Uşak’ta yaşayan Selda ve Ahmet Çoban çiftinin tek çocukları olan Hüseyin, 19 yaşında otizmli bir genç... Otizm teşhisi konulduğunda “Bu çocuk konuşamaz” denilen Hüseyin, ilkokula adım attığında okul yönetimi ve öğretmenler tarafından istenmeyen öğrenci olarak görüldü, akranları tarafından da zorbalığa maruz kaldı. Ancak azmi ve hayata bağlılığıyla ayakta kaldı, hatta herkesten önce okuma yazmayı öğrendi ve kısa sürede çevresinin de takdirini kazandı. İlkokulun ardından ortaokul ve lise eğitimini de başarıyla tamamlayan Hüseyin, üniversite hayalini gerçekleştirebilmek için girdiği sınavda öncelikli tercihlerinden biri olan İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne yerleşti. Tek maaşla geçinmeye çalışan Çoban ailesi, maddi durumları yetersiz olsa da oğullarının eğitimi için yıllardır yaşadıkları şehirden ayrılarak İzmir’e taşınma kararı aldı.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre eğitim hayatı boyunca yaşadığı zorluklara rağmen üniversiteyi kazandığı için çok mutlu olduğunu söyleyen Hüseyin, şimdi hayallerine kavuşmak için burs desteği bekliyor ve ekliyor: “Otizm bir engel değil...”
3,5 YAŞINDA OTİZM TANISI KONULDU
Oğlunun üniversite eğitimi için geldiği İzmir’de bir okulda teknisyen olarak görev yapan Ahmet Çoban, “Oğlumuz 17 aylıkken şüphelenmeye başladık. İşitme ile ilgili bir sorunu olduğunu düşünüyorduk çünkü seslendiğimizde tepki vermiyordu. Gittiğimiz doktor işitme engelli olabilir diye bizi Ege Üniversitesi Hastanesi’ne sevk etti. Orada testler yapıldı ama bir sorun olmadığını söylediler. Çocuk psikiyatrisine yönlendirdiler ancak orada da tanı koymak için erken olduğunu söylediler. İçimizde hala huzursuzluk vardı. Bir özel eğitim merkezinde eğitim almaya başladı. Kesin olarak otizm tanısı konulduğunda ise 3,5 yaşındaydı. 5 yaşına geldiğinde hala daha konuşamıyordu. Konuşamadığı için kendini anlatabilmek için çok çaba sarf ediyordu ve bunu yaparken de haliyle hırçın, kıran, döken bir çocuktu. Tek maaşla geçinen bir aileydik ve özel eğitim masrafları çok fazlaydı. 5,5 yaşında konuşmaya başladı. Kişisel bakım alışkanlıklarını çok geç öğrendi” dedi.
BU KADARINI HAYAL EDEMEZDİK
Oğlunun eğitim hakkı için yıllarca verdiği mücadeleyi anlatan Çoban, “Anaokuluna kaydolurken otizmli olduğunu söylememize rağmen sonradan istemediler. İlkokul çağına geldiğinde evimize de yakın olan iyi bir okula göndermek istedik. Ancak okula yazdırmamıza engel olmak için 4 tane fatura yatırmamızı istediler. İşi yokuşa sürmeye çalıştılar. Araya tanıdıklar sokarak kaydını yaptırdık. Bu okuldaki öğretmenine durumu anlattığımızda doktoru ve psikologu ile görüşmek istedi. Özveriyle nasıl davranması gerektiğini öğrenmeye çalıştı. Okuldaki diğer çocuklar Hüseyin ile dalga geçtikçe, öğretmeni hep O’nu korudu ve yanında oldu. Herkesten önce okuma yazmayı öğrendi. Doktorlar bize ‘Konuşmasını dahi hayal etmeyin’ demişti. Üniversite için de aynı şeyi söylemişlerdi. Emek, özveri ve sevgi ile hepsini başardık. Otizmde iki ayrı dünyayı birleştirebilmek çok önemli... Çocuğun bizim dünyamıza gelmesini istemekle olmuyor. Elbette bu kadarını hayal etmiyorduk. Acaba konuşabilecek gibi basit şeyler düşünüyorduk hep biz. Yaşadığım stresten ve yorgunluktan 2011 yılında kansere yakalandım. Tedavi görerek sağlığıma kavuştum. Zor zamanlarımız oldu. Hüseyin uyuduktan sonra eşimle birlikte oturup ağladığımız oldu... Ama hiçbir zaman umudumuzu kaybetmedik. Biz otizmi kabullendik. Hayatta küçücük şeylerle kocaman mutluluklar yaşamayı öğrendik. Bu çocukların topluma karışması lazım... Onlarla aynı dünyayı paylaşmak zorundayız. Bunu sadece ailelerin değil toplumun da yapması gerekiyor. Oğlumuz için yaşadığımız şehri değiştirdik. Bunu yaparken hiç düşünmedik bile. İzmir pahalı bir şehir... Masraflarımız çok arttı. Oğlumuzun rahat bir eğitim hayatı yaşayabilmesi için burs desteği bekliyoruz. Kendi adımıza bir şey istemiyoruz. Hayatta bu kadar şeyi başarmış bir gence desteği çok görmesinler” ifadelerini kullandı.
YORUCU BİR HAYATIMIZ OLDU AMA...
Hayatı zorlaştıranın otizm değil toplumdaki negatif tutum ve davranışlar olduğunun altını çizen anne Selda Çoban da, “Aileler sanki bulaşıcı bir hastalığı varmış gibi çocuklarının Hüseyin ile oynamasına izin vermezdi. En çok mücadele ettiğimiz şey insanlara derdimizi anlatmak oldu. Başlarda pek çok aile gibi biz de otizmi kabullenemedik. Eşimle birlikte psikolojik sorunlar yaşadık hatta ilaçlar kullandık. Okuldaki diğer öğrenciler tarafından hep dışlanan bir çocuktu. Aslında ilkokul öğretmeni de başlarda kabullenmedi. Ben bir gün onunla konuşmak için okula gittim ve ‘Hüseyin sizin de çocuğunuz olabilirdi’ dedim. Bu olaydan sonra bizi anlamaya başladı. Arkadaşlarının da cebine harçlık ya da çikolata gibi şeyler atıyordum Hüseyin ile aralarına alsınlar ve onunla oynasınlar diye. Sürekli bir iyi niyet çabası içindeydik. İnsanlar da bunu fark etti ve bizden bir şeyler öğrenmeye başladılar. Hüseyin bize o kadar güzel şeyler öğretti ki... Üniversite sınavına büyük bir disiplinle çalıştı. Hep bir ideali vardı. Yorucu bir hayatımız oldu ama iyi ki O bizim oğlumuz. İnsanlar iyi örnekleri görsün ki umut olsun, eğitimle pek çok şeyin aşılabileceğini anlasınlar” şeklinde konuştu.
HAYALİM İÇİN DESTEK BEKLİYORUM
Üniversiteyi kazandığı için çok mutlu olduğunu dile getiren Hüseyin Çoban ise, şunları söyledi: “Liseye kadarki eğitim hayatım sorunlarla geçti. Önceleri arkadaşlık kurmada çok zorlanıyordum. Liseye geçtiğimde sosyalleşmeye başladım diyebilirim. Çok fazla arkadaşım vardı, öğretmenlerimle aram çok iyiydi. Umarım üniversite de bu şekilde geçer. Sınava çok çalışarak hazırlandım. Bazı günler akşama kadar okulda kalıp ders çalışıyordum. Sonunda başardım. Sonuçları görünce sevinçten ağladım. İngilizcem çok iyi bir seviyede... Zaten üniversitede de dersleri İngilizce göreceğim. Otizm bir engel değil. Ailem her zaman en büyük destekçim oldu. Eğitim masraflarımı karşılayabilmek için burs desteği bekliyorum.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |