Yorgancılar, “2017 yılı 3. çeyrekte büyüme oranı yüzde 11.1 gerçekleşmiştir. Söz konusu potansiyel üstündeki büyümede, tarım dışında diğer sektörler güçlü etki sağlamıştır. Türkiye, olması gerektiği gibi sanayi ve ihracatla büyüdü” dedi. Değerlendirmesinde baz etkisinin bariz bir şekilde kendini gösterdiğini ifade eden Yorgancılar, “Geçen yılın aynı dönemine göre, İhracat yüzde 16 artmış, Kapasite kullanım oranı yüzde 1.4 puan, sanayi üretim endeksi 11. 7 puan ve PMI yaklaşık 6. 5 puan, turizm gelirleri yüzde 38 artmıştır. Tüm bu veriler büyümeye ilişkin olumlu yansımayı ortaya koyarken, beklentiler doğrultusunda oldukça kuvvetli bir büyüme gerçekleşmiştir” diye konuştu.
2017 ilk çeyreğe kadar kamu yatırımlarının büyümeyi yukarı çektiğini, 2. çeyrekte negatif, 3. çeyrekte pozitif ancak, yüzde 2,8 gibi daha düşük düzeyde kalan kamu yatırımları için Yorgancılar, “Bu durum, büyümenin niteliği açısından olumlu bir göstergedir. Büyümenin sürdürülebilir olması adına yatırım kaleminin büyümesi esas olandır. Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarındaki yüzde 12. 4 artış kapasite genişlemesi adına umut vericidir. İhracattaki artış yüzde 17. 2. Kamu harcamaları ile değil, özel taleple büyümenin devamını bekliyoruz. Ancak tarımı ihmal etmemeliyiz” dedi. Son çeyrekte mevcut teşviklerin olmayacağı dikkate alındığında daha düşük bir oranda büyüme beklentisinin söz konusu olduğunu ifade eden Yorgancılar, “2017 yıllık büyüme için, yüzde 6-7 öngörüsünde bulunabiliriz” diye konuştu.
Tedbiri elden bırakmayalım
Türkiye’nin ulaşmak istediği büyük hedeflere sahip olabilmesi için yüzde 5 ve üzerinde sürdürülebilir büyüme performansına sahip olması gerektiğine dikkat çeken Yorgancılar, tedbiri elden bırakmama çağrısı yaptı. ÜFE ile TÜFE arasındaki yüzde 5’lik farkın enflasyon üzerinde baskıya neden olduğunu kaydeden Yorgancılar, işsizlikle mücadelenin artarak devam etmesi gerektiğini vurguladı. Yorgancılar şunları söyledi, “Türkiye, enflasyona odaklanmak ve enflasyonu yüzde 5’in altına düşürmek durumundadır. Kamu harcamalarında frene basılmış olmakla birlikte, bütçe dengelerinde daha iyi bir noktaya gelinmesi ve kurlarda istikrarı sağlayacak hamleler uygulanmalı, Yabancı doğrudan yatırımlar için Türkiye'nin yeniden cazip hale getirilmesi gerekmektedir. Türkiye'nin en önemli sosyo-ekonomik sorunu olan işsizlikle mücadelede işgücü talebinin artması için yeni yatırımların artırılması, aynı zamanda da işgücüne talep duyulan alanlarda nitelik kazandırılması gerekmektedir. Bu konuda ise yeni stratejiler yardımıyla eğitim-üretim entegrasyonunun sağlanması zorunludur. Olağanüstü hal Türkiye'nin algısını olumsuz etkilemektedir. Bu kaldırılmalı, hukuk sistemi reforme edilmeli, demokrasi standartları yükseltilmeli, AB ile ilişkiler normalleştirilmelidir.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |