İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile göreve gelişinden bu yana geçen 2 ayı ve hedeflerini BirGün gazetesine değerlendirdi. Tugay, öncelikli görevlerinin İzmir’i sorunsuz bir şehir haline getirmek olduğunu söyledi.
Göreve gelişinizin üzerinden iki ay geçti. Bu süre zarfında “İlk işim bu olmalı” dediğiniz konularda ilerleme kaydedebildiniz mi?
Seçim kampanyası sırasında, göreve geldiğimizden itibaren ilk 6 ay için hedeflediğimiz konular vardı. Toplu ulaşım ve su fiyatları ile ilgili beklentiler vardı. Onları karşılamak için bir şeyler yapıyoruz. Emekli dayanışma kartı, Anne Kart gibi uygulamalar hayata geçti. Halk ekmekte hem üretim sayısını hem de satış noktalarını artırdık.
İzmir’de 1 milyon 200 bin emekli yaşıyor. Yoksulluk her geçen gün artıyor. Doğal olarak bu kesimlerin su, toplu ulaşım kullanımı gibi talepleri öncelikliydi. Bu başlıklarda önemli adımlar attık.
Diğer taraftan trafik gibi altyapı problemlerimiz var. Bunlarla ilgili çok sağlam adımlar atıyoruz. Çok yakında hem bir ulaşım planı hem de hızlı hareket etmemiz gereken, trafiği sıkıştıran noktalar için yapılan çalışmaların sonuçlarını yaşamaya başlayacağız. Bunları mümkün olan en kısa sürede hayata geçirmek için çalışıyoruz. Bütçe disipliniyle ilgili çok sağlam adımlar attık. Tüm bu süreçte yeni oluşturduğumuz İzmir Planlama Ajansı’nın da önemli katkısı olacağını söylemeliyim.
İzmir Planlama Ajansı tam olarak nasıl bir işlevle donatıldı?
Kentin planlaması ile ilgili çalışacak ama her anlamda planlama yapacak. Gelişmesi, büyümesi, sorunların çözümü ile ilgili izlenecek yollar ve bunlarla ilgili politika oluşturacak. Planlama ajansının iki temel görevi var. Birincisi, somut olan sorunları ele almak ve onlarla ilgili hızlı çözümler üretmek, diğeri de 2050 yılı vizyonu başta olmak üzere 30 yıllık perspektifte kentin gelişimi ile ilgili yol haritası oluşturmak. Ajansın içinde sürdürülebilirlik ofisi, vatandaş katılım birimi gibi departmanlar olacak. Adım adım oluşuyor. Yani kimi zaman kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmalar yapacak, kimi zaman yeni yerleşim yerleri ile ilgili plan çalışmaları yapacak. Ajansı beyin olarak düşünürsek, onun altında pek çok diğer organ ile beraber ortak çalışma yürütecek. Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu başkanlığında çok nitelikli bir kadro kuruldu. Genişleyip yoluna devam edecek. İddiam, yeni nesil belediyecilik yapmak. Çevik belediyecilik yapacağız. Bunlarla ilgili çabamızı gösteriyoruz.
Ama tabii diğer taraftan altyapı çalışmaları devam ediyor. Sahada yarım kalmış işler var. Onları tamamlamaya çalışıyoruz. Buca otogar arasında bir tünel var. Tamamı belediye eliyle yapılmış tünel olacak. O tünel uzun süredir yavaş gidiyor, bitmiyor, duruyor deniyordu. Şimdi hızlıca bitsin diye uğraşıyoruz. Muhtemelen önümüzdeki bir yıl içerisinde açılacak ve trafikte önemli bir rahatlama sağlayacak. Yine hızla ilerleyen diğer bir proje Buca metrosu.
İzmir’i çevreleyen çok geniş bir sahada yerel yönetimler değişti. Buna dair bir projeniz olacak mı? İzmir bu illerin tam ortasında duruyor.
Bizim bölgesel şekilde çalışmamız gerekiyor. Olabildiğince fazla iş birliği yapmalıyız. Biz onlara bir şey katmalıyız, onlar bize bir şey katmalı. Zaten çok iç içe yaşadığımız birçok şehir var. Manisa ile aramız 20 dakika. Aydın hemen yakınımızda. Aynı şekilde Balıkesir, Muğla, Denizli hepsi İzmir’e çok yakındır. Sadece coğrafi değil, ekonomik ve kültürel anlamda da çok yakındır. İzmir aslında bu bölgenin tamamının ticaret merkezi. Burada fuarlar düzenlenir, çarşılar kurulur, oradan alışverişler yapılır. Limanlar önemli ihracat merkezidir. Böyle iç içe geçmiş şehirleriz zaten. Ama belediyeler bu zamana kadar birbirinden kopuk çalıştı. Bu doğru değil. Akılcı olan, bölgesel planlama yapmak aynı zamanda birbirimize bilgi aktarmak ve beraber çalışmaktır. Bunu ben pek çok kez dile getirdim.
"İZMİR'İ TURİZM KENTİ YAPMAYI DÜŞÜNMÜYORUM"
Hayalinizdeki İzmir aynı zamanda Türkiye ve Dünya’ya açılan yüzlerden biri olmuştur. Buna dair neler var?
İzmir, çok kaliteli sosyal ve kültürel yaşamı olan bir şehir. Sıradan bir yer değil. Nitelikli bir yaşamdır ve insanları önemli ölçüde güven içerisinde yaşarlar. Ben İzmir'i bir turizm kenti yapmayı düşünmüyorum. Böyle bir hayalim yok. İzmir'i nitelikli işlerin merkezi olarak hayal ediyorum. Bunun için önce şehirleşmeden kaynaklanan sorunlarımızı halletmiş olmamız lazım.
Sosyal ve demokrat kelimelerinden hepimizin anlaması gereken şey, kentteki yaşam şartları ve kentin sunduğu olanaklar, ihtiyaçlar üzerinden bir adaletin olduğudur. Hem kent içerisindeki bölgesel farklılıkların hem de kırsal bölgedeki farklılıkların giderilmesi lazım. Kentin doğal olarak sahip olduğu birçok olanak var. Ama bunlar bazen çok adaletsiz bir şekilde dağılıyor. Yani bir grup insan çok iyi şartlarda yaşarken, bir grup da gerçekten kendi yaşadığı şehrin hemen hemen hiçbir şeyinden faydalanamıyor.
İzmir'de hala birçok insanın İzmir’in kendi kamusal olanaklarından faydalanmadığını düşünüyorum. Örneğin, kentin ciddi bir sanatçı kitlesi ve entelektüel insan dokusu var. Ama kent onların da beklentilerini karşılamıyor. Onlar üretmeye hazırlar ancak bunu sağlayacak olan altyapı onlara verilemiyor. Bu nedenle onlar da mutsuz olabiliyor. Herkesin beklentilerini öncelediğimizi, o beklentiyi daha yukarıya taşıdığımızı düşünelim ve totale baktığımızda bir adalet olduğunu düşünelim. Bahsettiğim böyle bir şeydi.
"KİMSE KIZMASIN BANA AMA..."
Anlattıklarınızı değerlendirdiğinizde daha çok İzmir’e yoğunlaşmış bir dönem göreceğiz sanırım?
Dünyanın dikkatini çekecek bir iş yapmak gibi bir düşüncem yok. Benim derdim o değil. Benim derdim, İzmir'de yaşayan insanların huzurlu, mutlu ve kendilerini iyi hissetmesi. Başkalarının bizim hakkımızda daha iyi düşünmesi için ya da onların ilgisini çekecek organizasyonlar yapacağız diye kendimizi heba etmek niyetinde değilim. Kimse de kızmasın bana ama bugünün koşullarında uluslararası bir spor organizasyonuna ev sahipliği yapıp yüz binlerce insanın şehre akmasını istemem. Bunu kaldıracak durumda değiliz. Şehri mahvetmelerini istemem. Ben tamamen İzmir’in mutlu, huzurlu ve refah içinde yaşanan temiz bir şehir olmasını istiyorum. Trafik yok, çevre kirliliği yok, havası temiz, suyu bol, öyle bir şehir olmasını istiyorum. Bunları başarırsak dünya bizi zaten tanır ve ilgiyle izler.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|