GERÇEKİZMİR - Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer KRT yayınına konuk olarak önemli açıklamalarda bulundu.
Programda tarihin en görkemli şölenine sahne olması beklenen 100.yıl kutlamaları, 91.İzmir Enternasyonal Fuarı ve kente katkısı hakkında mesajlar veren Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediyelerin su ve ulaşım hizmetlerini pahalı verdiği yönündeki çıkışına değinirken, Tarkan konserinin şehirde yaşattığı heyecan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajlarının ekseninde Millet İttifakı cephesindeki Cumhurbaşkanı adaylığı gündemi hakkında görüşlerini de aktardı.
‘PAHALI’ ELEŞTİRİSİNE YANIT VE UKOME ÇIKIŞI!
Soyer su ve ulaşım hizmetlerindeki ‘paha’ tartışması için, “Biz kamu kurumuyuz. Kamunun parasını harcıyoruz. Su da kamunun parasıyla ürettiğimiz ve vatandaşa aktardığımız bir şey… Biz bunun maliyetlerini karşılamak mecburiyetindeyiz aksi takdirde kamu hizmetini veremeyiz. Ben İzmirlinin vergisiyle oluşan bir bütçeyi harcıyorum. Otobüste, suda o maliyetleri karşılayacak bir rakam koyamazsak ortaya İzmir’e hizmet üretemeyiz. İzmirli bize hizmet üretmemiz için o kaynağı aktarıyor. Bizim yaptığımız şey ne suda ne de toplu taşımada maliyeti karşılamıyor şu anda… Biz adete bir darphane gibi bunların dağıtımını sağlıyoruz ama bizim darphanemiz yok. Sonuçta sürdürülemez bir şey yapıyoruz. Bakın şu anda bir otobüs geçiyor, içinde 20 kişi var. O 20 kişinin her birinin cebine 11-12 lira para koyuyoruz biz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Bizim toplu ulaşımı vatandaşlarımıza sağlıklı sunmak için maliyetini karşılamamız lazım. Siz bizim maliyetimizi karşılayacak bir bedel koymamızı engelliyorsunuz, bunu vatandaşa şikayet ediyorsunuz. Biz kimiz? Siz ne kadar devletseniz biz de o kadar devletiz. Biz sadece ürettiğimiz hizmetin maliyetinin peşindeyiz. Otobüsteki mazota ÖTV,KDV ödüyoruz ama eğer bir teknem olsaydı benim ona mazot koyduğum zaman bunlardan muaf olacaktım. Bu adalet değil, hak değil, doğru bir şey değil, vicdani değil! Bizim 1 sene içinde ESHOT’a yaptığımız sübvansiyon miktarı 1 milyarın üzerine çıktı. Bütçemizin çok ciddi bir rakamını otobüslerimizin tekerleri dönsün diye sübvanse ediyoruz. Böyle bir şey doğru değil! Bu maliyeti fiyata yansıtmamız gerekiyor, bunun teklifini getiriyoruz. UKOME diye bir yapı var. Orada biz azınlıktayız. Sürekli reddediyorlar. Ve biz sürekli olarak bu maliyetlere uygun bir rakam belirleyemiyoruz. Bunun faydası kime? Kime faydası var bunun? Belediyenin giderlerini karşılayamaz olmasının kime faydası var? Bütün İzmir’i cezalandırıyorsunuz. Çok üzücü… Ben o bakanlıktaki bürokrat arkadaş ne kadar devlet memuruysa ben o kadar devlet memuruyum. O ne kadar devletse ben o kadar devletim. Aramızdaki tek fark, ona ‘Devlet Baba’ diyorlar, biz ‘Belediye Anayız’… Biz vatandaşlarımızı ana şevkatıyla kucaklamaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.
“BÜYÜK BİR HAREKET GETİRDİĞİ KESİN”
Büyükşehir Belediye Başkanı kentin 100.yıl kutlamaları kapsamında merakla beklenen Tarkan konseri ve buna bağlı olarak belirlenen tekne, balkon fiyatları, restoranların hazırladığı hazır mönüler ve etkinliğin kente getirdiği heyecan hakkında ise şu açıklamayı yaptı: Bunları duyuyoruz, ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum ama büyük bir hareket getirdiği kesin… Tam 10 yıl aradan sonra bir halk konseri verecek Tarkan. Tam da bu kasvetli iklimde nefes aldıracak insanlara… Umuda çok ihtiyacımız var.
KILIÇDAROĞLU YORUMU
Soyer programda son olarak Millet İttifakı cephesindeki Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu ve CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “6’lı masa uzlaşırsa ben hazırım” mesajını yorumladı. Soyer, “Ben gelen tüm o atmosferin, yaşanan tüm sürecin Sayın Genel Başkanımızı Cumhurbaşkanlığı sürecine hazırlandığına inanıyorum. Başından beri de Sayın Genel Başkanımızın Cumhurbaşkanı olması gerektiğine inandım. Çok yakıştığına inanıyorum. Cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandırmak için en uygun isim olduğunu düşünüyorum. Kendisini inanılmaz güzel bir paylaşım yapmıştı 30 Ağustos günü… Bir mülakatı olmuştu, orada okudum. Diyor ki; ’30 Ağustos Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal Ankara’ya büyük bir kahraman olarak döndü. Ve gençliğinden beri hayalini kurduğu cumhuriyet düşünün peşinden koşmaya başladı. Bunun için çalışmaya başladı. Cumhuriyet için de şöyle bir tarif yapıyor diyor, barışın tatlı güneşi…’ Ben de diyorum ki, ‘Bizim genel başkanımız bu memleketi demokrasinin tatlı güneşiyle aydınlatacak’… Ben çok yakışacağına inanıyorum, o yüzden sabırsızlıkla heyecanla bekliyorum.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |