Türkiye’de yeni sezon öncesi futbol takımları çeşitli yerlerde sezon öncesi kamp çalışmalarını sürdürürken,
Son yıllarda siyasette de ‘kamp kültürü' yaygınlaşıyor.
Cumhuriyet Halk Partisi, Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı belediye başkanları kampını geride bıraktı.
Adeta sezon finali taşıyan 23 Haziran İstanbul seçimleri sonrası kısa tatilin ardından CHP yeni ve kritik sezon öncesi en önemli oyuncularıyla (belediye başkanları) kamp yaptı, yeni sezonun startını verdi.
"Kritik" diyorum çünkü genel siyasetin yanında CHP, parti içi yarışı da yaşayacağı bir sezona giriyor.
"En önemli oyuncuları" diyorum çünkü iktidara giden yol yerelden geçer. Belediye başkanları da bu nedenle iktidar özlemi içindeki CHP için çok önemli.
Kılıçdaroğlu basına açık ve kapalı toplantılarda başkanlara birbirinden önemli mesajlar, talimatlar verdi.
En önemli mesaj da basına kapalı kısımda parti içi yarışa dönük oldu. Öncelikle şunu söylemek gerek... Kılıçdaroğlu il kongrelerinin veya ilçe kongrelerinin tek adaylı olması yönünde bir talimat vermemiş.
Parti içi demokrasiye önem veren CHP’de zaten Lideri'n ‘tek aday’ talimatı çelişki yaratırdı.
Kılıçdaroğlu, bazı büyükşehirlerde (Ki aralarında isim vermese de İzmir’de var) il kongrelerinin tek adaylı olması yönünde arzusunu dile getirmiş.
Bu tablonun da gerçekleşmesi adına Genel Merkez’in topa gireceği mesajını vermiş.
Kılıçdaroğlu başkanlara “parti içi yarışta boğulmayın” mesajını net verirken, belediye başkan adaylarının belirlenme sürecini hatırlatarak örgütü dizayn etmenin başkanlara adaylık getirmediğini hatırlatmış sözleriyle açıkçası…
İzmir’de Aziz Kocaoğlu, Hasan Karabağ, Levent Piriştina, Tahir Şahin, Halil İbrahim Şenol ilk aklıma gelenler.
Parti içi yarışta kağıt kalemi eline alan bu eski başkanlar ‘parti içi istedikleri sonucu alsın almasın’ 2019’da aday gösterilmemişti.
Kılıçdaroğlu’nun mesajı net yani!
Örnekleri ben hatırlatmış oldum.
Ancak hem Lider’in mesajı hem bu örnekler başkanların karışmamasını sağlar mı?
Bence hayır!
Özellikle 2019’da İzmir’de 5-6- ilçe başkanının belediye başkan adayı gösterildiği ortamda belediye başkanları ilçe başkanlarını eskiye göre daha da ‘potansiyel rakip’ görecektir!
Belediye başkanlarının ‘koltuk’lar için birinci önceliği yerel de adaylık düşünmeyen daha çok genel siyaset hedefi olan isimler olacaktır.
Müdahaleleri de o yönde olacaktır.
***
Kılıçdaroğlu’nun il kongrelerine yönelik ‘konsensüs’ mesajı zaten beklenen bir mesajdı.
Daha önce de verilen mesajı Lider bu kez altını kalın bir çizgiyle çizerek vermiş.
Peki İzmir’i de kapsayacak bu 'konsensüs', 'tek aday' meselesi ne?
Kılıçdaroğlu, özellikle yereldeki çalışmalarla ülkeye örnek olacak iktidarın kapısını açacak 3 Büyükşehir’de 23 Haziran’da ortaya çıkan tablonun da bozulmaması adına il kongrelerinde bölünme küsme ayrışma istemiyor.
Bu nedenle de Genel Merkez büyükşehirlerde uzlaşı mesaisinde olacaktır.
Kılıçdaroğlu büyükşehirlerde kongreler bittiğinde kalan 4 yılda Ekrem İmamoğlu, Tunç Soyer, Mansur Yavaş’ın anlaşamayacağı, uyumsuzluk yaşayacağı veya didişeceği il başkanlarını istemez.
Bu nedenle Lider kesinlikle önce Büyükşehir Belediye Başkanlarının fikrini alacaktır.
Ki önemli bir örnek mevcut!
İzmir’de Kılıçdaroğlu yıldızı pek barışmasa da Kocaoğlu’na karşı hiçbir zaman aday çıkarmamış ya da karşısındaki adayı açıkça desteklememişti.
Kocaoğlu’nun desteklediği istediği adaylara bazen gönülsüz de olsa hep ‘evet’ demişti.
Kılıçdaroğlu bizzat, net şekilde, inisiyatif alarak aday gösterdiği 3 Büyükşehir Belediye Başkanına il kongresinde konsensüs masasının baş köşesinde yer verecektir.
Konsensüs masasının önemli diğer isimleri de vekil oldukları kentin Genel Başkan Yardımcıları olacaktır!
İzmir özelinde bu isim kentin milletvekili Tuncay Özkan olacaktır. Özkan, birlikte hareket ettiği ilçe başkanları ve belediye başkanlarıyla önemli bir aktör!
Peki İzmir’de il kongresinde konsensüs olur mu?
Bu daha önce ‘olmaz’ diyerek nedenleriyle yazdığım önümüzdeki günlerde yeni gelişmeler oldukça yine yazacağım ayrı bir yazı konusudur!
1 ay önce ‘olmaz’ olan 3 ay sonra ‘olur’…
Siyasette 1 gün bile çok uzun…
Yan yana gelmezler diyeceğiniz bir çok isim yan yana gelebilir…
Ama gördüğüm şu ki;
İl Başkanı Deniz Yücel’in devam etmek istediği İzmir,
Genel Başkanı ‘konsensüs’te en çok terletecek kent olacaktır!
***
Basına açık bölümde başkanlara 7 temel ilkeyi hatırlatan Kılıçdaroğlu’nun başkanları zorlayacak, hatta uyulması güç olacak ikinci önemli talimatı;
“Belediyede politika yapacak kişi yalnızca belediye başkanıdır. Yardımcılarınız ben de politika yapacağım diyorsa onları kapının önüne koyun”dur bence!
İzmir’de belediyelerin şirketlerine ve başkan yardımcılarına baktığımda iki elin parmaklarını geçer sayıda isim gözümün önünden şu satırı yazarken geçmeye başladı bile!
Başkanlar için ‘İzmir’de uyulması zor’ talimat olmaya başladı bile…
Çünkü ‘belediyelerde’ başkanlara yakın kritik görev alan bazı isimler şimdiden siyaset yapmaya başladılar...
‘Kapı önüne konarlar mı?’
Zor!
***
Ve Karaburun ile Torbalı meselesi…
CHP’yi kamuoyunda baya bir terletti iki ilçede başkanların aldığı kararlar.
Karaburun’da İlkay Girgin Erdoğan belediye şirketine kendini müdür atadı
Torbalı’da İsmail Uygur oğlunu belediye şirketine genel müdür yardımcısı yaptı.
Her iki başkan da kamuoyu baskısı sonrası geri adım asta da partiyi ciddi yıprattılar.
Önümüzdeki süreçlerde daha çok konuşulacağı benzeyen 2 ilçeyle ilgili
Benim CHP Genel Merkezi’ne önerim;
Uygur ve Erdoğan’ın adaylıkları için Genel Merkez’de ciddi mücadele eden/edenleri de bir kenara not etmeliler ki
Zamanı gelince hatırlasınlar!
Yazdır
Önceki sayfa
Sayfa başına git
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|