Zam isyanı: DİSK binlerle ve 'tabutlar'la alana indi!

GERÇEKİZMİR - Devrim İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) derinleşen ekonomik kriz ve yoksulluğu derinleştiren hayat pahalılığını protesto etmek için alana indi. 

Basmane Meydanı, Konak Pier Önü ve Gündoğdu Meydanı olmak üzere 3 koldan Cumhuriyet Meydanı'na yürüyüş gerçekleştiren sendika üyesi emekçiler burada 'Emeğimizi, haklarımızı, geleceğimizi ezdirmeyeceğiz' mottosuyla bir miting düzenledi. Mitinge DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ve HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de katıldı. 



Mitingde zamları protesto eden ve 'Savaşa hayır' sloganı da atan emekçiler hükümete istifa çağrısı yaptı. Eylemde emekçilerin yaptığı tabut mizanseni de dikkat çekti. 



BÜTÜN BUNLAR KENDİLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKMADI! 
Mitingide konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Zor bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan 20 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarlarının politikaları sonucu yaşadığımız ekonomik kriz, diğer tarafta pandemi, diğer tarafta sermaye odaklı, kar odaklı politikalar nedeniyle bu sistemin çıkardığı savaşlar ve diğer tarafta her türlü baskıyla iktidarlarını sürdürmeye çalışanlar ama bu zorlu sürecin içerisinde Türkiye işçi sınıfı emeğine, ekmeğine ve memleketine sahip çıkmak için mücadele ediyor. DİSK’in çatısı altında yan yana geliyor. Bütün iş kollarında sınıf kardeşlerimiz Türkiye’nin dört bir yanında DİSK’le buluşmayı bekleyen sınıf kardeşlerimiz, tüm baskılara rağmen bu mücadeleyi büyütüyor. Yaşadığımız tabloyu biliyoruz. Özellikle yıl sonundaki döviz kurundaki artış, arkasından yıl başından bu yana her şeye gelen fahiş zamlar ve giderek daha fazla yoksullaştığımız bu süreç… Her gece uykuya dallarken yarın sabah tencereyi nasıl kaynatacağım, faturaları nasıl ödeyeceğim diye büyük bir kaygıyla uyanıyoruz. Tabloyu biliyoruz, tekrar anlatmaya gerek yok ama şunu bilmemiz gerekiyor yaşadığımız bu işsizliğin bu yoksulluğun, yüksek enflasyonun yaşadığımız bütün bu sıkıntıların hiçbiri kendiliğinde ortaya çıkmadı, hiçbiri tesadüf değil, bu iktidarın beceriksizliği ya da iş bilmezliği değil bilerek, isteyerek yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar" ifadelerini kullandı. 



SAVAŞIN KAYBEDENİ EMEKÇİLERDİR
Alanda konuşma gerçekleştiren ve sözlerine Ukrayna’da yaşanan savaşa dikkat çekerek başlayan Türkiye Genel Hizmetler Sendikası Genel-İş Başkanı Remzi Çalışkan,  “Emekçiler bütün dünyada, Covid-19 ile savaşırken, şimdi de emperyalizm çıkarlar uğruna bir  savaş ve onun yarattığı bir küresel krizle karşı karşıyayız. Yapılan bu savaşta silah tacirlerine gün doğarken olan emekçilere, yoksullara, kadınlara ve çocuklara oluyor. Ukrayna’da yaşanan savaş milyonlarca insanı etkiliyor. Savaşlar ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiriyor. Her zaman savaşlara hayır, barışın yanındayız diyoruz. Çünkü savaşın kazananı olmaz. Barışın kaybedeni olmaz” diye konuştu. 

EKONOMİK KRİZ İŞÇİYİ VURDU
Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon ve artan fahiş fiyatların emekçiyi derinden vurduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Ülkemizde ekonomik ve siyasal olarak tam bir yıkımın içindeyiz. Büyük bir ekonomik kriz işçi sınıfını vurdu ve derinleştikçe vurmaya da devam ediyor. Faiz sebep enflasyon sonuç gibi söylemlerle ekonominin yönetilemeyeceğini yaşadığımız yüksek enflasyon ile acı bir şekilde gördük. Yüksek enflasyon altında insanca yaşamak ve insanca geçinmek istiyoruz. Biz üretiyoruz ama çarşıyı, pazarı işçi sınıfı için yangın yerine çevirdiler. Her gün zamlarla karşı karşıyayız. Temel gıda malzemelerine zam, ekmeğe zam, ay çiçek yağına zam. Öyle ki sadece son bir yılda domatese yüzde 170 zam yapıldı. Emekçinin tenceresi artık kaynamaz oldu. Elektrik ve doğalgaza yapılan fahiş zamlar katlanılır gibi değil. İktidarın bugüne kadar sürdürdüğü özelleştirmeci ve enerjideki yanlış politikaların sonucunu emekçiler çekiyor. Biz emekçiler bu yanlışların cezasını çekmek zorunda değiliz. TÜİK’in gerçek dışı açıklamalarına zaten güvenmiyorduk. Ancak dar gelirlinin enflasyonu yüzde 100’ü çoktan aştı. Yaşanan yüksek enflasyon ve fahiş zamlarla işçi sınıfının ücretleri de günden güne erimektedir. Bu ücretlerle geçinmek artık mümkün değil. İşçi sınıfı diyor ki ‘Sizin üretimden uzak, bozuk ekonomik yönetimlerinizi, yarattığınız krizlerin bedelini biz ödemek zorunda değiliz.’ Bu böyle bilinsin.”