GERÇEKİZMİR - TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından, ‘Hukuksuzluğun alışkanlık olduğu yerde güvenli ve sağlıklı kentler planlanamaz!’ başlığı altında yapılan açıklamada Buca’da Tekel arazisi olarak bilinen alan için hazırlanan planların yargıya taşınacağı duyuruldu.
Oda yaptığı açıklamada ‘hukuksuzluk’ vurgusu yaparken dikkat çektiği noktaları şu şekilde ifade etti:
Mülkiyeti Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş’ye ait 7777 ada 1 nolu parsel, 7778 ada 1 nolu parsel ve 7779 ada 1 nolu parsel (eski 550 ada 91, 92 ve 580 ada 11 parsel) kamusal kullanım kararı korunmak yerine özelleştirme süreçlerinden nasibini almış, planlama aracılığıyla sermayeye devri konusunda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yoğun çaba harcanmıştır. Kent içerisinde yurttaşların sosyal ve teknik altyapı ihtiyacını karşılayacak kamusal bir mülkiyetin çok sayıdaki mahkeme kararına rağmen ısrarla yeniden onaylanması hukuksuzluğun alışkanlık haline getirildiğinin somut örneğidir.
İzmir İli, Buca İlçesi, İnönü Mahallesi’nde yer alan 7777 ada 1 nolu parsel, 7778 ada 1 nolu parsel ve 7779 ada 1 nolu parsele(eski 550 ada 91, 92 ve 580 ada 11 parsel) ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanarak 18.11.2020-17.12.2020 tarihleri arasında 1 ay süreyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olması nedeniyle TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak yeniden dava açıyoruz. Konuya ilişkin geçmişte onaylanan plan ve plan değişikliklerine ilişkin dava süreçleri aşağıda belirtilmektedir.
Dava konusu alanın 06.01.1986 onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile “Tekel Deneme İstasyonu” kullanım kararında kaldığı ve kamusal kullanım kararı 26.08.2005 tarihine kadar onaylanan plan ve plan revizyonlarında korunmuştur.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 26.08.2005 tarih ve 99 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliği ile “Ticaret Alanı” olarak belirlenmiştir.
Bu kararın iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 20.10.2008 tarih, E:2008/7573, K:2008/6820 sayılı kararı ile “söz konusu taşınmazların, ticaret alanı olarak belirlenmesi nedeniyle yapı yoğunluğunun arttırıldığı, artan yapı yoğunluğunun gerektirdiği donatı alanının ayrılmadığı ve kaldırılan bir donatı alanının eşdeğer bir alanda karşılanması gerektiğine ilişkin mevzuat hükümlerinin yerine getirilmediği, ayrıca ilgili idarelerin görüşlerinin biçimsel olarak alınması nedenleriyle imar planı değişikliklerinin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı” gerekçesiyle iptal edildiği, bu karar Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 08.05.2013 tarihli, E:2009/679, K:2013/1855 sayılı kararıyla onanmış, karar düzeltme istemi ise Kurulun 18.04.2016 tarihli, E:2014/4443, K:2016/1653 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 29.06.2009 tarih ve 99 sayılı kararıyla onaylanan 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile “Gelişme Konut Alanı(E:2.00 ve hmax:serbest) ve “Ticaret Alanı” olarak belirlenmiştir.
Bu kararın iptali talebiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 28/11/2011 tarih, E:2009/11141, K: 2011/4799 saylılı kararı ile “alana ilişkin daha önce verilen iptal kararının gerekleri yerine getirilmediği, parsel ölçeğinde imar planı kararıyla ‘bölgesel ölçekli bir plan değişikliğinin amaçlandığı ve üst olçekli planlarda öngörülmemiş olan yeni bir çekim noktasının oluşturulduğu, çevre kullanımlarıyla kurulması gereken ilişkinin dikkate alınmadığı, 3194 sayılı İmar Kanununun Ek 3. maddesinde öngörülenin aksine çevre imar bütünlüğünün bozulduğu’ gerekçesiyle dava konusu imar planı değişikliklerinin iptaline karar verilmiş; anılan karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 01/12/2014 tarih, E:2012/848, K:2014/4567 sayılı karan ile “3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesi uyarınca askıya çıkarılmayan ve itiraz süreci de işletilmeyen dava konusu imar planlarında hukuka uyarlılık görülmediği” gerekçesiyle onanmış ve karar düzeltme istemi de, Kurulun 17.03.2016 tarih, E:2015/2406, K:2016/938 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun dava konusu 06.02.2012 tarihli ve 2012/20 sayılı kararı ile taşınmazların “Metropoliten Aktivite Merkezi Merkezi(E:2.00, hmax: Serbest)”, “Belediye Hizmet Alanı(Emsal:1.00, hmax:Serbest)”, “Park Alanı”, “Açık ve Bölgesel Otopark Alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 1/25000 ölçekli Kentsel Bölge Nazım İmar Planı, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin yapıldığı, askı süresinde yapılan itirazlar kapsamında yeniden düzenlenen planlar 30.07.2012 tarihli ve 2012/114 sayılı kararla yeniden onaylanmıştır.
Bu karara açılan dava sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 14.03.2018 tarihli, E:2014/5514, K:2018/2208 sayılı kararı dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; anılan karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 14.11.2018 tarih, E:2018/3472, K:2018/4713 sayılı karan ile “…, dava konusu imar planı değişikliklerinin bu haliyle çevre ve imar bütünlüğünü bozmadığından söz edilebilmesine hukuken olanak bulunmadığından…” gerekçeleriyle davalı idare ve davalı idare yanında davaya katılan temyiz istemlerinin reddine, Danıştay Altıncı Dairesinin 14.03.2018 tarihli, E:2014/5514, K:2018/2208 sayılı kararın kesin olarak onanmasına karar verilmiştir.
Aynı işleme ilişkin odamızın da açtığı dava sonucunda Danıştay Altıncı Dairesinin 02.06.2016 tarihli, E:2013/556 ile “… dosyadaki mevcut belgeler, aynı konuya ilişkin yargı kararları ve ve bilirkişi raporunda yer alan tespit ve değerlendirmeler karşısında dava konusu imar planlarında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlılık bulunmadığı…” gerekçesiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Sonrasında dava konusu işleme Danıştay Altıncı Dairesinin 30.05.2018 tarih, E:2013/556, K:2018/5267 sayılı kararıyla iptal edildiği, temyiz edilen iptal kararı Danıştay Dava İdareleri Kurulu’nun 13.03.2019 tarih, E:2019/278, K:2019/1064 sayılı reddedilerek verilen iptal kararı onanmıştır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığına ait 3194 sayılı İmar Kanunu’nun Ek-3 üncü maddesi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun geçici 29 uncu maddesi çerçevesinde 16.04.2019 tarih ve 933 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı ile “Ticaret Alanı”, “Belediye Hizmet Alanı” ve “Park Alanı” kullanım kararları yeniden oluşturulmuştur. Söz konusu işleme ilişkin açılan davalar soncunda Danıştay 6. Dairesi’nin 14.10.2019 tarih ve E: 2019/14596 ile yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir.
Süreç bu aşamada iken yukarıda ifade edilen mahkeme kararlarına rağmen İzmir İli, Buca İlçesi, İnönü Mahallesi’nde yer alan 7777 ada 1 nolu parsel, 7778 ada 1 nolu parsel ve 7779 ada 1 nolu parsele ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanarak 18.11.2020-17.12.2020 tarihleri arasında 1 ay süreyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı “Ticaret Alanı”, “Belediye Hizmet Alanı” ve “Park Alanı” kararlarının yeniden oluşturulduğu görülmektedir.
Yukarıda ifade edilen Danıştay Altıncı Dairesi ve Danıştay Dava İdareleri Kurulunun almış olduğu kararlar ve onaylanan son planlar değerlendirildiğinde;
Bakanlık daha öncesinde onanmış planlara ilişki alınmış mahkeme kararlarını dikkate almadan mükerrer plan onayladığı,
Danıştay 6. Dairesi’nin 14.10.2019 tarih ve E: 2019/14761 ile verilen yürütmeyi durdurma kararına rağmen onaylanan imar planları ile alanda iş ve işlemlerin devam etmesinin zeminin oluşturulduğu,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulu Kanunu’nun “Kararların sonuçları” başlıklı 28. maddesinde “1.Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez…” hükmü düzenlenmiş olup anılan maddenin, idarelerin hukuka ve yargı kararlarına uygun iş ve işlem yapmasını sağlamayı amaçlamakta olduğu, “yargı kararlarına uygunluk” kavramından anlaşılması gerekenin bir yargı kararının somut, gerçek ve bütüncül sonuçlarıyla birlikte değerlendirilerek buna uygun hareket edilmesi gerektiği, yargı kararının kısmen veya yalnızca yüzeyde uygulanmasının ise hukuka ve yargı kararına uygun işlem tesis edilmiş olması anlamına gelmeyeceği, esasen bu şekilde yalnızca görüntüyü kurtaran uygulamaların yargı kararının arkasından dolanmak gibi kötü niyetli tutumlar olarak algılanmasının kaçınılmaz olduğu, diğer taraftan bu uygulamaları gerçekleştiren veya onaylayanların “görevi kötüye kullanma” fiilinden sorumlu tutulabileceği, yukarıda açıklanan süreçte son onaylanan planlarda idaresinin defalarca aynı gerekçelerle iptal edilmiş bir planı ufak değişikliklerle yeniden onaylanmasının hukuka uygun işlem olarak değerlendirilemeyeceği,
Geçmişte onaylanmış imar planı ve plan değişiklikleri sonucunda mahkeme kararları dikkate alındığında alanda yapılmış imar uygulaması dahil her türlü işlemin hukuka aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği,
Üst ölçekli plan kararlarına aykırı olarak parsel bazında onaylanan imar planları ile bütünde onaylanmış planların bütün dengesinin bozulacağı,
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 7.maddesinin a bendinde “Planlar, kamu yararı amacıyla yapılır.” şeklindeki hüküm dikkate alındığında onaylanan imar planlarının herhangi bir kamu yararı içermediği,
Mevcut ulaşım sisteminde ciddi sıkıntılar bulunan Buca İlçesi’nde bu büyüklükte onanmış “Ticaret Alanı” kararıyla sorunların derinleşeceği, oluşabilecek sorunların yine bütüncül olmayan yöntemlerle çözülmeye kalkılacağı,
Mahkeme kararlarında ifade edilen hususların son onaylanan imar planı plan açıklama raporlarında hiçbir çözüm önermediği,
İlgili idareler; kaybedilen bunca zamana, kamu kaynağına ve emeği dikkate alarak şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı doğrultusunda alanın bilirkişi raporlarında da desteklendiği üzere kamusal kullanım kararlarının korunması gerektiği,
Maliye Hazinesine kayıtlı mülkiyetlerin yürürlükteki plan kararlarını hiçe sayarak süreç içerisinde planlamanın araçsallaştırılması aracılığıyla devrinin gerçekleştiği,
Yapılan bütün bu iş ve işlemler planlamayı kamu ve toplum yararı hedefinden uzaklaştırmakta, kent içerisinde kalmış kentsel alanın yaşanabilirliğine katkı koyacak kamusal alanların yok edilmesinin her türlü mevzuata da aykırı olduğu, şeklindeki gerekçelerle TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi olarak yeniden dava açacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.
Saygılarımızla.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |