Çiğli'nin Köyiçi Mahallesi'nde, 15 Ağustos 2017 tarihinde meydana gelen olayda, Buket- Serkan Sakin çiftinin oğulları Alperen Sakin, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Çiğli Özel Sevgi Yumağı Anaokulu'na götürülmek üzere servis minibüsü şoförü Taner İ. (47) ile rehber personel D.K.'ye (17) teslim edildi. Öğrenciler indirildiği sırada D.K., ağlayan bir öğrenciyi alarak, okula girdi. Serviste uyuyan Alperen'i fark etmeyen sürücü, aracı okulun yanında bulunan ve otopark olarak kullanılan boş arsaya çekti. Sıcak havada serviste unutulan küçük çocuk, yaşamını yitirdi.
Olayın ardından, anaokulunun sahibinin de aralarında bulunduğu 6 sanık hakkında 'taksirle adam öldürmek ve delilleri yok etmek' suçlarından dava açıldı. Geçen 19 Temmuz'da görülen karar duruşmasında, Alperen'in ölümünde ihmali oldukları ve delilleri yok etmeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle sanıklardan Taner İ.'ye 9 yıl, servis hostesi Dilara K.'ye 9 yıl, servis minibüsü şoförü Taner İ.'nin eşi ve aynı zamanda anaokulunun sahibi olan Yurdagül İ.'ye 5 yıl, diğer görevliler Arzu G.'ye 6 yıl, Bekir G.'ye 5 yıl, Ahmet S.'ye 5 yıl hapis cezası verildi. Bu arada, ceza alan sanıklar arasında bulunmayan anaokulu öğretmenlerinden Nurcan A. hakkında da ihmali olduğu gerekçesiyle dava açıldı.
Alperen Sakin'in ölümüne ilişkin Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu ile şube müdürleri Hüseyin Buldu ve Şener Şan hakkında da görevi ihmalden soruşturma açıldı. Ancak Çiğli Kaymakamlığı devlet memuru olan üç kişi için soruşturma izni vermedi. Savcılığın itirazının ardından İdare Mahkemesi, kaymakamlığın bu yöndeki kararını kaldırdı. Bunun üzerine savcılık, 3 müdür hakkında 'görevi ihmal' suçundan ayrı bir dava açtı.
'TARTIŞILMASI GEREKEN KONU PERSONEL YETERSİZLİĞİDİR'
Karşıyaka 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü ikinci duruşmasına Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu, şube müdürleri Hüseyin Buldu, Şener Şan, Buket- Serkan Sakin çifti ve tarafların avukatları ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili avukat Müjgan Bilgen Özen katıldı. Çiğli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mesut Uğurlu duruşmada yaptığı savunmasında, kendisine ve şube müdürlerine denetim görevi verilmediğini söyledi. Çiğli'de, 90 özel, 61 resmi okul, 32 bin 500 öğrenci, 346 servis ve 3 bin personelin bulunduğunu belirten Uğurlu, personel sayısının yetersizliği nedeniyle denetim yapılmasının mümkün olmadığını ifade etti. Bu durumun tartışılması gerektiğini söyleyen Uğurlu, "Ben 21 yıllık eğitimciyim. 2014 yılından bu yana da ilçede milli eğitim müdürü olarak görev yapmaktayım. Yaşanan olaydan dolayı üzüntümü dile getirmek isterim. İlçede 90 özel, 61 resmi okul, 32 bin 500 öğrenci ve 3 bin personel bulunmaktadır. İlçe sınırlarındaki bu rakamlarla ve sınırlı personelle denetim yapmak mümkün değildir. Bu durum devletin istihdam kaynakları ile ilgili bir durumdur. Asıl tartışılması gereken konuda budur. Bu okulla ilgili olay öncesi bize herhangi bir şikayet gelmedi. Şikayet gelseydi gerekeni yapardık. Özel okulların yönetmeliği bellidir. Yönetmelikte denetim görevini kimlerin yapacağı açıkça belirtilmiştir. Yönetmeliğe göre Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevlendirdiği müfettişler, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün görevlendirdiği ilçe müdürleridir. Diğer denetim görevlileri ilde vali, ilçede kaymakamdır. Çünkü vali ve kaymakam, adli ve askeri makamlar dışındaki birimleri denetler. Düzenlenen raporlara göre üzerime düşen sorumlulukları yerine getirdim. Yasa ve yönetmeliğe bakıldığında bize takdir hakkı verilmemiştir. Bize bir yetkilendirme yoktur. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
'BURADA SUÇLANAN DEVLET DEĞİLDİR'
Uğurlu'dan sonra söz alan avukatı, devlet görevlilerinin yasa ve yönetmelikler üzerinden suçlanamayacağını, müvekkilinin yasa ve yönetmelikleri uygulamakla yükümlü olduğunu belirtti. Uğurlu'nun avukatının denetleme görevi olmayan devlet görevlilerinin, denetleme görevini ihmalden suçlanmasının doğru olmadığını ve bunun devleti suçlamakla eşdeğer olduğunu söylemesi üzerine söz alan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, "Burada suçlanan devlet değildir. Ben de devletin çalışanı olarak buradayım. Burada suçlanan kişilerdir. Görevini yapmayan her devlet görevlisi suçlanır. Bu olayda asıl zarar gören Milli Eğitim camiasıdır" diye konuştu.
Duruşmada söz alan Alperen'in babası Serkan Sakin, müdürlerin olayın yaşandığı okulda denetim yapmamasına anlam veremediğini belirterek, "Eğer denetim yapılmayacaksa bu müdürlerin görevden ayrılması gerekir. Ben o görevde olsam ve denetim yapamayacaksam ne o maaşı alırım ne de o görevde kalırım" dedi.
Hakim, bir sonraki duruşmada karar verileceğini belirterek, son savunmalar için ek süre vererek duruşmayı erteledi. (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |