şimdi diyelim ki hani ne diyorsun Tuncay Özkan? Ne yapmadılar? Ya AFAD diye bir birimin İzmir'de çalışma raporunu okuyun. Saçmalık! İnsan hayatıyla böyle oynanmaz. Hatay'da aynı hatayı yaptılar. Burada da aynı hataya doğru gidiyorlar. Bunun adı cinayettir. Bakın depoları var AFAD'ın. AFAD'ın Akhisar'da İzmir'e malzeme temini için, Akhisar yıkılıyor. Depolar orada. Peki soruyorum şimdi. Depremden birinci etkilenecek yere AFAD deposu İzmir için kurulur mu kardeşim? Yapılır mı? Sayın Özhaseki baktım. Baktığım şey utanç verici. Utanmalısınız. Böyle şey olur mu? Manisa'ya yardıma gelecek olan, Manisa'ya şeye İzmir'e yardıma gelecek olan depolar, AFAD depoları Akhisar'da, Manisa Akhisar'da. Peki depremden nasıl getireceksin onu oradan buraya? Getiremeyeceksin. Peki bunun acısını kim çekecek? Hep beraber biz çekeceğiz.

HAYATİ UYARILAR: NELER YAPILMALI?
Peki ne yapmalıyız? Bu kentin depremden hasar görmeyecek, en az etkilenecek iki ucu var. Biri Çeşme biri Foça... Buralarda gemiler inşa etmeliyiz. İzmir'e ancak denizden müdahale edilebilir. Körfezdeki tsunami nedeniyle Basmane'ye kadar Konak, tepelere kadar Karşıyaka diğer ilçelerimiz su altında kalacak. Deniz ulaşım sistemimizi ve diğer bütün altyapımızı yutacak. Ne yapmak gerekiyor? Buralarda iki ilçede öncelikli olarak insanlarımızı AFAD eğitimiyle donatmalıyız. AFAD'ın buralarda yetiştirmesi gereken insanlar var. İkincisi belediyelerimizle iş birliği yaparak AFAD müdahale gemileri oluşturmak zorunda. Bu gemilerde arkadaşlar Hatay'da ne gördük depremde? Ne yaşadık? Dünyanın en güçlü insanı olsanız kaç yazar? Vinç olmayınca, hilti olmayınca, kırıcı çekici aletler olmayınca sevdiğinizle beraber, o babanın kızının elini tuttuğu fotoğrafını asla unutamıyorum yani. Yaşamamak için söylüyorum ki AFAD depolarını sağlam merkezlere taşımalı, kente müdahale için denizden müdahale için gemileri oluşturmalı ve en önemlisi kentte böyle bir senaryoda hangi illerden yardım alınacağı konusu net olarak belirlenmelidir.

"İZMİR'DE AFAD MERKEZİ Mİ VAR?"
İzmir'de AFAD merkezi mi var? AFAD merkezi de göçük altında. İzmir'de itfaiyem var. İtfaiye de göçük altında İzmir'de arama kurtarma ekiplerim var. Göçük altında. Ne olması gerekiyor? Yakında depremden etkilenmeyecek. Ankara, Eskişehir, Antalya, Uşak Isparta'da depolar oluşturmak zorundayız, acil müdahale güçleri tutmak zorundayız. Ege Ordu Komutanlığı buna dönük olarak mutlaka yapılandırılmalıdır. Ege Ordusu’nun müdahale edebilmesi için kendisinin depremde kalmaması gerekiyor. Buna dönük yapılandırılmalıdır. Ve Isparta Eğirdir'deki Komando Tugayı’nın arama kurtarma ekiplerinin İzmir'e müdahale için yeniden konumlandırılması, eğitilmesi bu konuyla ilgili olarak çalışma yapılması gerekir. Eğer Ege Ordu Komutanlığı’nın bugün içinde bulunduğu yapılar depreme dayanıksızsa ki dayanıksız, buraları yenilenmesi güçlendirilmesi ve ordu komutanlığındaki askerlerin arama kurtarma faaliyetine katılacak niteliğe kavuşturulması gerekiyor. Bütün bunların içinde İzmir'de bir çadır kent alanı İzmir'de toplanma alanları, İzmir'de toplanma alanlarındaki sağlık ihtiyacının giderilmesi, sıhhi malzemelerin bulunması, İzmir'de ulaşımın yeniden oluşturulabilmesi için çok önemli faaliyetler gösterilmesi gerekiyor.

“KENTE KİM BELEDİYE BAŞKANI OLACAKSA…”
Bu konuda Cemil Tugay'ı kutluyorum. Bir monoray sistemiyle ulaşıma yeni bir bakış açısı getirdi. Bir bakış açısı sundu. Kentte kim belediye başkanı olacaksa, kentte kim bu kenti yönetmeye talipse, kentin birinci sorunu depremdir. Bu arkadaşlar depremle ilgili ne söylüyorlar Allah aşkına? Bir şey söyleyen var mı? Korkudan kurtulmak için kafanızı çevirebilirsiniz. Ama korku sizi gerçek gibidir. Korku sizi bulur. Depremden kaçamazsınız. Deprem hayatın gerçeğidir. Biz bunu bu gerçeği nasıl yöneteceğimizi öğrenmek zorundayız. Şimdi söylüyorum. Çadır kent alanları, depolar, rehabilitasyon için gerekli çalışmalar, erken müdahale için gelecek olanlar, kentin içinden az destek alacağımıza göre, dışından organizasyonu gerçekleştirmek zorundayız. Hepimiz deprem altındayız herkes kendi canının derdine düşecek. Burada olması, sokaktaki yağmanın engellenmesi, buralarda güvenlik önlemlerinin arttırılması, bütün bunlarla ilgili olarak ve en önemlisi bence kim kente Özhaseki söylüyor ya İzmir’e bakın diye. İzmir'e baktım Sayın Özhaseki valiliğinizin bir afet düğünü yok. İzmir'e baktım Sayın Özhaseki. Kentte afet koordinasyon birimi olmayınca kente siz neyle bakıyorsunuz? Hangi gözle bakıyorsunuz? Siz ne demek istiyorsunuz? Madem İstanbul'u bırak İzmir'e bak diyecek kadar ciddi bir olay. Çünkü elinizdeki raporları ben de gördüm. Sizi ciddiyete davet ediyorum. İzmir'i depreme karşı korumak üzere harekete geçin. Geçmezseniz yaşadığınız, yaptığınız her şey haramdır hıyanet içindesiniz İzmir'e karşı. Bunu böyle değerlendiririm ben. Kentte bulunan 6 bin 800 tane küçük ve orta ölçekli üretim tesisi yerle bir oluyor. Buradan uyarıyorum. Herkes kendi deprem güvenliğini iş yerinde sağlasın. Mümkünse deprem olduğunda işçilerine ve ailelerine bakabilecek stokları da gerçekleştirsin. En azından hayatta kalanların buraya ulaşması durumunda barınma, yeme içme ihtiyaçlarını burada karşılayabilecekleri yapılar oluşsun. Ayrıca okullar, hastaneler, büyük kamu binaları; Bunların tamamı yıkılıyor arkadaşlar, maalesef. Güçlendirmeye çağırıyorum. Güçlendirme çalışmalarına çağırıyorum. Ve en önemli problemlerden bir tanesi de şu olacak. İletişimimiz hiç olmayacak. İletişim altyapımız yok oluyor, seyyar iletişim araçları, jeneratörler, vericiler, alıcılar, kentte mutlaka depremden etkilenmeyecek alanlarda Sayın Özhaseki bunları yapacak olan sizsiniz, bunları mutlaka ve mutlaka sağlamak zorundasınız İstanbul bir örnektir. Afet yönetim merkezi kurulmalıdır ve afet yönetim merkezi kenti izleyebilecek bir yapıda olmalıdır. İzmir Emniyeti, İzmir Ege Ordu Komutanlığı İzmir'in afet yönetim birimleri alarm durumunda olmalıdır. Yoksa hep beraber kaybedeceğiz. Sizin İzmir'e bak deyince baktım Sayın Özhaseki… Utançtan başka bir şey yok sizin adınıza. Bu kente sahip çıkmak zorundasınız. Bu kentin depremle ilgili ihtiyaçlarını gidermek zorundasınız. Bu sorumluluk sizin boynunuzadır. İki dünyada elimiz yakanızda olur. Bundan kurtulamazsınız. Sizi göreve çağırıyorum.



“İZMİR YASASI ÇIKARTMAK ZORUNDAYIZ”
Nasıl çözeceğiz? Nasıl çözeceğiz sorusuna yanıt bir İzmir yasası çıkartmak zorundayız. İzmir dünyanın en güzel yeri. İzmir'in insanları dünyada çok az şehirde sevgi, hoşgörü ve kardeşlik duygusu bu kadar yüksektir. Kente geleni İzmirli yapar, ertesi gün sarar sarmalar, bin yıllık, iki bin yıllık İzmirliymiş gibi davranır. Bu kent Akdeniz'in incisi olur, dünyanın birincisi olur. Kente ben hep söylüyorum. Kentte beş yüz bin binayı yenilemek zorundayız. Bu bir İzmir yasası olmadan olamaz. Kentin Körfez hattını boşaltıp park haline getirmek zorundayız. Park, otel, restoran ve buraların rantını kentin insanları elde etmek zorundadır. Yani Ticaret Odası, diğer sivil toplum kuruluşları, belediyeler, hep beraber gelirler bir İzmir yasasıyla kentin yönetimini oluştururlar, depremle ilgili yönetmelikleri nasıl yapacaklarının, hangi işi nasıl yapacağı belirlenir, çok uluslu gayrimenkul yatırım hisse senedi aracılığıyla dünyadan para bulunur, yaparlar, işletirler İzmir dünyanın birinci kenti olur. Akdeniz'in incisi olur. Biz dünyaya açılmak dünyayı kucaklamak ve bu yolla elde edeceğimiz ekonomiyle İzmir'i kurtarmak zorundayız. İzmir'in kurtuluşu dünyayla kucaklaşmaktır. Bütün bunlarla ilgili olarak ben zaman zaman AK Partili milletvekili arkadaşlarımız var hem kendi partimdeki arkadaşlarla sohbet ediyorum. Bütün bunları aşmak kolaydır. Dünyadan para bulmak da kolaydır. Yeter ki İzmir'le ilgili bir adım atmaya karar verelim ama AK Parti'nin böyle bir adımı da yoktur. En temel örneği Karabağlar’dır. Karabağlar dönüşümünde beş bin bina beklemektedir. AK Parti de depremin olmasını beklemektedir. Deprem birilerinin rant kapısı olamaz. Biz depremi insanlarımızı kurtarmak için bir öncelikli olarak insanlarımızın can güvenliği çocuklarımızın can güvenliği için depremle mücadeleyi birinci sıraya koyuyoruz. İzmir'in birinci problemi depremdir. Depremle ilgili en ufak bir öngörüsü olmayan, depremle ilgili olarak hiçbir şey yapmayan, İstanbul'u bırakın, İzmir'e bakın. Baktım. Sen de bakıyorsun. Ne olacak? Bırak o koltuğu. Bak neler yapıyorum. Boş boş bakma. Çalış.