Soyer'den çarpıcı 'silajlık mısır' çıkışı: İliğimiz kemiğimizi kuruttu!

GERÇEKİZMİR - Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 100. Yıl Bayındır Süt İşleme Fabrikası'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada çarpıcı bir 'silajlık mısır' çıkışına imza attı. 

Genetiği değiştirilmiş ürünün ülkeye verdiği zararı maddeler halinde sıralayan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Hükümetin ısrarla desteklediği bu üretimin arkasında kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Emperyalizm kirli postallarıyla işgal edemediği toprakları tohumlarıyla gasp etmek istiyor. Ama iyi bilsinler İzmirli bu oyuna gelmez. Çünkü artık İzmir’de yükselen bir cumhuriyet kalesi var" ifadelerini kullandı. 

İŞTE SOYER'İN AÇIKLAMASI: 
Silajlık mısırdan kurtulmamız lazım. Et fiyatları ucuzlasın istiyorsak GDO’lu silajlık mısırdan kurtulmamız lazım. Çocuklar yatağa aç girmesin istiyorsak silajlık mısırı bırakmamız lazım. Küçük Menderes Havzası çöl olmasın istiyorsak silajlık mısırı terk etmemiz lazım. Bir fidanı 85 litre su tüketen bu ürün iliğimizi kemiğimizi kuruttu. Ülke topraklarını, vatanımızı seviyorsak silajlık mısırdan vazgeçmemiz lazım. Çünkü bu ürün dağlarımızda yerli hayvan ırklarının otladığı meraları terk etmemize sebep oldu. Onun yerine ovalara taşındık. Buğday, meyve, sebze üretilen ovalarımızda artık sadece mısır tarlaları var. Hükümetin ısrarla desteklediği bu üretimin arkasında kimlerin olduğunu çok iyi biliyoruz. Emperyalizm kirli postallarıyla işgal edemediği toprakları tohumlarıyla gasp etmek istiyor. Ama iyi bilsinler İzmirli bu oyuna gelmez. Çünkü artık İzmir’de yükselen bir cumhuriyet kalesi var. Bu kale topraklarımız yeniden özgürlüğüne kavuşsun diye… Göreceksiniz bu kale yerli ve milli tohumlarımızı yeniden toprakla buluşturacak. Başka bir tarımın mümkün olduğunu İzmir’den tüm dünyaya gösterecek. Artık İzmir’de geçim derdi yaşayan tek bir çoban, umut ışığının söndüğü tek bir ahıl, bereketin eksik kaldığı tek bir tarla olmayacak. Milliyetçilik hamasetle olmaz. Bu vatanı sevmek demek onun dağlarını, ağaçlarını, derelerini korumak demektir. Bu yurdun toprağını yaşatmak, dağlardaki çoban ateşini korumak demektir. Yerli ve milli olmak bu ülkenin özdeğerlerine sahip çıkmak demektir. Bizim için vatanseverlik budur.