Salgın kabusu Türkiye’de birinci yılını geride bırakırken, aşılama ve tedbirlerle küresel mücadele de tüm hızıyla devam ediyor. Aşı ve kısıtlamalarla vaka sayıları düşünce pek çok ülke kontrollü normalleşme adımları atma kararı alırken, virüsün geçirdiği mutasyonlar sonucu ortaya çıkan bulaş hızı yüksek varyantlar da kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere çok sayıda uzman aşıların başarısını salgının bitişi için tarih vermeye başlayarak onaylarken, mutasyonlar sonucu oluşan varyantların ülkelerdeki dolaşımının artması da paniğin ve tedirginliğin rafa kalkmasına engel oluyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan ABD Washington’da bir biyoteknoloji şirketi yöneticisi olan İzmirli Virolog Semih Tareen, salgının bu kritik süreciyle ilgili merak edilen soruları yanıtladı. Yirmi yılı aşkın süredir virüsler üzerine araştırma yapan Tareen, mutasyonların aşıları etkisiz kılacak seviyede olmadığını ancak seneye güncellenmiş bir aşı ile üçüncü dozun gerekebileceğini söyledi. Atılan normalleşme adımları konusunda daha dikkatli davranılması gerektiğinin altını çizen Tareen, aşı olan kişilerin maske ve mesafe gibi tedbirlere uymaya devam etmesinin önemine vurgu yaptı. Kovid-19 hastalığının artık mevsimsel hastalık özelliği kazanarak daima hayatımızda olacağını dile getiren Tareen, “Her sene Kovid-19 vakaları olacak fakat aşılar sayesinde ciddi vakaların sayıları azalacak. Aşılamanın iyi olduğu ülkelerde 2022’de normalleşme tamamen başlayacak. Global olarak aşıların dağıtılması ve eski normale dönüş ise 2023 olacak” ifadelerini kullandı.
ÜÇÜNCÜ DOZ GEREKEBİLİR
Aşı, aşılama ve mutasyonların seyrini dair değerlendirmelerde bulunan Tareen, mutasyonların aşıları etkisiz kılacak seviyede olmadığını belirterek, “Kovid-19 aşısı acil kullanım onayı altında ilk defa Aralık 2020 ayında halka dağıtılmaya başlandı. Bu, Pfizer/BioNTech aşısı idi. Arkasından da Moderna, Astrazeneca/Oxford aşıları onaylandı. Ülkemizde de Sinovac aşısı onaylandı. Salgın başından beri de bu SARS-CoV-2 virüsünün binlerce mutasyonu ile karşılaştık. Bugüne kadar haberlerde mutasyonlar çok konuşuldu ve bazı medya birimleri tarafından halka korku ve sansasyon ile tanıtıldı. Bu mutasyonlar çok normal ve bütün canlılarda olur. Mutasyonların sebebi ise virüsün her genom kopyalama döngüsünde oluşan hatalardır. Seçilim baskısı var ise (mutasyonlar virüse bir avantaj sağlıyorsa) o zaman mutasyonlar kalıcı olarak virüs popülasyonuna yerleşir ve adaptasyon oluşmuş olur. Mutasyonlar bazen tek tek değil, birden çok mutasyon kümesi halinde oluşabilir. Ortaya çıkan bu yeni mutasyon kümelerine varyant diyoruz. Ekim 2020’den beri daha sıkça gözüken ve yakından takip ettiğimiz üç tane varyant var. Birisi İngiltere’de ilk gözüken B.1.1.7 varyantı, diğeri Güney Afrika’da gözüken B.1.351 varyantı, en son da Brezilya’da gözüken P.1 varyantı. Yapılan çalışmalarda aşıların (Pfizer, Moderna, Novavax, Sinopharm) İngiliz B.1.1.7 varyantına etkili olduğu ama Güney Afrika B.1.351 ve Brezilya P.1 varyantlarına karşı daha az etki gösterdiği anlaşıldı. Antikorların virüsü nötralize etkisi ortalama 10 kat daha düşük olabiliyor bu son iki varyanta karşı. Yine de iki doz sonunda antikorlar yüksek miktarda oluşabileceği için antikorların etkisi bu varyantlara karşı yeterli olabileceği düşünülüyor. Yeni varyantlara karşı güncellenmiş aşılar üretildi ve klinik deneylere başladılar. Bununla beraber bazı aşılar üçüncü doz olarak da deneniyor. Benim tahminim seneye güncellenmiş bir aşı ile üçüncü dozu olmamız gerekebilir” dedi.
AŞI OLSAK BİLE...
Aşılamanın etkisiyle Türkiye’de olduğu gibi birçok ülkede kontrollü normalleşme adımları atıldı. Tareen, “Etkinin seyri her şeye rağmen zamana ihtiyaç duyarken bu adımları erken buluyor musunuz, bu adımlar yeni bir dalgaya sebebiyet verebilir mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Tahminim SARS-CoV-2 bizim aramızda daimi olarak kalacak beşinci koronavirüsü olacak ve mevsimsel olarak her sene dolanacak (diğer dört mevsimsel koronavirüsü: OC43, NL63, HKU1, 229E). Fakat aşılar sayesinde ciddi hastalık riskimiz azalacak ve normal hayata dönebileceğiz. Dengeli ve mantıklı bir şekilde normalleşmek çok önemli... Aşı olsak bile maske ve mesafeye devam etmeliyiz. Sebebi, aşı olanların ciddi hastalık riski azalsa bile virüsün yayılımı engelleniyor mu henüz bilmiyoruz. Bu yüzden aşı olanlar etraflarındaki aşı olamayanları ne olur ne olmaz korumaya özen göstermeli. ABD’de mesela Texas eyaleti tamamen eski normale döndüğünü açıkladı. Bu henüz aşılamalara göre erken. Ama aşılar sayesinde toplumsal bağışıklık yüzdesinin artması ile normale geçebileceğimiz günler çok yakında. En başarılı aşılamayı yapan ülke (nüfus başına aşılananların yüzdesi) İsrail oldu ve İsrail’de aşılama sayesinde aşı olan gruplarda Kovid-19 vakalarının azaldığını görüyoruz. Bu çok güzel haber... Türkiye’de de aşılamanın belli bir yüzdeye gelmesi sayesinde vakaların azaldığını ve normalleşmeyi göreceğiz.”
HALK SAĞLIĞININ BİR PARÇASI OLACAK
Pek çok ülkedeki aşılama başarısı ışığında salgının bitiş tarihi ve tamamen normalleşme için öngörülerde bulunan Tareen, “Hepimiz çok yorulduk ve sıkıldık. Fakat şanslıyız çünkü tüm dünyada birden çok aşı acil kullanım onayı altında onaylandı. Bu bilimin zaferidir. Her virüse aşı bulunacak diye bir şart yok. Onlarca senedir araştırma yapılsa bile aşısı bulunamayan bir sürü virüs var: HIV, HCV, RSV, Zika, Dengue, CMV, HSV gibi. Ama SARS-CoV-2’nin aşısı var. Bu yüzden şanslıyız. Aşılama yüzdesinin artması, okulların kapanması ve kapalı ortamlardaki kalabalığın azalması ile yazın rahatlayacağız. Ama asıl sonbahar önemli olacak. Sonbaharda yazlıklardan dönerek şehirler yine kalabalıklaşacak, okullar açılacak ve kapalı ortamlarda insanların yoğunluğu artacak. Sonbahardaki Kovid-19 vakalarının seyri çok kritik. Aşılama yüzdesine göre sonbaharda normalleşmeye ne kadar yakın olduğumuzu anlayacağız. Benim tahminim bu yaz rahatlayacağız, sonbaharda Kovid-19 vakaları azaldığı için eski normale yaklaşacağız. Aşılamanın iyi olduğu ülkelerde 2022’de normalleşme tamamen başlayacak. Global olarak aşıların dağıtılması ve eski normale dönüş 2023 olacak. SARS-CoV-2 artık bizimle devamlı kalacağı için her sene Kovid-19 vakaları olacak fakat aşılar sayesinde toplumsal bağışıklığın gelişmesi ile ciddi vakaların sayıları azalacak. 1980’lerden önce HIV ve AIDS diye bir şey yoktu, ama artık halk sağlığının bir parçası oldu. Kovid-19 da öyle, 2019’dan önce Kovid-19 diye bir şey yoktu ama artık halk sağlığının bir parçası olacak” değerlendirmesini yaptı. (Çağla Geniş /İlkses Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |