CHP’nin Belediye Başkanları toplantısı ve SODEM’in ödül törenini bizzat yerinde takip etmek için Ankara’daydım.

Cuma günkü organizasyon için Ankara’ya 1 gün önceden giderken uçakta Büyükşehir Aday Adaylığı için yola çıkan ve adeta ön seçim varmış gibi ilçeleri gezen Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ile Elazığ Milletvekili olmasına rağmen bir eli İzmir siyasetinde olan Gürsel Erol ile denk gelince Ankara’da siyasi havanın nasıl olacağını erkenden merak etmeye başlamıştım.

2019 için ‘yokum’ diyen ve Genel Merkez’e eleştirilerini ‘ulusal’a taşıyan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu belediye başkanları toplantısında protokole oturmayarak Genel Merkez’e karşı uzun süredir oluşturduğu rüzgarı belli ki Ankara’ya da taşımıştı.

Kocaoğlu’nun rüzgarla birlikte getirdiği sağanak yağmura rağmen CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında İzmir’i 2-3 kez övmesi yıldırımların gücünü azaltıp toprağa aktaran paratoner edasındaydı. Daha sonra basına kapalı toplantıda “Seçim bildirgelerimizi bile okumadan eleştiriyorsunuz. Sağda solda, televizyonlarda parti politikası yok diyorsunuz. Seçim bildirgemizi okusanız bu eleştirileri yapamazsınız” diyerek yıldırımları Kocaoğlu’na çevirdi.

İsmi Büyükşehir Adaylığı için geçen Narlıdere Belediye Başkanı Abdül Batur’un Kocaoğlu’na uzak durmaya çalışması bir çok İzmirli'de ‘sis’ yarattı.  

İzmir için ortaya ‘yüzde 60’ iddiası koyan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar’ın Kocaoğlu’yla ilgili ‘kahvehane ağzıyla konuşmayacaksın’ sözlerinin toplantı anında medyaya düşmesi salonda İzmirlilerde ‘buz’ gibi hava yaratırken, Kocaoğlu ve Akpınar arasında da kısa süreli fırtına yarattı.

Yine ismi Büyükşehir için anılan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in SODEM Başkanı olarak gecede yaptığı ‘sosyal demokrasi’ vurgulu konuşma Kılıçdaroğlu’na ve kurmaylarına belediyecilikte ‘güneş’i gösterdi.

Soyer’in konuşması sırasında Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın Batur’a kaş göz işareti yapmaları İzmir masasında Soyer’e karşı ‘puslu’ bir hava yarattı.

Batur’un ödül töreni biter bitmez tabağına dokunmadan salondan ayrılışı ‘yüksek basınç’lıydı.

Hüseyin Mutlu Akpınar, Mehmet Ali Çalkaya, Vasfi Şentürk ve Levent Piriştina’nın aldıkları ödüller de kendileri açısından masmavi gökyüzüydü.

Ankara’da İzmir havası anlayacağınız gibi baya bir değişkenlik gösterdi...

Kılıçdaroğlu ve kurmayları Büyükşehir ve ilçelerle ilgili renk vermedi.

Ben ise 2 günlük Ankara mesaisinde hasta döndüm.

Eeee Ankara-İzmir havası birbirine karışınca hasta olmamak mümkün değil.

KOCAOĞLU’NUN KEFİLLİĞİ
Aziz Kocaoğlu Ankara’daki belediye başkanları toplantısı dönüşü İzmir’de Büyükşehir töreninde yaptığı konuşmada “Arkasından koşacağımız ve kefil olacağımız bir arkadaşa bayrağı teslim etme mücadelesidir. 5,5 aylık görevimiz budur. Beni bırakıp, adayların sağlıklı seçilmesine katkı koymaya çalışırsak daha doğru bir iş yapmış oluruz” dedi.

Bu açıklama sonrası kafamda deli sorular...
1- Kocaoğlu 2 aylık belediye başkanıyken Büyükşehir Belediye Başkanlığına geçerken kefil istendi mi?

2- Kocaoğlu’nun bir adaya kefil olması örgüt nezdinde ve İzmir’de artı puan mı?

3- Kefil olacağı adayda kendisinde olan ‘örgüt işlerine A’dan Z’ye karışacak’ özelliği arıyor mu?

4- Kocaoğlu istemediği kefil olmayacağı bir aday gösterilirse ne yapacak? Arkasından koşmayacak mı?

İTHAL VEKİL ÇANKIRI
İzmir’den aday gösterildiğinde AK Parti’nin Mardin Milletvekiliydi...

Tam anlamıyla ‘ithal’ bir vekildi.

Ancak öyle bir İzmir performansı gösteriyor ki...

Öz İzmirli vekillerin bir çoğundan daha iyi...

AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı...

Teşkilatı, İzmirli'yi yalnız bırakmıyor...

Performansıyla genel anlamdaki ‘ithal aday’ algısını yıkabilir.

Bize de partilere seslenmek düşüyor...

‘İthal’ aday illa listelere koyacaksınız Çankırı gibi olsun!