GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı olağan meclis toplantısında gündeme gelen ve Urla'da yer alan bir akaryakıt istasyonuyla ilgili arazi sahibi Arif Akdemir isimli vatandaşın siyasi parti temsilcilerine gönderdiği mektupla ilgili tartışmalar sürüyor.
CHP Urla İlçe Başkanı Hakan Özbadur dün yaptığı açıklamayla mektuptaki suçmaları yargıya taşıdığını duyururken, konu bugün de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ ile CHP İl Başkanı Deniz Yücel'i karşı karşıya getirdi.
Tarafların sosyal medya hesaplarından gazete kupürleri paylaşarak gönderdiği mesajlarda partilere karşılıklı sert çıkışlar yer almıştı.
AK Partili Dağ mesajında "İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde gündem yine hizmet ve icraat değil, rüşvet ve yolsuzluk. Ne yazık ki bu münferit bir olay değildir. İzmir’de CHP’li belediyelerde rüşvet, her işte bir prosedür haline gelmiştir" ifadelerine yer vermiş, CHP İzmir İl Başkanı Yücel ise, "Bu ülkede rüşvet ve yolsuzluk denince akla hangi partinin geldiği bellidir. Böyle bir açıklamanın 17-25 Aralık haftasına denk gelmesi de ayrıca trajikomiktir. Urla’da, neden ve ne amaçla yazıldığı bilinmeyen, hiçbir somut veriye dayanmayan bir takım iddialarla dolu ve bir kumpas amacı güttüğü açıkça gözüken mektubu Urla ilçe başkanımız yargıya taşıdı. Yargı bu konuda kararını verecektir" kontrasında bulunmuştu.
TARTIŞMAYA SÜREKLİ DE DAHİL OLDU
Mektup tartışmasına AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli de katıldı. Sürekli, sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı: CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Urla’daki akaryakıt istasyonu kararı tam bir muamma! Önce reddedilen, sonra yeniden gündeme alınıp, ne hikmetse komisyonlar arasında pinpon topu gibi gidip gelerek kabul edilen bu muamma, malum mektuptaki iddialarla daha da ayyuka çıktı!
CHP’nin önce Evet, sonra Hayır dediği bu muammayı; rüşvet iddiaları ile dolu bu mektubun gerçekliği çözecek. Ancak, kulağa hiç yabancı gelmeyen, son olarak Menemen Belediyesinde yaşanan rüşvet, zimmet olaylarından sonra burada neler olacak?
SOYER 'SAHRA HASTANESİ' ÇIKIŞI!
Öte yandan AK Parti İl Başkanı'ndan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sahra hastanesi çağrısına da yanıt verdi. Gerekmesi halinde sahra hastanesinin de kurulabileceğini belirten Başkan Sürekli; “Sayın Soyer iki kez bunu gündeme getirdi ama kendi yönetimlerindeki Eşrefpaşa Hastanesi’ni salgınla mücadele sürecine bir türlü dâhil etmedi. Bundan neden imtina ediyorlar anlayamadık?! Hastane bomboş. Bize gelen bilgilere göre de talep ve başvuruları geri çeviriyorlar. Kendisi önce bu konuya açıklık getirmelidir ve önce kendi yönetimindeki hastaneyi hizmete sunmalıdır. ‘Biz istedik, onlar yapmadılar’ demeden önce, kendi üstlerine düşeni yapmalılar!” diye konuştu.
“Söyledik yapmadılar” demekle nereye kadar?
Büyükşehir Belediyesi yönetimindeki Eşrefpaşa Hastanesi’nin 150 yatak kapasitesi olduğunu ve 76 uzman hekimle hizmet verdiğini hatırlatan Sürekli; 2 gün önceki verilere göre, hastanede sadece 11 servis yatağının dolu, 4 yoğun bakım yatağının boş olduğunu ve sadece 1 tek covid hastasının bulunduğunu söyledi. Sürekli, açıklamasına şu sözlerle devam etti; “ Kültürpark ve Fuar alanında sahra hastanesi kurulması için çağrıda bulunuyorlar ama kendi hastanelerinin ne yaptığından bi haberler. Belli ki; ‘Söyledik, yapmadılar.’ diyerek yine algı yaratma peşindeler. Hizmet ve icraat konusundaki yetersizlerini nereye kadar bu yöntemle örtebilirler ki! Eşrefpaşa Hastanesi bir abide gibi ama bomboş orada duruyor. Bu bir niyet meselesidir. Siz sürece katkı koymak istiyorsanız, önce kendi hastanenizden haberiniz olacak, onu salgınla mücadelenin hizmetine sunacaksınız.”
Üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi?
“CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin asıl derdi bağcıyı dövmek değil de üzüm yemek olsaydı Eşrefpaşa Hastanesini salgın sürecinin en başından itibaren İzmir’deki sağlık organizasyona dahil etmek için teklifte bulunurlardı” diye konuşan Sürekli, açıklamasında şu ifadelere de yer verdi; “Tüm Türkiye’de olduğu gibi, İzmir’de de salgınla mücadelemiz Sağlık Bakanlığımız ve ilgili müdürlüklerimizce aralıksız sürüyor. Biz, iyi niyetli ve elzem her talebin, çağrının karşılığını veririz, işbirliğinden kaçmayız. Ne yazık ki; Soyer’in bu önerisi; doğruluğu ve gerekliliği tartışılan, polemik yaratma amacıyla ortaya atılan bir öneri olmaktan öteye geçmiyor. İçten ve iyi niyetli olsalardı, önce kendi hastanelerinden başlarlardı. Milletimizin, hemşerilerimizin algısını yönlendirmek yerine sağlık icraatlarına yoğunlaşsalardı inandırıcı olurdu. Bu nedenle, sormak istiyoruz; Eğer sürece katkı koymak istiyorsanız, önce kendi uhdenizdeki Eşrefpaşa Hastanesi’nin kapılarını neden ihtiyaç sahiplerine açmıyorsunuz? İzmirlileri kandırmak, kaygı yaratmak ve suçlamak yerine, icraatlarıyla gündeme gelmeleri daha inandırıcı olurdu. Biz de çağrımızı tekrar ediyoruz, sahra hastanesine gelene kadar, kendi hastanenizin boş yataklarını İzmirlilerin hizmetine sunun!”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |