POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
Yeşilçam oyuncusu Samim Meriç hayatını kaybetti
Yeşilçam oyuncusu Samim Meriç hayatını kaybetti
Erdoğan'dan 'Netanyahu tutuklama kararı' açıklaması
Erdoğan'dan 'Netanyahu tutuklama kararı' açıklaması
İmam hatip ve müezzin camide darbedildi
İmam hatip ve müezzin camide darbedildi
2 Kasım 2021 Salı - 15:04

Türkiye'nin ilk tescilli dayak yiyen adamı!

'Stres Koçu' adını onaylatarak Türkiye'nin ilk tescilli dayak yiyen adamı olan Hasan Rıza Günay, 11 yıldır stres atmak isteyenlerin tekme ve tokatlarıyla geçiniyor. 6 yıl yaşadığı ABD'de ilginç formatlarla mesleğini icra eden Günay'ın müşterilerinin çoğunu kadınlar oluşturuyor.

Türkiye nin ilk tescilli dayak yiyen adamı!

Çevresindekilerin bir zanaatı varken kendisinin işsizliği içinde ukde kalan Türkiye'nin ilk tescilli dayak yiyen adamı olan Hasan Rıza Günay, Kemal Sunal'ın Şark Bülbül'ü filminden esinlenerek 2010 yılında kendi işini kurdu. Filmin "Mazlum'u getirin bana" ünlü repliğinden yola çıkarak, canı sıkılan, patronuna, eşine kızan, stres atmak isteyenlerden para karşılığında dayak yemeye başladı.

Başvurusu 2012'de onaylanan ve "Stres Koçu" markasını Türkiye Patent Enstitüsü güvencesi altına alan Günay böylelikle Türkiye'nin ilk tescilli dayak yiyen adamı oldu.

Stres Koçu'nun, insanlara depresyon, panik atak, sıkıntı, sinir hastalığı gibi durumlarda profesyonel destek sağlayan, etkinlik düzenleyen kişi olduğunu anlatan Günay, mesleğini icra ederken uyguladığı teknikleri şöyle anlattı:

"Kemal Sunal'ın Şark Bülbül'ü filmi vardı. Patronuna kendini dövdüren bir insan karakteri vardı. Ben bu mesleğe dönüştürmek için kendime vuruşlar yaptırarak bu işe başladım. Haykırma, bağırma, çağırma, bilinçaltındaki olumsuz düşünceleri ve duyguları (endişe, öfke, kıskançlık, korku) stres koçuna yansıtılması esasına dayanan metot. Daha sonra zararsız maddeleri (yumurta, meyve, pasta, su balonu) kendime attırma metodunu çıkardım. Bir başka metotta ise danışanımı yaşadığı ilişkisinde aldatan kişinin fotoğrafından hazırlanan maskeyi yüzüme takıyorum. O canlandırma esnasında danışanımın içindeki öfke, kin, bilinçaltındaki düşünce ve fikirleri kendime yönlendiriyorum. Bu metotta danışanımın sevmediği politikacıyı, sanatçıyı, düşmanı olan insanı da canlandırıyorum. Ona gaz vermek için onu, o atmosfere sokuyorum. Bir rahatlama ortamı sağlıyorum."

"HER MÜŞTERİYE GİTMİYORUM"
Seanslarının 10-15 dakika sürdüğünü aktaran Günay, "Kimileri beni tanımak istiyor, 'Nasıl bir adam?' diyor. Anlıyorum ben davranışından, telefonu açmasından. Biliyorum ki bu müşteri sıkıntısından değil de egosunu tatmin etmek istiyor. Bir kereye mahsus onlara fiyat veriyorum. Her müşteriye gitmiyorum. Yüz yüze geldiyse ne amaçla geldiğini anlıyorum. Öncelikle sebebini, ana konusunu öğrenmeye çalışıyorum. Gerçekten bir sıkıntısı mı var ya da bir medet mi umuyor, hiçbir çare bulamadığı şey ne? Onun kafasındaki esas temayı çözmeye çalışıyorum. Bu kişilere karşı nasıl davranacağımı biliyorum ama egosunu tatmin etmek için benimle bir aktivite yapmak isteyenler olduğunda da onları da geri çevirmiyorum çünkü bu işten ekmek yiyorum. Ona göre de bir fiyat belirliyorum. Karşımdaki kişi art niyetli, kötü niyetli olduğunda, bunun karşılığında maddi ya da manevi bir şey vermeyeceğini anladığımda geri çeviriyorum. Zamanım da kısıtlı. Günde en fazla gidebileceğim müşteri 2-4'tür. Benim çalışma şeklim insanların evlerinde, ofislerinde ya da spor salonlarında aktivite uygulama" diye konuştu.

İşini yaparken profesyonel düşündüğünü, yaşadığı olayı kendisine yansıtmadığını, sanki bir tiyatro veya film çevirmiş gibi davrandığını anlatan Günay, "Sinirlenmeden, müşterinin yerine kendimi koymadan, yapılan davranışı bir tiyatro, film gibi düşünüyorum. Bana karşı yaptığı hatalı konuşmaları, söylemleri, fikirleri, üzerime alınmıyorum. Çünkü o insanın benimle bir husumeti veya düşmanlığını yok. Onun da benimle olmadığını bildiğim için bu konuda rahat oluyorum. Diyelim ki Ahmet ve ya Ayşe'ye bağırıyor, o ismi özellikle rica ediyorum ki benim adımı karıştırmasın" dedi.

Vücuduna zarar gelmemesi için bazı önlemler aldığını aktaran Günay, "Bir kadının kuvveti en fazla 12-14 yaşındaki bir erkek çocuğu kadardır. Burun kemiği ve haya bölgesi hariç vücuduma vurduruyorum. Kimilerine boks eldiveni de veriyorum. Erkeklerde ise daha korunaklı bir sisteme geçiyorum. Bazıları kask takmamı istemiyor. Ben de ellerimle yüzümü kapatarak vurmasını sağlıyorum" ifadelerini kullandı.

ZİNDE KALMAK İÇİN SPORU AKSATMIYOR
Günay dayak yemeden önce müşterilerinin içinin rahat etmesi için bu işi kendi isteğiyle yaptığına dair belge imzalatıyor. Formunu korumak için spor yapmayı aksatmayan stres koçu, günde iki öğün yemek yiyor ve uykusuna da dikkat ediyor.

Gündelik hayatta kadınların yükünün daha ağır ve daha çok problem yaşadığını belirten Günay'ın, müşterilerinin yüzde 70'ini de kadınlar oluşturuyor. Türkiye'nin tescilli dayak yiyen adamı, kadınların altın günlerine ve kadın günlerine de ekmek parası için gittiğini söylüyor.

AMİŞLER, YUMURTA, DOMATES FIRLATTI
Hasan Rıza Günay, 2015 yılında Amerika'ya gitti ve birkaç hafta önce İstanbul'a döndü. 6 yıl ABD'nin farklı eyaletlerinde mesleğini da icra ettiğini ifade eden Günay, yurt dışındaki deneyimlerini şöyle aktardı:

"Gurbette dil bilmediğim için mecburen bu işe girdim. Sosyal sorumluluk projesi altında girdim, para karşılığı olmadan. Metotlarımı Türk müziği ile 'tulumba' adıyla lanse ederek uyguladım. ABD'de huzur evlerinde, askeri emekli lokallerinde, belediyelerin karnaval, panayır gibi etkinliklerinde işimi yaptım.

Green Kart alana kadar çalışma yasağım vardı. Evde, odada, bahçede oturmam lazımdı. 17. yüzyılın alışkanlıklarıyla yaşayan ve teknolojiyi tamamen kullanmayan Amişler ile tanışma fırsatı buldum. Hayatlarını inceledim. Barter usulü alışveriş yapıyorlar. Parayı çok sevdiklerini fark ettim. Evde yaptığım künefe, kebapları onlara ikram ederek samimiyet kurdum. Çalışma yasağımın olduğu bu dönemde ne yaparım diye düşündüm. Dart gibi kendimi hedef tahtası yaptım. Yumurta, domates ve yumuşak meyveleri kendime attırarak eğlence adı altında gençlerle aktivitelerimi yaptım. Para almıyordum ama etkinlik karşılığında, hayvan ürünleri alıyordum."

Günay, ABD'de çalışma iznini aldıktan sonra da dil bilmediği için benzin istasyonunda aynı işi yapmaya devam ettiğini, deposunun tamamını dolduranlara metotlarını uygulattığını söyledi.

"HAYAT BİR KAVGADIR, MÜCADELEDİR"
Hasan Rıza Günay, "Hayat bir kavgadır, mücadeledir. Biz de bu mücadelelere, kavgalara giriştik. Yokluk da gördük, fakirlik de gördük. 'Niye yan baktın?', 'Niye omuz attın?', 'Benim takımıma niye laf söyledin?', 'Niye sen bu mahalleden geçiyorsun?'... Hayatın içinden geldik ve bunları dolu dolu yaşadık İstanbul sokaklarında, dehlizlerinde. Ezildik de dayak da yedik ama dayak atmayı da öğrendik. Çok büyük bir ders çıkararak, hiçbir insanı ezmemek için de mücadele ettik. Fiziken kavganın dışında her türlü kavgayı veriyorsun, mücadele ediyorsun hayatla." dedi.

Yaptığı iş dolayısıyla yakın çevresinden de ilginç tepkiler aldığını anlatan Günay, "Art niyetlilere dedim ki bu işe girdik, gittiği yere kadar gideceğiz. Alnımızın akıyla çalışıp, emeğimizle helal lokmamızı kazanıyoruz. Biz de böyle bir yolu seçtik, buna saygı duymanız lazım dedik." ifadelerini kullandı.

Stres koçu olmak isteyenleri eğitmek isteyen Günay, 3-5 yıl daha dayak yedikten sonra bayrağı gençlere devretmeyi düşünüyor. (AA)

 
Soyer BM İklim Konferansı için Glasgow yolcusu!
 
Seda Dinçer'in ismi okulunda yaşayacak
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Piste inen uçağın önüne çıktılar!
Adana'da polis ekiplerinin uygulama noktasında durdurduğu TIR'daki Afganistan ...
Mandıradan hırsızlığa 1 tutuklama
Ödemiş ilçesinde, bir mandıraya ait malzemeleri çalmaya çalışan 4 kişi ...
İzmir'de 24 milyon makaron ve 462 bin paket sigara ele geçirildi
İzmir'in Buca ve Bornova ilçelerinde düzenlenen kaçakçılık operasyonunda ...
 
'Tosuncuk'tan savunma: İnek var, banka demek saçma!
'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın, 'bank' ifadesini izinsiz kullandığı gerekçesiyle ...
16 kurumdan açıklama: Mültecilerin tepkisi ifade özgürlüğü kapsamında!
Muz yedikleri videoları paylaştıkları için sınır dışı edilen Suriyeli ...
Yeşil kabus İzmir sularına geri döndü!
Kirliliğe bağlı olarak deniz suyundaki azot ve fosfor miktarının artmasıyla ...
 
İzmir açıklarında Türk kara sularına itilen 157 düzensiz göçmen kurtarıldı
Urla, Dikili, Seferihisar ve Çeşme ilçeleri açıklarında, Yunanistan unsurlarınca ...
İzmir'de sis kabusu: Hava ve kara ulaşımını da vurdu!
İzmir'de sabah saatlerinde etkili olan sis, ulaşımda aksamalara neden oldu.
Jandarmada FETÖ operasyonu: 100 gözaltı kararı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının FETÖ'nün Jandarma Genel Komutanlığındaki ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
CHP İzmir İl Başkanı’nın zor sınavları!
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri