Türkiye, Ayşenur Halil'i ve İkbal Uzuner'i katleden Semih Çelik'in vahşi cinayetiyle ayağa kalktı. Cani katil Semih Çelik'in Discord adlı platformda kadın düşmanlığı üzerinden bir araya gelen 'İncel' adlı gruba (Involuntary celibate / İstemsiz bekarlar) üye olduğu belirlendi. Türkiye, 'incel' grubunun ne olduğunu anlamaya çalışırken, bu grubun aslında 'Manosfer' topluluğuna bağlı olduğu ortaya çıktı. Kadın düşmanı ve feminizm karşıtı Manosfer topluluğu, 2000'li yılların başından beri var olmasına rağmen, #MeToo hareketiyle daha da büyüdü. Bu gruba bağlı erkekler, çevrimiçi platformlarda kadın düşmanlığı sergileyerek, iş ve özel hayatlarındaki çoğu başarısızlıklarının sebebinin kadınlar olduğunu düşünüyor...
Türkiye geçtiğimiz cuma günü İstanbul Fatih'teki Yedikule Surları'nda yaşanan korkunç bir vahşete tanık oldu. 19 yaşındaki Semih Çelik adlı katil, önce Eyüpsultan'da Ayşenur Halil sonra da Fatih'te İkbal Uzuner'i vahşice katletti. Türkiye'yi sarsan bu korkunç cinayetlerin ardından ülke çapında kadın cinayetlerinin artık son bulması için binlerce kadın bir araya geldi.
19 yaşındaki iki genç kızı hayattan koparan cani katil Çelik'in psikiyatrik rahatsızlıklarıyla ilgili hastane kayıtları ve internetteki geçmişi dikkat çekti. Çelik'in, topluluk kurma için tasarlanmış bir anlık mesajlaşma ve dijital dağıtım platform olan Discord'ta hesabı olduğu ve platformdaki "İncel" adlı bir gruba üye olduğu belirlendi. Türkiye'nin kanı donduran bu cinayetlerin ardından "İncel" adlı grubun ne olduğu sorusu herkesin aklına düştü.
Özellikle kadın düşmanlığı üzerinden beslenen grubun adı İngilizce 'istemsiz bekarlar' anlamına gelen "involuntary celibate" kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş. Ve 'incel'ler yeni nesil çevrimiçi kültürün "manosfer" İngilizce "manosphere" (erkek küresi) ekosisteminin içinde yer alıyor.
Birçoğumuz için manosfer kelimesi bir şey ifade etmiyor, çoğumuz bu kelimeleri kanımızı donduran cinayetlerin ardından öğrendik ve bunun ne olduğuna hiçbir fikrimiz yok.
Kanada İnsan Hakları Müzesi'nden Steve McCullough'ın kaleme aldığı makaleye göre, manosfer topluluğu, açıkça kadın düşmanı, feminizm karşıtı duyguları barındıran erkek gruplarından oluşuyor. Bu gruba dahil olan erkekler, kendilerinin doğuştan baskın olduğu iddiasını öne sürüyor. Biyojoli ve evrimi çarpıtarak, kısıtlayıcı toplumsal cinsiyet normlarının "doğal" olduğunu ve "erkek üstünlüğünü" savunuyor.
Manosferi ne motive ediyor? Bu soruya sağlıklı bir bakış açısıyla bakıldığında elbette verilecek hiçbir yanıt tatmin edici değil. Ancak onların gözünden bakıldığında kadınların yüzyıllardır verdiği cinsiyet eşitliği mücadelesi en büyük sorun.
Kadınlar, cinsiyet eşitliği mücadelesinde onlarca yıldır erkek hakları aktivistlerinin tepkisiyle karşı karşıya. Ve onlar açısından bakıldığında bunun çok 'gerçek' bir endişe sebebi var.
Küresel ekonomik değişiklikler, geleneksel olarak "erkeksi" olan birçok işin güvenliğini ve ulaşılabilirliğini azalttı. Kadınların elde ettiği eşitlik kazanımları, toplumsal cinsiyet kalıplarını değiştirdi ve bu bazı erkek tarafından rahatsız edici bulunuyor. Politik, ekonomik, teknolojik değişimlerin sonucunda kadınlar halen tam bir eşitliğe ulaşamasa da geçmişe kıyasla daha görünür hale geldi.
Bu gruba mensup erkekler, gücü ve ayrıcalığı paylaşmak istemiyor ve bunun sorumlusunun da kadınlar olduğunu düşünüyor. Manosfer dili, dışlama, küçümseme, erkek gücü ve erkek haklılığı üzerine kurulu. Bu erkeklerde yalnızlık, depresyon ve intihar vakalarının yüksek olduğu biliniyor.
Manosfer topluluğun alt grupları arasında incel'ler, erkek hakları savunucuları, "red pill"ciler(gerçekliği acımasız bir şekilde görmeye çalışanlar), "pick-up artistler"(kadınları tavlamaya çalışanlar) ve erkek ayrılıkçıları yer alıyor.
İncel'ler
'İncel'ler, İngilizce 'istemsiz bekarlar' anlamına gelen "involuntary celibate" kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş, "romantik ilişkilerindeki başarısızlıklarından dolayı kadınları ve toplumu suçlayan heteroseksüel erkeklerden" oluşan bir grup.
Çevrimiçi platformlarda zor denetlenebilen web sitelerinde yalnızca erkeklerden oluşan bu gruplarda, kadın düşmanlığı ve anti-feminizm normu geçerli.
Kendilerini içinde buldukları dünyayı anlamlandırabilmek için, 'incel'ler toplumu fiziksel özelliklere dayalı bir cinsel hiyerarşiye göre düzenleyen bir dünya görüşü oluşturmuşlar. Bu dünyada, çekici erkekler ve kadınlar - 'Chad'ler ve 'Stacy'ler'- en üstte, 'incel'ler en altta yer alıyor.
'İncel'lerin temel düşünce şekli şu şekilde ifade ediliyor: "Eğer biz (incel'ler) sorunlarımızı çözemiyorsak sorunlarımızı YOK etmeliyiz... Bir gün incel'ler gerçek güçlerini ve sayılarını fark edecekler ve bu baskıcı feminist sistemi devirecekler."
Conversation'da yayımlanan Manosfer dünyasına ait bilinmesi gereken terimler şöyle sıralanıyor:
Kırmızı ve Mavi hap
The Matrix filminde gördüğümüz "kırmızı hap" manosfer topluluğunda önemli bir başyapıt. Filmde ana karakter Neo'dan iki hap arasında seçim yapması isteniyor.
Mavi hapı alırsa, bildiği dünyada, keyif veren bir bilgisizlikle yaşamaya devam edecek. Kırmızı hapı alırsa hoş olmayan gerçeklik ortaya çıkacak ve acı dolu gerçeği kabul edeceği "gerçek dünya"da yaşayacak.
Matrix'ten bu yana hap sembolizmi özellikle kırmızı hap, aşırı sağcı gruplarda, anti-feminist toplulukların manosferi içinde anlam kazandı.
Hap sembolizmi feminizmin dünyayı kontrol ettiği iddiasından, karanlık küresel elitlerin kamuoyunu manipüle ettiği iddiasına kadar çeşitli komplo teorilerini kapsıyor.
Alfalar ve Betalar
Manosfer, statü, güç, prestij ve hiyerarşiye takıntılı; Alfalar ve betalar fikri bunun merkezinde yer alıyor. İlk olarak biyolog David Mech tarafından kurt sürüleri üzerine yaptığı erken çalışmalarında geliştirilen "alfa"nın sosyal olarak en baskın erkek olduğu ileri sürülmüştü, Mech daha sonra bu iddiayı aşırı basite indirgediği için çürüttü.
Bu kavram, kadınları etkilemek ve baştan çıkarmak için ipuçları ve rehberlik paylaşan bir topluluk olan 'baştan çıkarma' (seduction) topluluğu tarafından benimsenmiş ve ardından manosferin diğer bölümlerine yayıldı.
Alfa olmak, manosfer topluluğundaki birçok erkek için ulaşılması arzu edilen bir hedef. Alfa erkekler, hem kendilerini hem de başkalarını tam anlamıyla kontrol eden, lider konumunda olan ve partnerlerini seçme şansına sahip kişiler.
Betalar ise bunun tam zıttı; Fiziksel ve psikolojik olarak zayıf, cinsel açıdan çekici olmayan, itaatkar ve "gerçek" erkekliğe ulaşmak için gerekli özelliklerden yoksun olarak tanımlanıyor.
Chad ve Stacy
Erkek dünyasının hiyerarşisi ve dış görünüşün öncelikli olduğu düşüncesi Chad ve Stacy karikatürlerinde açıkça görülüyor.
Chad, dış görünüşü en iyi olan erkekleri tanımlayan bir kavram. Uzun boylu, kaslı, çenesi kemikli, etkileyici gözlere ve bakışlara sahip olan; kısaca yakışıklı olarak tanımlanan erkekler Chad oluyor. İncel'lere göre tüm kadınlar bu erkeklerle birlikte olmak istiyor. Chad'ler "nihai alfa" olarak tanımlanıyor.
Stacy'ler ise Chad'in kadın versiyonu. Stacy'ler çekici, cinsel olarak arzu edilen, çok sayıda kişiyle ilişkisi olan fakat yüzeysel kadınları tanımlıyor. Ve bu kadınlara ulaşılması imkansız, özellikle de Chad olmayan erkekler için.
Chad'ler ve Stacy'ler, erkekler ve kadınlar hakkında klişe bir bakış açısını, gerçeklikten çok stereotiplerin yer aldığı görüşünü vurguluyor.
(N)awalt - (Tüm) kadınlar böyle değil
(N)awalt, "(tüm) kadınlar böyle değildir, ((Not) all women are like that)" anlamına geliyor. Daha yaygın olan "Awalt" biçimi, genellikle kadınlara olumsuz stereotipler yüklemek için kullanılıyor.
Kadınların sığ, samimiyetsiz, ahlaksız, mantıktan ziyade duygularla hareket eden, maddi kazançla motive olan kişiler olduğunu ima etmek için kullanıyorlar. Awalt ayrıca erkeklerin daha ahlaklı rasyonel, zeki ve onurlu olduğunu ifade etmek için de kullanılıyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |