Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Temel Eğitim Genel Müdürü Prof. Dr. Zarife Seçer, Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'ne yansıyan ve ortaokullarda 45 olan sınıf geçme puanının Türkçe dersi için 70'e, diğer dersler için 50'ye yükseltilmesi yönündeki karara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin'in öncülüğünde eğitimde Türkçe'yi odağa alan bir yaklaşımla çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Seçer, akademik çalışma sonuçlarının, Türkçe dil becerisi yeterince gelişemeyen çocukların dönem derslerinde ve ikinci dili öğrenmede zorluklar yaşadığını gösterdiğine işaret etti.
Seçer, temel eğitimde öncelikle Türkçe dil eğitimine yönelik önlemleri hayata geçirdiklerini söyledi.
Bu kapsamda, ilkokullarda sınav değil süreç odaklı ölçme sistemini getirdiklerini, çoktan seçmeli sorularla yapılan sınavlara son vererek dinleme, konuşma, okuma ve yazma olmak üzere 4 dil becerisinin destekleneceğini ve ortaokuldaki sınavları da buna göre şekillendirdiklerini anlatan Seçer, bu kapsamda müfredatı da ihtiyaçlar çerçevesinde güncellediklerini belirtti.
"RASTGELE ALDIĞIMIZ BİR KARAR DEĞİL"
Seçer, aldıkları tüm kararları, akademisyenler, uzmanlar, sahadaki öğretmenler ve diğer paydaşlarla işbirliği yaparak hayata geçirdiklerini bildirdi.
İlkokullarda ve ortaokullarda çocukların dil becerilerini ölçmeye yönelik araştırmalar yaptıklarını belirten Seçer, şu bilgileri verdi: "Covid-19 salgını sürecinde tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de dijitalleşme büyük bir hız kazandı ve bu durum öğrencilerimizin erken yaşlardan itibaren teknolojiyle çok daha fazla vakit geçirmelerine neden oldu. Ailelerin bu süreçte çocuklarının dil becerisini geliştirmeye yönelik verebilecekleri destek ne yazık ki sınırlı oldu. Özellikle uzaktan öğretim sürecinin öğrencilerimiz üzerindeki etkisini ölçtük. Konuyu çok geniş kapsamlı araştırma yöntemlerini kullanarak ortaya koyduk.
Öğrencilerin son 5 yıla ilişkin Türkçe dersindeki verilerini, sahadan idarecilerin ve öğretmenlerin görüşlerine de başvurarak masaya yatırdık. Çok güçlü veri sağlayan araştırma sonuçlarımız, Türkçe dersi ile ilgili aldığımız önlemlerin bir ihtiyaç, bir gereklilik olduğunu ortaya koydu. Türkçe dersleri bundan sonra üzerinde en çok durduğumuz konuların başında gelecek."
Araştırmaların, Türkçe dilinde ifade becerisi yüksek öğrencilerin diğer derslerde de yüksek başarı elde ettiğini gösterdiğini vurgulayan Seçer, "Türkçe için arzuladığımız başarı seviyesi, rastgele aldığımız bir karar değil. Bu konuyla ilgili hedefimiz, ileride öğrencilerimizin öğrenim hayatına sirayet eden öğrenme kayıplarını en aza indirgemek" diye konuştu.
"3-6 YAŞ ARASINDAKİ TÜRKÇE SÖZ DAĞARCIĞINI ARAŞTIRIYORUZ"
Zarife Seçer, Türkçe dil becerisi ile ilgili aldıkları diğer çalışmalarla ilgili de bilgi vererek, özellikle 3-6 yaş grubundaki çocukların dil becerilerini desteklemeye yönelik Türkçe Söz Varlığı Projesi'ni yürüttüklerini bildirdi.
Bir grup akademisyenle bu yaş grubundaki çocukların kelime dağarcıklarını araştırdıklarını anlatan Seçer, "Bu yaş grubunda ilk kez dil becerilerine ilişkin bir araştırmaya başladık. Dil öğretiminde 'sihirli yıllar', okul öncesi dönemdir. 36 aylıktan itibaren çocukları okul öncesi eğitim kurumlarına kabul ettiğimizden 3-6 yaş aralığını araştırıyoruz. Teknolojinin yanlış kullanımının bu yaş grubunda da olumsuz etkiler yarattığını öngörüyoruz" ifadelerini kullandı.
Seçer, tüm kademelerde müfredat güncelleme çalışmaları da yürüttüklerini ve bu araştırma sonuçlarına uygun şekilde programlarda güncelleme yapacaklarını sözlerine ekledi. (AA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |