Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İzmir'de düzenlenen 'Tarımda Ege'nin 2023 Vizyonu Paneli'ne katıldı. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nde bulunan Prof. Dr. Feyzi Önder Konferans Salonu'ndaki panelin açılış konuşmasını yapan Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nedim Koşum tarımsal üretimin hayati öneme sahip olduğunu dile getirdi. Son 40 yılda dünyada tarımsal ürünlerin ticaretinin 25 kat arttığını ifade eden Prof. Dr. Koşum, gelecek dönemde tarımsal ürün dış ticaretinin artacağını söyleyerek, üniversite ve Ziraat Fakültesi olarak üzerlerine düşen her görevi yerine getirmeye hazır olduklarını belirtti.
Konuşmasında tarımın ekonomi içerisindeki önemini hatırlatan Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak ise Türkiye'nin üretimdeki büyüklüğüne karşın gayri safi milli hasılada tarımın payının giderek azaldığını anlattı. Yeni politika ve teknolojilere yönelik üniversite olarak farkındalık çalışması içinde olduklarını söyleyen Prof. Dr. Budak, kurdukları çalışma grubunun son 6 aydır Bakanlığa katkı sağlamak için koordineli biçimde çalıştığını dile getirdi. Rektör Budak, "Bu çalışma grubumuz 24 proje hazırladı ve 1 ay önce Ankara'da bir sunum yaptık. Ege Üniversitesi olarak 2019'da araştırma üniversitesi olma hedefimiz var. 1 yılda TÜBİTAK'a en fazla proje yapan üniversite seçildik" diye konuştu.
'TARIMDA YENİ BİR DÖNEME UMUTLA GİRDİK'
Ege Üniversitesi'nin köklü ve güçlü bir üniversite olduğunu ifade eden Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çalışkan ve üretken akademisyenlere ihtiyaç duyulduğunu belirterek, yeniliklere yenilmemek, daha güçlü, aydınlık ve refah içinde yarınlar için üniversitelerin önemine dikkat çekti. Toplantıda yaptığı konuşmada tüm sektör temsilcilerinin Tarım Bayramı'nı da kutlayan Bakan Pakdemirli şöyle dedi:
"2019’da, ülke olarak bereketli ve kaliteli bir tarım yılı geçirmemizi temenni ediyorum. Ege’nin incisi İzmir ise İzmir'in birinci üniversitesi de Ege'dir. Ege Üniversitesi, köklü ve güçlü bir üniversitedir. Ege Üniversitesi, kendini ispatlamış bir üniversitedir. Ege Üniversitesi, İzmir’in kalbidir. Ve bu müstesna bilim yuvası, bu toprakların, çalışkan üreticilerinin destekçisi ve yol göstericisidir. Ülkemiz yönetim sisteminde olduğu gibi, tarımda da yeni bir döneme umutla girdik. Türkiye'yi daha güçlü bir noktaya taşımak adına, var gücümüzle hizmet ediyoruz. Üretimde verimliliği ve kazançta bereketi sağlamak için, tüm imkanlarımızı seferber ettik. Her zeminde ifade ettiğimiz gibi; bir devlet için savunma ve yerli silah sanayi ne kadar önemliyse o devlet için tarım da o nispette öneme sahiptir. Yakın gelecekte hep beraber göreceğiz: Dünyayı doyuran ülke, dünyanın lider ülkesi olacak. Tarımı olmayan ülke, mutfağı olmayan eve benzer."
ÜRETİMDE ARTIŞ RAKAMLARI
Milli düşünce ve yerli üretimin gelecek açısından çok önemli olduğunu ifade eden Bekir Pakdemirli, yüksek katma değer sağlayacak projelere öncelik verdiklerini belirtti. İnsana, bitkiye, hayvana ve çevreye duyarlı hassas tarım uygulamalarını hayata geçirdiklerini anlatan Pakdemirli, "Tohumdan sofraya çiftçimizi, üreticimizi koruyor, tüketicimizi de kolluyoruz. 'Hayatın ve üreticinin kendisi en iyi öğretmendir' gerçeğinden hareketle, 81 ilimizi tek tek dolaşıyoruz. Çiftçimizle kucaklaşıyoruz. Onların yol göstericiliğinde, politikalarımızı hep birlikte belirliyoruz" dedi. Türkiye'nin tarımsal hasılada Avrupa'da 1'inci, dünyada 7'nci, tarımsal toprak varlığı olarak yine dünyada 17'nci sırada olduğunu açıklayan Bakan Pakdemirli, "Küçükbaş hayvan ve süt sığırı varlığında Avrupa Birliği'nde 1'inci sıradayız. Büyükbaş hayvan varlığında da Avrupa Birliği'nde Fransa'dan sonra 2'nci sıradayız. Tarım, orman ve su alanlarında son 16 yılda katettiğimiz mesafeyi ifade etmek adına söylüyorum; tarımsal desteğimiz yüzde 700 artışla, 1,8 milyar TL'den 14,5 milyar TL'ye artış göstermiş ve bunun sonucunda bitkisel üretimimiz yüzde 22 artışla, 98 milyon tondan 120 milyon tona, süt üretimimiz yüzde 146 artışla, 8,4 milyon tondan 20,7 milyon tona, kırmızı et üretimimiz yüzde 167 artışla, 421 bin tondan 1 milyon 126 bin tona, tavuk eti üretimimiz yüzde 200 artışla, 700 bin tondan 2,1 milyon tona çıkmıştır. Yumurta üretimimiz ise yüzde 66 artışla, 11,6 milyar adetten 19,3 milyar adede ulaşmıştır" diye konuştu.
İTHALAT ELEŞTİRİLERİNE YANIT
Tarımsal ihracatın 3,7 milyar dolardan 17 milyar dolara ulaştığını ifade eden Pakdemirli, tarım politikalarının çok eleştiri alan bir konu olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
"Herkes yazmadan katip, okumadan alim oluyor. Eline bir kağıt alıp tarımı çözdüğünü sanıyorlar. Biz 6 ayda 5 yıllık planı ancak bitirdik. Muhalefete bakarsanız Türkiye bitmiş, ithalat yapan ve muhtaç bir ülke. Önemli olan net ihracat fazlasıdır. Türkiye'de 17 milyar dolar ihracat, 12 milyar dolar ithalat var. Bunun anlamı 5 milyar dolar fazlamız olduğudur. Hollanda 80 milyar dolar ithalat yapıyor. Ama bunun karşılığında 100 milyar dolar ihracatı var. Önemli olan ihracatta fazlayı vermektir."
ÇİFTÇİLERE DESTEK
Tarımın meteorolojiden bağımsız düşünülemeyeceğini anlatan Bakan Pakdemirli, 1866 sistemden oluşan gözlem ağı ile her sektörün meteorolojik veri taleplerini karşılamaya yönelik ölçüm ve gözlemler yaptıklarını ifade etti. Tarım arazilerini çiftçilere kiraya verme sürecini başlattıklarını anlatan Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçiler 10 yıl sonra, bu arazileri satın alma imkanına da sahip olacaklar. Bu süreçte, 218 bin çiftçimize, 125 milyon TL destek vermiş olacağız. Buğday ve arpada destekleme primini 5 kuruştan 10 kuruşa çıkardık. Buğday ve arpa gübre desteğini 4 TL'den 8 TL'ye yükselttik. Tarım sektörü ister istemez ekonomik hareketlilikten etkilenen bir sektör. Ekonomik hareketlilik tarımı, diğer sektörlere göre daha fazla etkiliyor. Çünkü tarım, dünya emtia fiyatlarına duyarlı bir sektör. Çiftçimizin girdi maliyetlerini düşürebilmek için sektörle düzenli olarak iletişim halindeyiz. Zaman zaman döviz kurundaki dalgalanmalara ve artışlara karşı, çiftçimizi korumak için gerekli tedbirleri alıyoruz."
'YÜZDE 50 DAHA FAZLA GIDA İHTİYACI'
2050 yılında tüm dünyada 10 milyara varan bir nüfusla karşı karşıya kalınacağını vurgulayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, yüzde 50 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını belirterek, "Dünyadaki ortalama yüzde 55 şehirleşme, yüzde 70'e doğru gidecek; bu kaçınılmaz. Türkiye'de de buna çok benzer bir tablo var. 100 milyona doğru giden bir nüfus, yüzde 85 kentleşme ve yüzde 50 daha fazla gıda ihtiyacı. Biliyorum; zor bir ev ödevimiz var. Ama bu zor ödevi, inşallah sizlerin de desteği ve katkılarıyla tamamlamış olacağız" dedi.
Konuşmasında ülke yönetiminde Türk tipi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğini hatırlatan Pakdemirli şunları kaydetti:
"Bu sistemde, iki bakanlık birleşerek toprakla su buluşmuş oldu. Dünyanın en fedakâr çiftçisi olan çiftçilerimizle, çiftçi kuruluşlarımızla, devlet kurumlarımızla, STK'larımızla, üniversitelerimizle, iş dünyamızla ve iktidar ve muhalefetimizle birlikte, irtibat halindeyiz. Tarım kesinlikle teknoloji ile buluşmalı. Bu bizler için bir lüks değil, artık bir gerekliliktir. Tarım, sanayi, Ar-Ge ve üniversiteler entegrasyonunu görüşmek amacıyla YÖK çatısı altında ziraat, orman, veteriner ve su ürünleri fakültelerinin dekanları ve akademisyenleriyle buluştuk. Tarım, orman ve hayvancılık odaklı strateji ve politikaların ele alındığı toplantıda, geleceğe yönelik akademik süreç anlamında nelerin yapılabileceğini etraflıca istişare ettik. Türkiye'nin dört bir yanında enstitülerimiz, büyük bir Ar-Ge altyapımız, tarım arazilerimiz var. Bu altyapımız, üniversitelerimiz için büyük bir laboratuvar olabilir. İnşallah bu yeni dönemde üniversitelerimiz ile birlikte sağlıklı çalışmaların önünü açıyoruz."
HAVZA BAZLI YÖNETİM
Bugüne kadar havza bazlı üretim yapıldığını ve yakın zamanda havza bazlı yönetim sistemine geçildiğini anlatan Pakdemirli, "Havzalara yetki vererek ürün desenlerini havzaların seçmelerini, optimizasyonlarını kendilerinin yapmalarını sağlayacağız. Böylelikle problemin çıktığı noktada gerekli düzeltmeleri kendileri yapacaklar. Havza bazlı yönetimde; havzalar yönetim anlamında ayrışacak, ancak biz toplam hasılamızı arttırmış, üreticinin işini de olduğu yerde çözmüş olacağız. Havza bazlı idari yapılanma ile yerinden yetkin yönetim modelini gerçekleştirmiş olacağız. Artık, Ankara'dan değil, yerinden yönetim söz konusu olacak" diye konuştu.
Başta kooperatifler olmak üzere çiftçi kuruluşlarının yeniden yapılandırılmasını sağlayacaklarını dile getiren Bakan Bekir Pakdemirli, "Türkiye'de 14 bin 200 tane birlik ve kooperatif var. Demokrasinin gelişmesi için sivil toplum kuruluşlarımız kesinlikle olmalı. Fakat kooperatiflerin ve birliklerin yapısını tekrar ele almada fayda görüyoruz. Bu konularla ilgili önümüzdeki günlerde birden fazla çalıştay yapıyor olacağız. Ama siz değerli akademisyenlerin de bu konuda katkılarını bekliyoruz. Kooperatiflerimiz; üretici ile tüketici arasında köprü vazifesi görmeli" dedi.
Arazi toplulaştırma çalışmalarına büyük önem verdiklerini de ifade eden Bakan Pakdemirli, bu çalışmalarla ilgili olarak, "Bugüne kadar toplam 6,1 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarını tamamladık. 2018 yılsonu itibarıyla 496 bin hektar alanda daha toplulaştırma çalışmasını tamamladık. 2023'e kadar 8,5 milyon hektar alandan toplulaştırma çalışmalarını tamamlamış olacağız" dedi.
YER ALTI BARAJLARI EYLEM PLANI
Yakında Yer Altı Barajları Eylem Planı'nı açıklayacaklarını bildiren Pakdemirli, "Yeni sulanacak alanlar için yatırımların hayata geçirilmesini hedefliyor, yer altı barajları gibi, su kapasitemizi etkin kullanmamızı sağlayacak alternatif çalışmalara destek veriyoruz. DSİ, bu konularda yeterli deneyime sahip. Yapılacak yer altı barajları ile buharlaşmanın önüne geçmemiz mümkün. Ayrıca bu işe fazla para harcamadan, ufak yer altı bentleriyle önemli miktarda suyu tutabiliyorsunuz. Hatta kendi cazibesiyle de bunu ovalara vermemiz söz konusu. Böylelikle, barajlarla ilgili yaşanan istimlak, yeniden yerleşim ve ÇED gibi problemler de, yer altı barajlarına yapılacak yatırımlarla ortadan kalkacaktır" diye konuştu.
Hem pazarlama hem ithalat ihtiyacını doğrudan karşılayabilmek için uluslararası iş birliği kapasitesini artıracaklarını söyleyen Bekir Pakdemirli, "İstanbul Havalimanı, Kanal İstanbul ve Kazakistan'a kadar giden demir yolu projeleri ile Türkiye inşallah hububatta lojistik üs olacak. Böylece sadece tarımsal ürünlerimizi değil; bunun yanında tarımla ilgili teknolojimizi, bilgimizi ve marka ürünlerimizi de pazarlama imkanına sahip olacağız" dedi.
ELEKTRONİK KÜPELER YAYGINLAŞACAK
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, gelecek süreçte kenevir üretimini artırmak için çalışmalar yapacaklarını belirterek şunları anlattı:
"Bakanlık olarak şu anda 19 ilde kenevir üretimine izin veriyoruz. Ticari faaliyetin arz ve talebine göre lokasyonları da büyüteceğiz. Bakanlığımız kontrolünde, TİGEM arazilerinde yetiştirilmesi planlanan kenevir; aynı zamanda kâğıt, yem, yakıt, temel tıbbi malzeme girdisi, istihdam ve toprak verimlilik ihtiyacımızı da karşılamış olacak. İleride inşallah yüksek teknoloji içerecek olan elektronik küpelerin kullanımı için de bugünden kolları sıvadık. Yakın gelecekte bu elektronik küpelerin yaygınlaştırılması ile hayvanların kızgınlık dönemleri, günlük yaşam, takip, sayım ve kesim konularında anında bilgiye ulaşmış olacağız. Bu uygulama ile hem hayvan varlığımızın envanterini sağlıklı oluşturma hem de gerekli durumlarda acil müdahale şansına sahip olacağız."
EN BÜYÜK JEOTERMAL OSB DİKİLİ'YE
Konuşmasının son kısmında Foça, Dikili, Ödemiş, Tire, Seferihisar, Bayındır, Bakırçay, Menderes, Kınık ve Torbalı'yı kapsayan 10 ilçe için Dikili'de organize sanayi bölgesi müjdeleri verdiklerini hatırlatan Bakan Pakdemirli, Türkiye'nin en büyük jeotermal kaynaklı ihtisas organize sanayi bölgesinin 2 bin 800 dekar olarak Dikili'de kurulacağını söyleyerek çalışmaların tamamlandığını açıkladı. Menderes'e süs bitkileri organize sanayi bölgesi kurulması konusunda ilçe belediye ile Büyükşehir Belediyesi arasında bazı anlaşmazlıklar yaşandığını söyleyen Pakdemirli, yatırımların desteklenmesi için duyarlılıkla davranılmasını istedi.(DHA)