Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) yerine yapılacak projenin tanıtımı Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.
Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"2019'un ilk çeyreğinde inşallah nasip olursa tamamlanıp hizmete girdiğinde AKM, İstanbulumuz ve ülkemiz için sembol bir mekan haline gelecek. Sizlerin de gördüğü gibi AKM talihsiz bir mekandır. 1930'larda başlayan macereası 1969 yılında fiziki gerçekleşme ile sonuçlanmış. Sonra yangın nedeniyle kapılarını kapatmış. 1977 yılında yeniden açılmasının ardından depreme dayanıksız olduğunun anlaşılmıştır.
Bilimsel verilere rağmen bu binanın yıkılıp yeniden yapılmasına karşı çıkılması ideolojik yaklaşımlardır. Onca kavga gürültünün ardından bilimin aklın mantığın yoluna gelindi. Bugün tanıtımı yapılacak proje ile yeniden inşa süreci başlamış oluyor. Türkiye 10 yıl önce yapması gereken proje bugün başlıyor, bundan dolayı üzgünüm. Çoktan AKM'yi bitirip hizmete sunmuş olacaktık. Bu 10 yılın hesabını kim verecek?
Bu engellemeyi yapanların sırtında yumurta küfesi yok. Kaybettikleri hiçbir şey yok. Ülkemizde taş üstüne taş koymaya karşı çıkan yurtdışından da destek alan adeta kurumsallaşmış bir lobi bulunuyor. Dünyanın dört bir yanında aynı lobinin uzantılarıyla karşılaştık.
Ahlakı ve hukuku kenara bırakmadan hedeflerimizden de vazgeçmeden bugüne geldik. Yeniden ama daha büyük, daha işlevsel, daha modern şekilde inşa edilecek yeni Atatürk Kültür Merkezi'nden en çok yıllardır bu projeyi sabote etmek için uğraşanların yararlanacağını da biliyorum. Fakat onların yanlış yolda gidiyor olmaları, bizi doğru işler yapmaktan alıkoyamazdı, alıkoyamaz. Nitekim benzer görüntülere Marmara'dan Avrasya Tüneli'ne ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden Osmangazi Köprüsü'ne kadar nice projelerde şahit olduk.
Milletimizin inşa edenleri olduğu gibi engel olanları da gördüğünü umuyoruz. Şimdi AKM inşallah 2019'un ilk çeyreğine, Murat Bey'den sözünü aldım, bitireceğiz. Mermerlere varıncaya kadar her şeyi sundular, şimdiden bütün hazırlıklarını yaptık. Bunları adım adım takip edeceğiz.
"AKM'NİN ÖNÜNDE ARAÇ TRAFİĞİ OLMAYACAK"
Taksim Meydanı'nda inşallah araçları da görmeyeceğiz. Gümüşsuyu'ndan geliş ve araçlar oradan yerin altından Mete Caddesi'nden Taşkışla'ya doğru devam edecek. Dolayısıyla Atatürk Kültür Merkezi'nin önünde bir araç trafiğini görmeyeceksiniz. Aynı şekilde Marmara Oteli'nin önünde de bir araç trafiği görmeyeceksiniz. Orada da yine yerin altına almak suretiyle tamamen yayalaştırılmış bir Taksim Meydanı'nı göreceksiniz. Dolayısıyla Taksim Meydanı'nın bu yayalaştırma süreci, yeni peyzaj düzenlemeleriyle birlikte meydana farklılık kazandıracak, farklı bir zenginlik getirecek.
"TAKSİM O ÖZELLİĞİNE KAVUŞACAK"
2 bin 500 kişi içeride programları izleyecek ama dışarda dev ekrandan halkımız çimler üzerinde ekrandan orayı izleme imkanı bulacak. Dünyada gelişmiş ülkeler meydanları ile anılır. Hepsinin kendisine has dev meydanları vardır. Bizim meydanlarımız yok edildi, yok oldu. İnşallah Taksim yeniden o özelliğine kavuşacak. Trafiğin yeraltına alınmasıyla Taksim Meydanı ortaya çıkacak. Yeni bazı adımlar Ankaramız'da da atılacak. Orada inşallah meydanlarımıza kavuşacağız.
Ağızlarını her açtıklarında muasırlıktan, batılılıktan, Avrupalılıktan, modernlikten, çağdaşlıktan söz edenlere soralım bakalım, dünya çapında hangi eserleri ortaya koyabilmişler? Örneğin, dünya çapında bir opera sanatçısı, bir pop sanatçısı, bir aktör, bir gitarist yetiştirebilmişler mi? Nasıl dünya çapında kabul gören bir otomobil, bir uçak, bir bilgisayar, bir telefon, bir işletim sistemi ortaya çıkartamamışsak kültür ve sanat alanında da aynı başarısızlığı ne yazık ki yaşadık.
"SADECE ELİTLERİN GELDİĞİ BİR YER OLMAYACAK"
Bugün biz de Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında ortaya konmuş olan muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma hedefini isabetli buluyor, ve ona sahip çıkıyoruz. Sadece bu hedefe ulaşmak için daha farklı yöntemler kullanıyoruz. Geçtiğimiz 15 yılda Türkiye'yi 3 kat büyütmüş olmamız, Cumhuriyet tarihinin en büyük, en iddialı, en başarılı çağdaşlaşma ve modernleşme hamlesidir. Atatürk Kültür Merkezi'nin yerine inşa edeceğimiz yeni eser de bu anlayışın bir yansıması olacaktır. Projenin ilk AKM'nin tasarımcısı olan merhum Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu tarafından yapılacak olması hem hedefin aynı olduğunun hem de tarihe sırt dönülmeden tam tersine tarihten güç alınarak, geleceğe doğru yüründüğünün ifadesidir.
Tabii binanın kendisi kadar burada ortaya konulacak kültür-sanat faaliyetlerinin zenginliği de önemli. Burada belli bir elitin gelip programları izlediği bir yer olmayacak. Burada tüm halkımızın, milletin gelip bu programları izlediği bir yer olacak.
"TESLİMİYETİ REDDEDİYORUZ"
Bugün şöyle geriye dönüp baktığımızda, Avrupa'nın hukuk sistemini, sosyal hayatını, kültür ürünlerini aynen alıp kullanmanın, bizi arzu ettiğimiz hedeflere ulaştıramadığını görüyoruz. Çünkü biz muasır medeniyet anlamında Batılı olmakla şeklen Avrupalı olmayı maalesef birbirine karıştırdık. Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak küresel bir iddia sahibi olmak demekken kültürel taklitçiliğin asırlarca sizi kendisine rakip, hatta düşman görmüş bir dünyaya teslimiyet demek olduğunu ne yazık ki göremedik. Biz teslimiyeti reddediyor, Türkiye'yi her alanda küresel düzeyde söz ve iddia sahibi bir ülke haline getirmenin mücadelesini veriyoruz."
AKM'nin tarihçesi
Tiyatro binası olarak 1946'da projelendirilerek Taksim Meydanı'nda inşa edilen AKM, Mimar August Perret tarafından yapıldı.
İstanbul Kültür Sarayı adıyla 1969'da hizmete açılan merkez, 1970'te bir oyun sırasında çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale geldi, onarımların ardından 1977'de yeniden sanatseverlerle buluştu.
Koruma kurulu kararıyla binanın bulunduğu alan 1993'te "kentsel sit alanı", bina da 1999'da "korunması gerekli kültür varlığı" olarak tescil edildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talebiyle Sakarya Üniversitesi'nin 2007'de hazırladığı yapının betonarme taşıyıcı sisteminin dayanımı hakkındaki raporda, binanın takviye edilmesi gerektiği belirtildi.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından imzalanan protokol çerçevesinde 2009'da tamirat ve tadilat işi ihalesi yapıldı.
Yapılacak işler, kurul tarafından da onaylanmasına rağmen İstanbul 9. İdare Mahkemesi, aynı yıl içinde, dava konusu Koruma Kurulu Kararı'nın ve eki avan projenin iptaline karar verdi.
Bunun üzerine, merkezin mevcut haliyle korunması, sadece güçlendirme, tamirat ve tadilat yapılmasına ilişkin projeler hazırlandı. Bakanlıkça 2012'de, "İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Güçlendirme, Tadilat ve Tamirat İşleri" işinin ihalesi gerçekleştirildi.
Binada söküm işleri tamamlandıktan sonra, İTÜ İnşaat Fakültesince yapılan inceleme sonucu tahribatın beklenenin üzerinde olduğu raporu sonrasında, 23 Mayıs 2013 tarih ve 101321 sayılı Bakanlık Makamı oluru ile binanın tadilat işleminin durdurulmasına karar verildi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |