GERÇEKİZMİR - Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'ndeki Millet İttifakı buluşmasında önemli açıklamalarda bulundu.
Gelecek Partisi Lideri kongrede yaptığı konuşmada ilkeler üzerinden çarpıcı mesajlar verirken, "Sanayi devriminden çok daha derin izler bırakan bir nesli 5 ila 10 yıla indiren büyük bir dönüşüm içindeyiz. Biz o nesillerin önünü açmak için 6 siyasi lider bir araya geldik, o nesillerin önünü kapatmak isteyenlere karşı... 6’lı masa, 200 yıllık modernleşme tarihimizin, 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en büyük toplumsal barış projesidir ve mutlaka başarıya ulaşacağız" dedi.
Davutoğlu kongrede şu mesajları verdi:
Her şeyden önce depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza ve tüm istiklal kahramanlarımıza rahmet ediliyorum. Çok güzel ortamda bizleri bir araya getirdiler. Doğru bir mekan, İzmir… İzmir ile ilgili çok farklı forumlarda konuştum. İzmir milletimizin ufuk şehridir. Dünyada büyük dönüşümler yaşandı; modern iktisat 4 büyük dönüşümü kendi içinde yaşarken milletimiz de bunlara intibak etmeye çalıştı. Osmanlı ekonomisi tarıma dayalı ve içerde üretimi barındırma ekonomisiydi. Büyük bir yüzleşmeydi. Avrupa doğaya açılırken İzmir’i bir önemli nokta olarak değerlendirmişlerdi. Osmanlı ve ile batı iktisadı sanayi devrimi ile büyük açmaza girdi. 1839 Tanzimat’ın ilanı ama öncesinde 1838 Balta Limanı anlaşması ile cevap verdi. Osmanlı coğrafyası Avrupa mamullerine açıldı. İktisat kongresine gelene kadar ipek sanayisi başta olmak üzere dağılırken İzmir ve arka hatlarına gidecek şekilde yeni pazar kuruldu. İlk olarak yolları da İzmir’den içeriye doğru girdi. Lozan anlaşmasından 4 ay önce burada İzmir’de Hakimiyeti Milliye için hakimiyeti iktisadın bayrağı açıldı ve kongre toplandı. İktisat özgürleşmeden cumhuriyeti ilan etmenin ekonomik temeli olamazdı.
6'LI MASA EN BÜYÜK TOPLUMSAL BARIŞ PROJESİ!
Tüm kararlara bakın, milli üretim ve sanayi için devlet bankasının kurulması... Sanayi devrimini kaçırdığımızı fark etmiştik. Milletimiz insanlık tarihi akışında tüm bunlara intibak etmeye çalıştı. Yollar, barajlar, altyapı yatırımları ile bunları karşılamaya çalıştık. Şimdi 4. büyük dönüşümün içindeyiz. Türkiye’nin her kanadı her siyasi akımı bir masa etrafında toplandı ve hakimiyeti milliye için hakimiyeti iktisadi kararı aldılar demeliler bugün için. Sanayi devriminden çok daha derin izler bırakan bir nesli 5 ila 10 yıla indiren büyük bir dönüşüm içindeyiz. Biz o nesillerin önünü açmak için 6 siyasi lider bir araya geldik, o nesillerin önünü kapatmak isteyenlere karşı... 6’lı masa, 200 yıllık modernleşme tarihimizin, 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en büyük toplumsal barış projesidir ve mutlaka başarıya ulaşacağız. Toplumu tekleştirmeye çalışanlara karşı birleştirmeye çalışan bir heyetiz biz. Nasıl bir iktisat modeli ile gelecek nesillerin önünü açabilir. Cumhurbaşkanı adayımız ve inşallah cumhurbaşkanımız Kılıçdaroğlu 4 sütundan bahsetti. Ben biraz açarak 8 boyut diyeyim. Bir iktisadın iklimi, çöl ikliminde gül ağacı yetişmez. İktisadın iklimi hukuk ve ahlaktır. Ortak mutabakat metnimizin ruhu siyasi ahlaktır. Çünkü eğer hesap vermeye hazır olmayan bir yönetim ülkeyi yönetiyorsa bilin ki otoriterlik kaçınılmaz. Bugünkü salt ekonomik bir sorun değil, ekonomik politik bir sorundur. Şimdiye kadar cumhurbaşkanlığı yapmış herkes mal varlığı beyanında bulunmalıdırlar. Yurt içinde ve yurt dışında kimin nerede malı mülkü varsa herkes şeffaf bir şekilde bunu açıklamalıdır. Herkes hesap vermeye hazır olacak. Siyasi halka kanunu mutlaka çıkacak, kimse mal ve servetini asla arttıramayacak. Yeni bir iktisadın ruhu güvendir, hukuktur ve adalettir. İkinci ilke… Nitelikli insan unsuru…. Bunun da yolu eğitimdir. Deprem dolayısıyla üniversitelere ara verildiğinde çağrı yaptım yapmayın diye. Her şeye ara verilir ama eğitime asla ara verilmez. Ama istiklal savaşı şartlarında savaşan bir millet eğitime ara vermemiştir. Üniversitelerde öğrencilerin bir araya gelmesinden, stadyumlarda taraftarların bir araya gelmesinden korkanlar… Korku artık sizin kaderinizdir. Bizim kaderimiz ise umuttur.
ÜRETİM ARAÇLARI...
Üçüncü önemli boyut üretim araçları... Yeni bir üretim anlayışı var, dijital ekonomi. Üret-al-kullan-tüket-yok et yerine, üret-al-kullan-yeniden üret-paylaş şeklinde döngüsel bir ekonomi var. Kafalarımızdaki dogmaları terk edeceğiz, yeni bir ekonomi var dünyada... Bilinen mesleklerin yüzde 60’ı önümüzdeki 20 yılda kaybolacak.
İMAR BARONLARI ÇALIŞTIKLARI ÇETEYLE HAREKETE GEÇTİLER!
Dördüncü boyut, yeni ekonomik paradigmamızın olmazsa olmaz şartı ekoloji ile ekonomi arasında doğrudan bir ilişki kurmaktır. Dere yataklarına bina yaparsanız, bostanlara 15 katlı bina yaparsanız ekoloji ile ekonomi arasındaki dengeyi bozarsınız. Başbakanlığım döneminde siyasi ahlak yasası dışında ikinci yasayı teklif etmiştim imar yasası. İmar baronları beraber çalıştığı çeteyle harekete geçtiler. Yerel imar baronlarına, ulusal imar baronlara karşı yeniden imar etmeliyiz deprem bölgelerini.
KUR KORUMALI MEVDUAT HESABI ÇIKIŞI!
Beşinci boyut, rant ekonomisi yerine üretim ekonomisi. Kur korumalı mevduat adı altında milletin hazinesini küçük bir gruba aktaranlar asla üretim ekonomisinin önünü açamazlar. Bu üretim üssünü efektif olarak hayata geçirdiğimizde Türkiye’yi tedarik zincirinin merkezi yaparız.
VİZE SERBESTİSİ EN KISA ZAMANDA HAYATA GEÇECEK!
Altıncı ilke dünyaya açık ekonomi… Hangi haritayı getirirseniz getirin, Türkiye tam merkezdedir. Yarım kaldığı için büyük hüzün duyduğum Avrupa ile vize serbestliği meselesidir. Mutlaka en kısa zamanda hayata geçireceğiz, buna asla engel olamayacaklar. Avrupa Gümrük Birliği Anlaşması’nın çapını geliştirerek ihtiyaçlara uygun hale getirmemiz lazım.
Yedinci büyük ilke kurumsallaşma… Yani sürdürülebilirlik… Acılarımız yanında deprem bölgesinde ilk defa devlet kurumlarını refleks gösterme konusunda bu kadar aciz gördüm.
O SATIH BÜTÜN VATANDIR!
Söz veriyoruz 15 Mayıs'tan itibaren yepyeni bir kurumsal seferberlik sağlanacak. İktisadın temel amacı insan onurudur. O da ancak gelir adaleti ile sağlanır. Bugün Türkiye’de vahşi bir servet transferi yapılıyor. Eğer bir yerde iş gücünün gayri safi milli hasıladan aldığı pay küçülüyorsa, yoksulluk var demektir. Herkese insan onuruna yakışır bir hayat standardı getireceğiz. Yepyeni bir dünya kuruluyor. Bu değişimin öznesi olmak durumundayız. Tarihin öznesi olmak için iki temel unsur var. Millet vicdanı ve devlet aklı... 15 Mayıs sabah yeni bir cumhurbaşkanı ve kadroları ile yepyeni bir dönem başlayacak. Artık 15 Mayıs’a kadar hattı siyaset yoktur, sathı siyaset vardır, o satıh ise bütün vatandır.