Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT’in 14 ve 28 Mayıs seçimleri için yayımladığı gözlem raporunu değerlendirdi.
Raporun 22 yıllık ve bildik Türkiye fotoğrafını gözler önüne serdiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Nalbantoğlu; “AGİK’in raporu ülkenin içler acısı halinin tescili gibi. Tam anlamıyla malumun ilanı niteliğinde bir rapor. Biz zaten biliyorduk, hatta yaşadık, yaşıyoruz! Türkiye’de; demokrasi, adalet ve eşitlik gibi kavramların esamesi okunmuyor. Rapor; devlet kaynaklarının siyasi amaçla kullanılmasından, STK’lar üzerinde kurulan baskıya; deprem bölgesindeki zafiyetten ifade ve basın özgürlüğüne kadar pek çok antidemokratik uygulamasını ortaya koymuş. Bu da demektir ki; bu şartları bile isteye yaratanlar, haksız avantaj, hatta kazanım sağlamıştır!” diye konuştu…
Bulanık suda balık avlamak!
CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Raporda her şeyden önce devletin ve idari kaynakların kötüye kullanıldığı belirtilmiş. Siyaset kurumu ile devlet arasındaki kırmızı çizgi zaten başkanlık sistemi ile ortadan kalkmıştı. Doğabilecek zafiyetleri yıllardır dillendirmekten iflahımız kesildi. Cumhurbaşkanının, bakanların siyasi bir yarışta koltuklarının tüm gücünü, mevzuat tanımaksızın kullandığını, açılışlar yaptığını, sosyal yardımlarda bulunarak, sivil toplum gücünü baskılayarak siyasi güç kazandığını bu seçimde de gördük yaşadık. Rapor,’ Parti ile devlet arasındaki ilişki bulanıklaşmıştır.’ diyor. Öyle bir çizgi kalmadı; kontrolsüz bir güç kullanımı ile karşı karşıyayız. Bulanık suda balık avlayarak sağlanan iktidarın hem hukuki hem ahlaki meşruiyeti tartışılır. Şimdi bir yerel seçim sürecine giriyoruz. Aynı kaygıları, korkuları taşıyoruz.
Bir felaketten menfaat sağladılar
AGİT’in bilinen gerçekleri gözler önüne serdiğini, yayımladığı raporun malumun ilanı gibi olduğunu söyleyen Nalbantoğlu şöyle konuştu: Yasal olarak; deprem nedeniyle yer değiştiren mağdur vatandaşlarımızın oy kullanabilmeleri için önlem alınmadığını, bunun kolaylaştırabileceğini söylemiştik. Rapor da aynını söylüyor. 2 milyon depremzedemizin oylarını kullanması için değil, kullanamaması için ellerinden geleni yaptılar. İkamet adresleri alabora edildi. Şeffaflık zaten hak getire! Bu, bir felaketten medet ummaktır, bir acıdan siyasi rant sağlamaktır. Konuşacak ama konuşturmayacaksınız; yapacak ama yaptırmayacaksınız; kullanacak ama kullandırmayacaksınız… İşin özeti bu! Bu tabloda adaletten, demokrasiden söz edemezsiniz. Bu tablodan elde edilen kazanımın ‘hak’ olduğunu söyleyemezsiniz.
Böyle bir ortamda yerel seçime gidiyoruz
CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, "İnsan haklarının, ifade özgürlüğünün bu denli baskılandığı; seçme, seçilme hak ve özgürlüklerinin insanların elinden hoyratça alındığı; demokrasinin bu denli iğdiş edildiği bir ortamda yerel seçimlere gidiyoruz.” İfadelerini kullandığı açıklamasını şu sözlerle sürdürdü; “ Seçim, tek başına bir siyasal iktidara meşruiyet kazandırmaz. Hele ki: bu seçimin tüm ipleri aynı iktidarın elindeyse, hele ki bir diğer yarıdan onay alamıyorsanız, kabul göremiyorsanız, eninde sonunda büyük bir tehdit ve kayıplarla baş başa kalınır. Düşünün ki; böyle bir ortamda yerel seçimlere gidiyoruz. Sorumluluklarımız çok büyük. Tarih muhakkak hesap sorar ama; bizim daha fazla kaybedecek zamanımız yok" dedi.