GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer Habertürk TV’de katıldığı canlı yayında Gazeteci Didem Arslan’ın sorularını yanıtladı.
Soyer kendisini CHP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığına taşıyan süreci anlatırken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile ilgili önemli sorulara cevap verdi, adaylığı ilan edildikten sonra tartışma konusu olan babası 12 Eylül dönemi savcısı Nurettin Soyer hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP’nin İzmir Büyükşehir Adayı Soyer adaylığını açıklandığı gün öğrendiğini ifade ederken, “Öncesinde hiçbir netlik yoktu… Asla böyle bir şey söylenmedi. 2-3 gün öncesine kadar hissettirilmedi bile… Genel Merkezimizde iki Genel Başkan Yardımcımız il ve ilçelerden gelen adayların dosyalarını kategorize ederek, MYK’ya getiriyorlar. Bu isimler MYK’da tartışıldıktan sonra Parti Meclis’e onay için sunuluyor. Süreç böyle işliyor” dedi.
Soyer neden kendisinin seçildiği yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: Muhtemelen böyle bir eğilim oluştu. Diğer profillere de bakarsanız kentlerinde başarılı olmuş yerel yöneticiler seçildi. İstanbul Adayımız Ekrem İmamoğlu böyle ha keza Ankara Adayımız Mansur Yavaş da öyle… Yerel siyasette başarılı adaylar üzerine yoğunlaşıldı ve muhtemelen bu belirleyici sebep oldu.
MUHTEMELEN BAŞKA BİR İSMİN ADAY OLMASINI İSTİYORDU
Soyer adının açıklanması beklenen Parti Meclisi toplantısı öncesi Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Ankara’da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin ardından gündeme damga vurduğu adaylık kararı hakkında da şunları söyledi: Beklemediğimiz bir şeydi… Bütün bir İzmir için şaşırtıcı bir gelişmeydi. Çünkü aylar öncesinden, 1 Ekim’de “Ben aday olmayacağım” demişti. Bunu da anlamaya çalışıyorum. Sonuç olarak Aziz Başkan yerine daha çok uygun gördüğü birini öngörmüş onlar kabul görmeyince kendi aday olmak istemiş olabilir… Muhtemelen Aziz Bey bir başka ismin aday olması gerektiğini düşünüyordu.
KOCAOĞLU NEDEN İSMİNE İTİRAZ ETTİ?
Soyer Kocaoğlu’nun kendisine neden karşı çıktığı yönündeki soruya ise “Aziz Bey’le bizim aramızda 10 yıl boyunca en ufak bir tartışma yaşanmadı. Bir kaş kalkması bile yaşanmadı. Fakat şunu anlıyorum Aziz Başkan 30 ilçenin bağlı olduğu bir Büyükşehir Belediye Başkanı… Belki onlardan birini bu göreve layık görmüş olabilir bunu bilemem… Bunu gerçekten O’na sormak gerekebilir ama ben bir gerekçe bilmiyorum. Beni hangi gerekçeyle istememiş olabilir bilmiyorum” yanıtını verdi.
CHP’nin İzmir Büyükşehir Adayı, Kocaoğlu’nun “İzmir çantada keklik değil” çıkışını da “Doğru… İlk andan beri aynı şeyi düşünüyorum, şimdi de aynı şeyi düşünüyorum. Sandık bu! Ne kadar anket yaparsanız yapın insanlar o gün oyunu atacak. Daha koskoca 55 gün var. Neler yaşanacak bilmiyoruz” sözleriyle yorumladı.
NURETTİN SOYER ELEŞTİRİLERİ HAKKINDA…
Soyer programda adaylığı açıklandıktan sonra babası 12 Eylül Savcısı Nurettin Soyer üzerinden MHP ve AK Parti cephesinden gelen sert tepkilere de yanıt verdi. CHP’nin İzmir Büyükşehir Adayı şunları söyledi:
Ben 10 yıllık başkanlığımda bir kez babamla ilgili bir cümle kurdum. O da 15 Temmuz darbe girişimi sonrasıydı… Babam Fethullah Gülen’in hapse atılmasını sağlayan bir hakimdi. Bunu söyledim, “Babamla gurur duyuyorum” dedim. Babam Türk Ordusu’nun şerefli bir subayıdır, dedem Kuva-i Milliye kahramanıdır. Darbeye tabi ki de karşıyız. Demokrasi tabi ki sahip çıkılması gereken şey… 10 yıldır başkanım böyle bir tartışma yaşanmadı ama Büyükşehir’e aday olunca gündeme getirildi. Ben Büyükşehir’e adayım. Bunun kriterleri tartışılmalı… NE vaat ettiğim ne yapıp yapamayacağım tartışılmalı… Ne yazık ki siyaset bu zeminde yürümüyor. Bunun çok kötü sonuçları var. İyi niyetli insanlar bu yüzden siyasetten geri duruyorlar. Bu çirkinlik bana da bulaşır diye düşünüyorlar. Haklılar ama Platon’un zamanında dediği gibi ‘Siyasetten uzak duracak kadar insanlar sonunda aptal insanlar tarafından yönetilirler’… Gerçekten de iyi insanlar siyasetin içinde olmalı…
MHP İLE GRUP TOPLANTILARI YAPIYORUZ
2014 yılında ben belediye başkanı seçildiğimde şöyle bir tablo vardı, AK Partili ve CHP’li üyeler vardı. MHP’li üye hiç yoktu… Oysa ilçede yüzde 10’un üzerinde oyları vardı. Biz bir davet yaptık, Seferihisar Belediye Meclisi’nde temsil edilmiyorsunuz. Ama ilçede varsınız. O nedenle sizle her ay grup toplantısı yapalım. Ve yıllardır bunu yapıyoruz. Bizim demokrasi anlayışımız böyle bir anlayış… 40 yıl öncesinden daha değişik bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Kesinlikle darbelerin bu memleketi geriye götürdüğüne inanıyorum. Demokrasi en güzel yaşam biçimi.Bunu korumak, sahip çıkmak durumundayız. Hayatımızın kalitesi önce demokrasiye bağlı olmaktan geçiyor. Çok net olarak söylüyorum: Darbeler nereden gelirse gelsin, bu memlekete yapılmış büyük kötülüktür.
"BABAM HUKUKÇU VE DEVLET MEMURUYDU, HUKUKU KORUDU"
12 Eylül'le ilgili hiç iyi şeyler düşünmüyorum. Bunun savunulur yanı yok. Benim babam askeri savcı, devlet memuru ve bir asker. O hiyerarşi içinde önüne gelen davanın gereğini yapmak zorunda. Bu bazen MHP'ye, bazen Dev-Genç'e, bazen TÖBDER', rahmetli Ecevit'e.. Babam bir devlet memuru, hukukçu. O günün koşullarında hukuku korumak için elinden geleni yaptığını biliyorum.
"SAYIN CİNDORUK VE SAYIN BAYKAL BANA BABAMI ANLATTI"
Geçen Hüsamettin Cindoruk beni aradı. "Babanı bana sorsunlar. Ben onun ne kadar iyi olduğunu biliyorum" dedi. Sayın Baykal'ı ziyaret ettim. Benzer şeyleri söyledi. Ben demokrat bir insanım, demokrasiye aşkla inanan bir insanım. Nasıl ülkücülerle, MHP'lilerle her ay toplanıyorsam demokratlığıma daha nasıl örnek verebilirim size bilmiyorum...
"12 EYLÜL DÖNEMİNİN NERESİNİ SAVUNACAKSINIZ Kİ..."
O dönem karanlık dönem. Neresini savunacaksınız. Babamla konuşurduk. Uğur Mumcu'yla yaptıkları bir kitap var 12 Eylül adaleti üzerine. Bende o donem ve demokrat ve görevini yapan birisi olarak bir algısı var bende babamın.
"İYİ PARTİ İLE KURULAN İTTİFAKIN, İYİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
Soyer İYİ Parti ile yapılan ittifak hakkında ise şöyle konuştu: Ben özellikle yerel siyasette çok daha geniş ittifaklar kurulması gerektiğini düşünüyorum. Yerel siyasetin merkezi siyasetten çok önemli farkı, ayrıştırıcı değil, kucaklaştırıcı olması gerektiğini düşünüyorum. İYİ Parti ittifakının mutlaka iyi olacağını düşünüyorum.
İYİ Parti yöneticilerin ittifak ruhuna uygun, vicdanen sahip çıktıklarını görüyorum. İYİ Parti'yle bir çok ilçede kuvvetli. Birlikte çalışacağız. Merkezi siyasetin ayrıştırdığı sonuçları bir tarafa bırakmak zorundayız. Bir parkta aydınlatma yok diyelim. O parktaki insanların hangi partide olursa olsun hepsi birlikte etkileniyorlar. İnsanlar zaten ona bakıp, bakmadığınıza göre size oy verirler.
"AK PARTİLİ GENÇLER BANA OY VERECEK! HDP'YLE İTTİFAK YOK"
CHP'nin İzmir Büyükşehir Adayı HDP'nin 3 büyükşehir aday çıkarmama kararı sonrası 'HDP ile de bir ittifak var mı?' sorusuna ise, "HDP'le ne örtülü ne açık, böyle bir ittifak yok. Ben AK Parti tabanından da oy almak istiyorum. Gençleri bana oy verecek. Kadınlar oy verecekler. Yerel yönetim başka bir şey... O sokak lambası yanmayan parkın lambasını onaracak mı? Yerel seçim dinamikleri çok farklı işliyor. İyi ki de öyle işliyor. Çünkü demokrasi ancak o zaman gelişiyor. Demokrasi her şeye rağmen demokraside daha çok nefes alıyor. Demokrasiyi savunarak, birlikte yaşam kültürünü savunarak, birlikte yönetmeye davet ederek HDP'den oy alacağız. İzmir'in kökleri, geleneklerini demokrasiyi en iyi serpiştirecek bir mecra. Demokrasinin erdemleriyle, değerleriyle teknolojiyi buluşturmak demek. Cep telefonunuza yükleyeceğiniz aplikasyonlarla kimin hangi mahallede neye ihtiyacı var. Bütün bunları öğrenip ona göre irade ortaya koyacağız. Bunun için net bir biçimde teknolojiyi kullanmanız lazım. Biz İzmirlilerin oyuna talibiz. Sadece demokrasiye inansınlar yeter. Demokrat İzmir o yüzden demokrat..." yanıtını verdi.
"İZMİRLİ CUMHURİYET'İN DEĞERLERİNDEN HAYAT BULUYOR"
Soyer programda İzmir'in 'CHP'nin kalesi' olarak tanımlanmasının nedenini ise şu sözlerle açıkladı:
İzmir Akdeniz çanağında ticaret hacminin yüzde 30'unu tek başına yapan bir kentmiş. İzmir liman kenti olmak nedeniyle farklı kültürlerin bir arada yaşamasını mümkün kılmış. İzmir bir yürektir. Kan kaybediyor ama sonuçta o yürek hem Doğu'ya hem Batı'ya değerleri pompalamaya devam ediyor. İzmir bir arada yaşama kültürü geliştirmiştir. İzmir'de herkes İzmirlidir. Benim Mardinli arkadaşım memleketine gittiğinde 'İzmirliyim' diyor.İzmir bir arada yaşamanın güzelliğini keşfeden bir yer. İzmir herkesi sarıp sarmalıyor. İzmir'i değerleri savunucusu olduğu için CHP'ye oy veriyor. Cumhuriyet, cumhuriyetin erdemleri, Mustafa Kemal Atatürk'ün erdemleri, değerleri. Bundan aslında hayat buluyor. İzmirli her şeyden önce bu yaşam kültürünün sürdürülmesinin, güvence altında tutmak istiyor.
PROJELER...
CHP'nin İzmir Büyükşehir Adayı projeler konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. "Projeleri cebimde taşımıyorum. İzmirlilerle birlikte yapacağız" diyen Soyer şu mesajları verdi:
"1 NİSAN SABAHI 6 BELEDİYE BAŞKANINA MEKTUP YAZACAĞIZ"
İzmir'in altyapı meselesi var, çöp meselesi var. Ama bu hikayeyi dönüştürmek mümkün. Malzeme olağanüstü zengin orada duruyor. Şimdi o güzellikleri ortaya çıkarmanın vakti geldi. Akdeniz çanağında göz kamaştıran İzmir'i ortaya koymak gerekiyor. Öncelikle altyapı, ulaşım, trafik, çöp, katı atık bertarafıyla ilgili meselelere odaklanacağız. İki temel şey var. 1 Nisan sabahı 6 belediye başkanı: İskenderiye, Atina, Roma, Marsilya, Barcelona'ya mektup yazacağız. Akdeniz kentler birliği kuruyoruz. Kentler ağını bütün Akdeniz çanağına yaymayı planlıyoruz.
"TEKNOLOJİYİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN KULLANACAĞIZ"
Trafik meselesi yol meselesi değil, planlama meselesidir. Öylesine gelişti ki teknoloji, siz bir kavşakta araç yoğunluğunu, nereye doğru akmakta olduğunu birtakım sensörler koyarak öğrenebiliyorsunuz. Teknolojiyi bu tür çözümler üretilmesi için kullanacağız.
"PERSPEKTİFİ İZMİR'DE ARKA TARAFLARA DOĞRU AÇAĞIZ"
Biz İzmir'i tekrar dünyaya açacağız. Dünyanın global bir aktörü hale getireceğiz. Perspektifi arka tarafa açacağız. Biz hep protokole proje ürettik. Denizi görmeyenler var, sahneyi görmeyenler var. O mahallelere de gerek Aziz Kocaoğlu'nun, Yüksel Çakmur'un, Osman Kibar'ın, Burhan Özfatura'nın tabii ki yaptıkları var. Ben perspektifi değiştirmekten bahsediyorum. Bunun içine giren çok sayıda proje var. Bunları cebimde taşıyor değilim.
"BİR BUĞDAY TANESİNDEN 500 DÖNÜMLÜK KARAKILÇIK ÜRETİYORUZ"
Seferihisar deneyimi bizim için inanılmaz bir süreçti. Bir amcamız buğday tohumu vermişti. Hiç oynanmamış tamamen doğal. Binlerce yıldır o topraklarda üretilen bir tohum. Biz 280 tür tohum toplamıştık ilk yıl. Kavonoz diplerinden, çeyiz sandıklarından topladık. 80 türünü çimlendirmeyi başardık. Her yıl çoğaldı. O bir avuç karakılçık tohumunu yıllarca uğraştık. Önce saksılarda, sonra 6 dönümlük bahçeye döndük. Bu yıl 500 dönümün üzerinde Seferihisar'da karakılçık üretiliyor.
"ELEKTRİK ENERJİSİ İÇİN GÜNEŞTEN FAYDALANACAĞIZ"
Biz senede 300 gün güneşi olmakla övünen bir şehiriz. Eğer siz güneşten elektrik elde etmiyorsanız bunun mazareti olamaz. Enerji Üretim Kooperatifi kurduk Seferihisar ölçeğinde. Paneller kurduk, belediye binasının elektiriğini oradan sağladık. Bu bir model. Hep birlikte enerjiden para kazanacağız, İzmir'in elektrik ihtiyacını bu kaynaklardan karşılayacağız.
"İZMİR İÇİN YENİ PROJE: GENÇ ELÇİLER PROJESİ..."
Brexit oylaması yapıldı. Gençler çok muhaliftiler. Yaşlılar yaşamayacakları devrin kararlarını o masada aldılar. Gençlerin gelecekleriyle ilgili kararları alabilmesi lazım. Bizim onlarla ilgili karar almaya hakkımız olmadığını düşünüyorum. Genç elçiler, digital dönüşüm, nanoteknoloji elçisi olacak. Bu elçileri gençler seçecek. Mahalle meclislerinden çıkacak o gençler. Biz gençlerle beraber yürüyeceğiz.
"ÇOCUK BELEDİYELERİ MAHALLE KÜTÜPHANELERİ KURACAĞIZ"
Kent konseylerini çok aktif mecralar olarak kullanacağız. Dijital teknolojilerini çok yoğun kullanacağız. Çocuk belediyelerini kuracağız. Mahallelerde mahalle kütüphaneleri kuracağız. Ücretsiz internet erişimi, çorba ve ısıtma olacak. Burada kast ettiğimiz şey gençler oraya geldiklerinde internet üzerinden her türlü bilgi, belgeye ulaşabilir olsunlar. Sosyalleşsinler.
"BİZ İZMİR'E GELEN İNSANLARI İZMİRLEŞTİRECEĞİZ..."
İzmir Türkiye'yi değiştirecek. İzmir çok renk, çok ses, çok nefes demektir. İzmir daha çok nefesi Türkiye'ye verecek. İzmir bir lokomotif gibi vagonları arkasına takacak. İzmir bu yaşam kültürünü korumak istiyor. İzmir bu zenginliği, iklimi korumak istiyor. İzmir gelenleri kucaklıyor. Bütün mesele bunu sürdürebilir kılmakta. Biz geçmişimizi biliyoruz, geçmişimizin ne kadar muhteşem olduğunu biliyoruz. Buradan bir gelecek tahayyülü kurmak lazım. Gelen insanları İzmirlileştireceğiz, İzmirleştireceğiz.
"SİNEMA VE MÜZİK ENDÜSTRİSİNİ İZMİR'E TAŞIYACAĞIZ"
İstanbul'da sinema endüstrisi tıkanmış durumda. Ama set İzmir'de ise set çalışanları mutlu oluyor. Çünkü hava güzel, mevsim iyi. İzmir sinema endüstrisine ev sahipliği yapacak alanlara, imkanlara sahip. Müzik endüstrisini de İzmir'e taşıyacağız. İzmir'in böyle bir potansiyeli, gücü var. İzmir onlara yaşam alanı gösterecek.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |