Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer son dönemde İzmir Körfezi’nde meydana gelen balık ölümleri ve yaşanan kirlilikle ilgili açıklamalarda bulundu.
Soyer, mevcut İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ‘Ben Körfez’de yüzmeyi vadetmiyorum’ açıklamasına ve Körfez’de sorumluluğun bakanlıkta olduğuna işaret eden konuşmalarına yanıt verdi.
Soyer’in Tugay’ın ‘Körfez’deki kirlilik son 10 senede arttı’ açıklamasının doğru olmadığını belirtti.
Eski Başkan Soyer Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde 5. faz çalışmasının an itibariyle gerekli olmadığını belirtti.
“SİRKÜLASYON VE NAVİGASYON KANALININ MALİYETİ 200 MİLYON EURO!”
Soyer konuşmasının başında, “Strabon, Amasyalı filozof 2000 yıl önce yaşıyor. M.Ö. 64’te “Geographica” adlı bir kitap yazıyor. Bayraklı’dan Meles etrafına taşınan NeaSmyrna’da kanal ve altyapı sorunu bulunduğunu yazıyor ve “Gezip gördüğüm Dünya’daki en güzel kentte, koku ve taşkınların ancak mühendislik önlemleriyle ortadan kaldırılabileceğini ve fakat bunun ihmal edildiğini” gördüğünü söylüyor. 1986 yılına kadar Körfez’in kokusuna ve kirliliğine neredeyse hiç müdahale edilmiyor. Yaşı yetenler hatırlayacaktır 70’li yıllarda, 80’lerde özellikle Bayraklı’dan burnumuzu kapatarak geçerdik ve İzmir’den utanırdık. 86’da başlayan “Büyük Kanal” projesinin 2000 yılında tamamlanmasıyla koku büyük ölçüde bitiyor. Körfez’in iki ucunda; güneybatıda Narlıdere AAT tesisi ve Çiğli’de Çiğli AAT tesisleri yapılarak kent merkezinin atıksuyu büyük oranda arıtılmış olarak Körfez’e deşarj ediliyor. 2000 yıllık sorun böylece büyük ölçüde çözülüyor. Bugün o çözümü üretenleri saygıyla, rahmetle anıyorum. Ancak bir kısım eksikler, tasarım ve uygulama hataları nedeniyle, hem Körfez’deki sığlaşma hem de zaman zaman ortaya çıkan koku problemi yeniden bilimsel çalışmaların başlatılmasını gerektiriyor. Önceki dönemde kurulan Bilim Kurulu çok değerli bilim insanlarını bir araya getiriyor ve Sirkülasyon Kanalı ile Navigasyon Kanalı fikri ortaya atılıyor. Sirkülasyon kanalı, 250m genişlik 800 metre uzunluk ve 6.5 m derinliğinde bir kanal. Bu kanallar 2018 yılı fiyatları ile 200 milyon euronun üzerinde bir maliyet tutuyor. Navigasyon Kanalı su çekme mesafesi 10 metreden fazla, 14-15 metrelere kadar olan en büyük gemilerin de limana girmesine olanak vereceği için çok kıymetli bir proje. O dönem Navigasyon Kanalı’nın TCDD tarafından, Diğer kanal, Sirkülasyon Kanalının ise İBB tarafından yapılması öngörülüyor. Öncelikle belirtmeliyim ki bizim bu çalışmaları elimizin tersiyle itmemiz söz konusu değildir. Strabon’dan aldığımız dersle önce “kirletmemek” için ne tür mühendislik çalışmaları yapmalıyız sorusunun cevabını aramaya başladık. Çünkü kanal, temizlik sağlayacak bir çözüm ortaya koymayacak, olsa olsa körfezde temiz su hareketliliğini arttıracak bir etki yaratacaktı. O nedenle sirkülasyon kanalından önce kirlenmeyi durdurmak için yapılması gerekenler vardı. Bunları yapmazsak Körfez’de hayatın sona ereceğini gördük" ifadelerini kullandı.
Soyer’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
“5. FAZ 2050 YILININ ÖNCESİNİN MESELESİ DEĞİL”
Karada gerçekleşen bir diğer çalışma derelerin restorasyonu. 33 dere Körfez’e akıyor. Yılda 243 km temizlik yaptık. Melez Deltası’nda 26 bin metreküp tarama çalışması yaptık. Kokunun sebebi düşük sirkülasyon değil, kirlilik. Bir neden de Gediz Nehri. Kirlik yükünü ortaya koymak için 4 günlük bir Gediz güzergahı takibi yapmıştık. Pırıl pırıl doğan kaynak noktasından nasıl kirlendiğini gördük. Gediz’i katmamız gerek. Atıksu arıtma tesislerindeki çalışmaları 2. ayak… İki Çiğli’de 1., 2. ve 3. fazların revizyonu. Geçen yıl 23 yıl içinde tesiste hiç revizyon yapılmamış çok ciddi bakım ihtiyacı doğmuştu. Bu çerçevede 3. fazın yenilemesi yapıldı. 2023 yılında fabrika ayarlarına dönüldü. İfade edilen 5. faz 2050 yılının öncesinin meselesi değil.
NARLIDERE, KARABAĞLAR ATIKSU ARITMA PROJELERİ
Narlıdere’deki atıksu arıtma da iyileştirme projesi hazır. Uzun yıllar şehre hizmet veren tesis için revizyon çalışmaları başlatıldı. Böylece Narlıdere bölgesinde atıksunun arıtması için Çiğli’ye taşınmasından kurtulmuş olacağız. Karabağlar atıksu arıtma projesi de hazırlandı. Kentin atık su arıtma kapasitesini arıtacak, Çiğli’nin yükünü yüzde 15 hafifletecek. Deşarj edilecek ve arıtılacak su Meles Çayı’na gidecek 2026 yılında yapılması öngörülen Expo’ya da fayda sağlayacak.
ÇİĞLİ’DEKİ TESİSE ÇAMUR KURUTMA ELEŞTİRİSİ
Benim başkanlığımdan önceki, 15 yıl içinde İzmir Türkiye’nin en çok ileri biyolojik arıtma tesisi olan kenti haline getirilmiştir. Ancak aynı dönemde yapılan Çiğli AAT’nde kurulan Çamur Kurutma Tesisi teknoloji ve kapasitesiyle yanlış bir seçim olmuş, bu nedenle yetersiz kalmıştır. Sonuç olarak, Çiğli AAT çalışmaya başladığı günden bugüne kadar 50 metreye 200 metrelik 40 havuzda toplam 2,5 milyon m3 çamur biriktirilmiş ve bu da Körfez’in en önemli koku kaynaklarından biri olmuştur. Bu sebeple Çiğli atıksu arıtma tesisinde çıkarılan günde 400-500 ton çamurun bölgeye dökülmesine derhal son verdik. Çıkan çamuru Manisa’da lisanslı bir tesise taşımaya başladık. İYTE ile yapılan çalışma sonucunda yaklaşık 1 milyon metrekarelik çamur döküm alanının yapılan rehabilitasyonla rekreasyon alanına dönüştürülmesi çalışmasına başladık. Böylece önemli koku kaynaklarından birini daha ortadan kaldırmış olduk.
“SÜNGER KENT ENTELEKTÜEL FANTEZİSİ DEĞİL”
Sünger Kent projesi mutlaka sürdürülmeli, vazgeçilmemelidir. Bu proje aslında Türkiye’ye model olacaktır. Bunlar entelektüel fantezisi değil. Bu çerçevede doğa temelli bir yağmur suyu yönetim sistemi olarak geliştirdiğimiz Süngerkent projesi mutlaka sürdürülmelidir. Kentin çatılarından ve yollarından kanalizasyon sistemine giren yağmur sularını toplayarak hem taşkınları azaltan hem de suyu kullanılabilir hale getiren uygulamalardan vazgeçilmemelidir. Akdeniz Üniversitesi tarafından ödüllendirilen proje, Türkiye’ye model olacaktır. Bunlar entelektüel fantezi değil, bütün dünyada geliştirilmeye çalışılan, doğa temelli çözümlerin ilk adımlarıdır.
“2023’TE 10 NOKTADA YÜZÜLEBİLİR RAPORU ALDIK”
İzmir İl Sağlık Müdürlüğü 9 Ekim 2023 tarihinde Körfezi’nde 10 noktada denize girilebilir olduğunu gösterdi. Bizim raporlarımız değil İl Sağlık Müdürlüğü’nün.
"YÜZÜLEBİLİR KÖRFEZ MÜMKÜN"
Peki, 1 yıl içerisinde ne oldu da Körfez kirliliği birden arttı ve toplu balık ölümleri gerçekleşti? Hiç eşine rastlanmamış bu tablonun sebepleri üniversiteler, TÜBİTAK, ilgili bakanlıklar ve belediyenin ilgili birimleri tarafından araştırılmaya devam ediliyor. Örneğin 15 Ağustos’ta başlayan ve 4 gün süren Büyük İzmir yangınının küllerinin Körfez’i kapladığı ve yüzeyde oluşan kül tabakasının sudaki oksijen miktarını düşürdüğü ihtimali araştırılıyor. Uzun yıllardır yaşanan en sıcak yaz olmasının Körfez’deki etkileri araştırılıyor. Bu olağanüstü, hepimizi kaygılandıran olayı ne tetikledi bilimsel çalışmalar ortaya koyacaktır. Sonuçlar ne olursa olsun “önce kirletmeme” prensibi korunmalıdır. Yaşayan Körfez stratejisi ile ilgili olarak atılan adımlardan asla vazgeçilmemelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla yapılan iş birliği görüşmelerinin bir zararı yoktur. Ancak yağmursuyu ayrıştırma kanallarının yapımı, Karabağlar arıtma tesisinin yapımı, Çiğli ve Narlıdere tesislerinin revizyon ve kapasite artışları, derivasyon kanalı, derelerin ıslahı, dere ağızlarının taraması, süngerkent uygulamaları ve benzeri tüm sorumluluklar İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yetki ve görev alanındadır. Bakanlık Körfeze akan derelerin kirliliğini ve özellikle “Gediz Nehri Havza Yönetim Planı” ile Gediz’i denetlemeye ve kirlilik yaratanların cezalandırılmasına dair iradesini güçlendirebilir. Sirkülasyon ve Navigasyon kanallarını yapabilir, Körfezde dip taraması ve temizlik çalışmalarına katkı verebilir. Fakat körfezin temizliğinin büyük oranda İzmir Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu yasal olarak kaçınılamaz bir sorumluluktur. Çeşitli duyumlara göre araplara satılan limana daha büyük gemilerin girişine imkan sağlayacak Navigasyon Kanalı’nın bir koşul olarak öne sürülmüş olma ihtimali zaten bu çalışmayı hızlandıracak gibi görünüyor. Sonuç olarak “Yaşayan Körfez” ve “ Yüzülebilir Körfez” mümkündür. Bu hedefe bu kadar çok yaklaşılmışken, bu hedefin altyapısı için bu kadar büyük yatırımlar ve hazırlıklar yapılmışken, bu hedeften vazgeçilmesi asla affedilemeyecek bir tarihsel sorumluluktur. Tam 1 yıl önce, koku sorunu giderilmiş ve 10 noktada denize girilebilir hale gelmiş Körfez’in 6 ayda nasıl bu noktaya geldiği mutlaka sorgulanmalıdır.
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KÖRFEZ’DE YÜZECEĞİM DEMEK ZORUNDA”
Körfez’de yüzeceğim derken ne ham bir hayal kurdum ne de siyasi popülizm yapıyordum. Görev sürem içinde 11 milyar liralık yatırımla başlattığımız çalışmaların devam ettirilmesi yüzülebilir Körfez’i mümkün kılacaktır. Kaybedilecek 1 dakika bile yok. Kimse hayali düşmanlar aramasın. İzlenecek yol bellidir. Yaşayan Körfez stratejisin kesintisiz uygulanmalıdır. Bu şehrin yerel yöneticileri Körfez’de yüzeceğim demeli ve gereğini yapmalıdır. Körfez’de yüzeceğim demek kişisel bir fantezi değil. Belediye başkanı diyemiyorsa eksik yapıyorduk görevini benden sonrakiler de demek zorunda, başarmak zorunda. Bunu bir belediye başkan söyleyebilmeli.
TUGAY’A YANIT: HİÇBİR BİLİMSEL VERİSİ YOK!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ‘Körfez’deki kirlik son 10 senede arttı’ yönündeki açıklamasına yanıt veren Soyer, “Hiçbir bilimsel verisi yok bunun. İl Sağlık Müdürlüğü açıklamıştı. 9 Ekim 2023 tarihindeki yaptıkları analiz. 10 sene önce böyle bir şey yoktu. 5 senede bizim katettiğimiz yol bu. Geldiğimiz yol budur. Körfez 10 senedir kokuyor bunlar doğru laflar değil” dedi.
“KÖRFEZ’DE SORUMLULUK YÜZDE 99 BÜYÜKŞEHİR’DE!”
Çevre Şehircilik Bakanlığı’nı nerede talep ediyoruz? Navigasyon kanalı ve sirkülasyon kanalı yapılabilir. Kirlenmenin denetlenmesi… Bu kadar. Körfez yüzde 99’u İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda bundan kaçılması mümkün değildir. Bu sorumlulukları yerine getirilmesi için 5 yıl boyunca yaptığımız bir altlık var.
''TUGAY HİÇBİR ÇALIŞMAMIZ YOK GİBİ KONUŞUYOR''
Eski Başkan Soyer gelen bir soru üzerine ise, “Bir belediye başkanı körfezde yüzeceğim demelidir, bu görevidir. Mevcut belediye başkanı bizim hiçbir çalışmamamız yok gibi konuşuyor. Hepimizin parasını yatırdık biz oraya ortada bir sonuç var ve olumlu, bunun takibini yapıp devamını getirmeliyiz. Asıl kamu zararı o” dedi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |