Savaştan kaçtı, şans kapıyı İzmir’de çaldı!

Muhammed Feras Fattal, Suriye’de makine mühendi-siydi. Ülkesinde savaş çıkınca her şey tersine döndü. Evini ve işini bırakarak zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye’ye geldi, İzmir’e yerleşti. İş arayışına başladı. Ailesiyle zor günler geçiren Fattal’ın şans bu kez yüzüne güldü.

Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre tesadüf eseri hikâyesini öğrenen özel bir şirketler grubu ona kapılarını açtı. Fattal, grup şirketlerinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya yönelik ihracatının sorumlu tek ismi oldu.

ÜNİVERSİTEDE GÖREVLİ
Muhammed Feras Fattal Halep’te yaşıyordu. Suriye’deki savaş öncesi 10 yıl süreyle Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt’te çeşitli firmaların dış ticaret uzmanı olarak çalıştı. Fattal, daha sonra kendi mühendislik ofisini kurdu. Dış ticarette başarı yakalayınca ikinci ofisini de açtı. Aynı zamanda Halep Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde de öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. Fattal, bu sırada iki çocuk sahibi oldu. Bir yıl sonra ise Suriye’de iç savaş çıktı. Ailesiyle direndi. Ülkelerini terk etmeyerek beş yıl boyunca dayandı. Ancak ekonominin bozulması ve ölümün artık burunlarının dibine gelmesiyle sonunda her iki ofisi de kapandı.

Savaşın bir gün sona ereceği umudu tükenince de son çare olarak, çocukları için yeni bir yaşam kurmaya, Türkiye’ye gelmeye karar verdi. İlk önce iş bulup yeni bir yuva kurma ümidiyle İstanbul’a yerleşti. İlk önce İstanbul’a gelen Fattal, üniversite mezunu olması ve İngilizce bilmesine rağmen iş bulamadı. Avrupa’ya gitmeyi ise hiç istemedi. Tam dönmeye karar vermişti ki İstanbul’da tanıştığı İzmirli bir ailenin kendisine telefonla ulaşıp, “Gel bizimle İzmir’de kal, iş bulunca düzenini kurarsın” teklifiyle karar değiştirdi. Bu kez İzmir’e geldi. 5 ay boyunca iş aradı. Sonunda Türk Arap İş Adamları Derneği İzmir Şubesi’nde çalışmaya başladı. 

‘İKİ ŞİŞME YATAK ALABİLDİM’
Kiraladığı eve sadece iki yastık ile iki şişme yatak alabildiğini söyleyen Muhammed Feras Fattal, Hürriyet’e şunları söyledi: “O zor günlerin sonunda dernekte çalışmaya başlamak benim için ilk büyük şanstı. Ardından Bayyurt Şirketler Topluluğu’na başvurdum. Mülakatın ardından işe kabul edildim. Burada verilen imkân benim için çok değerli. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ihracatından sorumluyum. Yurtdışında şirketi temsil ederken bir Türk olarak biliniyorum. Türkler pozitif insanlar. Başınıza bir şey gelirse 10 kişi yardıma koşuyor. Çocuklarım Türk okullarında Türk çocuklarıyla eşit eğitim görüyor.” (Hürriyet)