Olay, dün sabah saat 06.30 sıralarında Alsancak'taki 1468 Sokak'ta bulunan 4 katlı bir apartmanın ikinci katında meydana geldi. 'Hande Şeker' takma adını kullanan trans birey Burak Batmaz ile para karşılığı birlikte olmak için eve geldiği öne sürülen ikinci el telefon satışı yapan A.T.K. arasında tartışma çıktı. Bu sırada dairenin dışında bulunan ve izinli olduğu belirtilen polis memuru A.D. 23), trans bireylerin, arkadaşı A.T.K.'ye saldırdığını düşünüp içeri girdi ve tabancasını çekerek, peş peşe ateş etti. Vücuduna 2 kurşun isabet eden Burak Batmaz ile kendisi gibi trans birey olan arkadaşı Y.A. ve A.T.K. yaralandı.
Bina sakinlerinin ihbarı üzerine bölgeye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Batmaz'ın olay yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Kolundan yaralanan Y.A. ambulansla Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne, seken kurşunla ayağından vurulan A.T.K. da Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Polis ekipleri, meslektaşları A.D. ile tedavisinin tamamlanmasının ardından A.T.K.'yi gözaltına aldı.
Polis memuru A.D., bu sabah adliyeye sevk edildi. A.T.K. ise emniyetten serbest bırakıldı. Polis memuru A.D. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine konuldu.
İZMİR BAROSU'NDAN TEPKİ
İzmir'in Alsancak semtinde 'Hande Şeker' takma adlı trans birey Burak Batmaz'ın polis memuru A.D. tarafından öldürülmesinin ardından, konuyla ilgili bilgi almak için emniyete giden İzmir Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu üyesi avukatlara, polisler tarafından kötü davranıldığı öne sürüldü. İzmir Barosu tarafından konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, "Olayın ardından bilgi almak için karakola giden baromuzun LGBTİ+ Hakları Komisyonu üyesi meslektaşımızdan edindiğimiz bilgiye göre; kolluk görevlilerinin görevlerini kötüye kullandığı, meslektaşları olan saldırganı koruyucu, ancak görevini yapmaya çalışan komisyon üyesi meslektaşımıza karşı saygısız bir tutum içerisinde oldukları gözlemlenmiştir. Bu nedenle etkin soruşturma yükümlülüğünün yerine getirilmesi imkanının ortadan kalktığı kanaati neticesinde, adli kolluk olarak başka bir kolluk teşkilatının görevlendirilmesi talebi ile savcılığa başvurulmuştur. Son dönemde karakollarda ve cezaevlerinde işkencenin yeniden gündeme geliyor olması ile bu olayın yaşanması doğrudan ilişkilidir. Kamu gücünün orantısız ve hukuka aykırı bir biçimde kullanılmasını adeta teşvik eden siyasilere ve diğer kişilere cezasızlık politikasının işletilmesinin, ağır insan hakları ihlallerine sebebiyet vermesi ne yazık ki kaçınılmaz bir sonuçtur" denildi.
Açıklamaya, "İzmir Barosu olarak sürecin takipçisi olacağımızı ve avukatlık görevimizi nefret cinayetlerinin son bulması adına yapmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgilerine sunarız" denilerek, son verildi. (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |