GERÇEKİZMİR - İYİ Parti İzmir 2. Bölge 3. Sıra Milletvekili Adayı Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu, Gerçekizmir’de gazeteci Sercan Avcı’nın konuğu oldu.
ALANIM NEDENİYLE SİYASETİN HİÇ DIŞINDA OLMADIM
Akademisyen ve eğitmen olarak alanının sosyal hizmetler olduğunu ifade eden Hablemitoğlu bu nedenle siyasetten uzak bir yaşamı olmadığını ifade etti ve “Alanım siyasetin dışında bir alan değil. Siyasetin sevdiği bir alan. Özellikle iktidarın son derece iyi kullandığı kendisini alanın içi iyi konumlayıp yararlandırdığı bir alan sosyal hizmet. İktidarın en güçlü yanını oluşturuyor sosyal hizmet. Bu alanın politika üreten, üretilen politikanın nasıl gerçekleşeceğini uygulayan, bunu gençlere anlatan biri olarak, sahaya meslek insanları yetiştiren biri olarak siyasetin içinde oluyorsunuz aslında. Siyasetin hiç dışında olmadım” dedi.
NEDEN İYİ PARTİ: KADIN BİR LİDERİ VAR!
Hablemitoğlu “Neden İYİ Parti?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: Öncelikle kadın bir lideri var. Kadın duyarlığına yönelik kaygı ve beklentilerim var. Siyasette erkekler kendi eşitini değil kendi tamamlayıcısını arıyor. Yaşamın her alanında böyle. Ben siyasette eşit olarak var olabilmek adına siyasetteyim. İYİ Parti kadınların omuzun da yükselen bir parti. Kadın kolları yok. Kadını kadın kollarına sıkıştırmayan her kademede yer açan bir parti. Bu nedenle İYİ Parti”
KADIN ADAY AZLIĞI İZMİR İÇİN ÜZÜCÜ
İzmir’in aday listelerinde kadın aday azlığına dikkat çeken Hablemitoğlu, “Listelerde ilk 3’te İzmir’de sadece 7 kadın var. Biri benim. İzmir’de 140 vekil adayı var. Sadece 39’u kadın. AK Parti 7, CHP 7, HDP 10, MHP 3, Saadet Partisi 3 ve İYİ Parti’nin 9 kadın adayı var. İzmir genelinde gösterilen vekil adaylarının yüzde 28’i kadın aday. Bunlardan da sadece 7’si ilk 3’te. Bu yeterli değil. Uluslararası ortamın her zeminde İzmir’in ‘kadın dostu kent’ olduğu konuşuluyor. Bu listelerdeki kadın aday oranı üzücü. Kadın STK’ların emeğini kadının siyasette yaratacağı farkı görmezden geliyorsunuz” dedi.
İZMİR’DEN ADAY GÖSTERİLMEK ONUR
“İzmir kadın dostu bir kent. Gece istediğim saatte dolaşabiliyorum. Bu Türkiye’nin geneli için böyle değil. İzmir cinsiyet farkı gözetmeksizin konuştuğumda İzmir yaşam biçimlerine saygılı bir kent” diyen Hablemitoğlu, şöyle devam etti: İzmir’in insanları ötekileştirmeyen tavrının ülkeye yayılması gerek. İzmir’de kimse başkasına öteki diye bakmıyor. Medeni çağdaş bir ruh bu. Çağdaş yaşam bunu istiyor. İzmir’den aday gösterilmek bir onur. Şanslı hissediyorum kendimi.”
İZMİR ADAYLIĞI BENİM DIŞIMDA BİR DURUM
Türkiye’de isminin ve soyadının karşılığı olduğunu söyleyen Hablemitoğlu, İzmir’den aday gösterilmesinin partinin değerlendirmesi olduğunu söyledi. Hablemitoğlu, “ Yaşamımın en travmatik en talihsiz olayının beni hep şanslı kılacak bir şeye dönüşmesi bambaşka bir şey. Türkiye’de siyasetin reel bir pratiği var. Bu benim dışımda bir şey. Bizler aday adayı başvurusu yaparken evrak doldururken ben tercih bildirdim. Ankara’yı bildirdim. Partiler geleceğe dair planlarını yaparken aday belirleme sürecinde farklı dinamikleri değerlendiriyor. O çerçevede gelişti” dedi.
İZMİR MEGAKÖY FİLAN DEĞİL!
Zaman zaman iktidar Partisinden İzmir’e yapılan “Megaköy” eleştirilerine katılmadığını söyleyen Hablemitoğlu, “İzmir megaköy filan değil. Geçmişte İzmir’e geldiğim zamanlar oldu. Arabamla dolaşma fırsatım oldu. İzmir’de trafik değişmiş. Sorunlu alanları olabilir. Gelişmiş ülkede siz havalimanından çıktıktan sonra bir toplu taşıma aracına binerek merkeze geliyorsanız medeniyet demektir. Bence başka megaköyler var. İzmir medeni bir kent olma adına önemli işlere imza atmış. Ben İZBAN’ı kullanıyorum. Metroyu kullanıyorum. Tramvay’ı kullanıyorum. 1 haftadır İzmir’de dolaşıyorum. İzmir’in içinde olabilmeniz çok kolay. Tabi ki kentsel dönüşümle bir takım değişiklikler yaratılmaya çalışılıyor. Ama kentsel dönüşümün de ne bela bir iş olduğunu İstanbullu çok iyi biliyor. İstanbul’a sık sık gidiyorum ve kentsel dönüşümün orada yaşayan insanların hayatını ne denli zorlaştırdığını da biliyorum. Yeter ki İzmir’i megaköy görmek yerine o çirkin plazaları İzmir’e dikmesinler. Oralar birer rant alanı. İzmir’in denizini, yeşilini yok etmemek adına çaba sarfedersek megaköy demek zorunda kalmayız. İzmir hem ruhuyla hem de ulaşımında insanlara sağladığı kolaylıklarla medeni bir şehir” dedi.
ELİNİ İNDİRİP KALDIRAN VEKİL OLMAYACAĞIM
24 Haziran’da vekil seçilmesi halinde nasıl bir vekillik yapmak istediğini anlatan Hablemitoğlu, “ Elini indirip kaldıran bir vekil olmayacağım. Benim tek odağım ve tek ideolojim var o da insan. Eğer bunun tersine bir şey yaparsan hizmet verdiğim alana da ihanet etmiş olurum, aday gösterildiğim ile de ihanet etmiş olurum. Meclis’te bütün derdim komisyonlarda gereken farkı ve etkiyi yaratabilmek olacak. Son düzenlemelerle parlamenter sistemden vazgeçme noktasında olduğumuz şu durumda ne kadar mümkün olur onu bilmiyorum. Ama tek bir cümleyle söyleyeyim elini indirip kaldıran bir milletvekili olmayacağım” dedi.
SEÇMEN OHAL’DEN BIKMIŞ
“Seçmen 24 Haziran’ın öneminin farkında” diyen Hablemitoğlu, “ Vatandaşlarda bir bıkkınlık var. Dün bir vatandaş “Bu kadar çok seçim istemiyoruz biz” dedi. Aynı zamanda seçmen OHAL’den de bıkmış durumda. Bu bir yaşam biçimi olmamalı. Bir hakimin bir Baro başkanının üzerine yürüdüğü bir hukuk sistemi içerisindeyiz şu an. Bu yapıdan insanlar aşırı derecede bıktı. Bir seçmen olarak ben de bıktım. İnsanlar Türkiye’de huzur istiyor. Ekonomik sorunlarımız olabilir ama huzur çok önemli. Dolayısıyla huzur ortamının bozulmasından insanlar ürküyor. İnsanlar seçim öncesinde bunları da yaşadı daha önce. Seçmen ortadaki matematiğin de farkında” dedi.
SÜREKLİ YOKSULLAŞAN TÜRKİYE YARATILDI
Hablemitoğlu “16 yıllık AK parti iktidarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi: Sıradan bir yurttaş olarak zor bir 16 yıllık süreç yaşadım. Taşıdığım soyadı 16 yıllık süreçte çeşitli siyasi dalgalanmalardan, buna eş güdümlü hukuki dalgalanmalardan o kadar çok etkilendim ki. Zaman zaman iş yapamaz, zaman zaman nefes alamaz duruma getirildim ki. Çok zor zamanlardan geçtim. Bu iktidara dair sıradan bir vatandaş olarak söyleyebilecekler objektif olmaz. Yaşadığımız olaylara dair hiç yol alınamaması bile benim için bir öfke nedeni. Ama bunun ötesinde baktığım zaman eşitsiz, dışlanan, kadın bedeni üzerinden siyaset yapılan, çocukların korunamadığı, işçi ölümlerinin durdurulamadığı, iş cinayetlerinin bitmediği, bir kesimin sürekli zenginleşirken bir kesimin sürekli yoksullaştığı bir Türkiye yaratıldı. Ve yoksullaşan kesimin yüzde 15’inin devamlı yoksulluk düzeyinde kaldığı bir Türkiye yaratıldı ve insanlar sosyal yardımlarla yaşamaya çalışacak bir duruma getirildi. Biz üretimi, istihdamı geliştirebilen bir Türkiye olmadık. Her sabah uyandığımızda daha çok yoksullaşarak güne başlıyoruz. Biz orta kesimdik belki de ama yoksulluk sınırına doğru gidiyoruz. Evet ben toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. Çünkü ben araç kiralayacak, ya da aracımı buraya getirecek bir lükse sahip değilim İzmir’de milletvekili adayı olmuş biri olarak. Gelişmiş bir ülkede yaşıyorsak eğer her insanın yaşadığı şehirde toplu taşım araçlarını kullanması gerekiyor. Bu bir medeniyet ve haktır.”
BEYANNAMEMİZ DE FARK YARATACAK POLİTİKALAR VAR
İYİ Parti’nin seçim beyannamesinin çok kapsayıcı olduğunu ifade eden Hablemitoğlu, “ İYİ Parti kadınları, çocukları, yaşlıları tüm dezavantajlı kesimleri dikkate alarak seçim beyannamesi hazırladı. Genel başkanımız “Kadınlar olmadan asla yürümem” diyor. Tek kanatlı kuşun uçma ihtimali yok. Dolayısıyla kadının olduğu yerde de o zaman çocukların hakkından hayvanların hakkından bahsedebiliyorsunuz. Kadın yoksa bunlardan söz edemiyorsunuz. Seçim beyannamesi aynı zamanda sosyal politikaları içeren bir beyanname. Örneğin İYİ Kart projesi var. Gençlerin de işsizlik sorununu minimuma indirecek projeler var. Gençler iş sahibi oluncaya kadar bir vatandaşlık geliri verilecek. Genç girişimcilere faizsiz kredi olanakları olacak. Gençler için staj ücretleri verilecek. Mülakatların kaldıracağını açıkladı aynı zamanda genel başkanımız. Meslek yüksek okulu mezunlarına kısa dönem askerlik hakkı verilecek. Bir gençlik fonu kurulacak. Beyannamemizde ayrıca fark yaratacak politikalarımız bulunuyor” dedi.
SİYASETİN DİLİNDEN MEMNUN DEĞİLİM
Ülke genelinde siyasetin dilinden kişisel olarak memnun olmadığını ifade eden Hablemitoğlu, “ Genel olarak da kimse memnun değil. Bu kabadayı formatının yayılma özelliği var. Önümüzde Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı’na seçilen bir model var. Zarif, beyefendi, görgülü, bilgili ve kendini rahatça ifade edebilen bir insan. Bence bizim bu tür modellere ihtiyacımız var. Gençler siyaseti bu yüzden komik buluyor işte. Gençler siyasetin bir değer yaratabileceğini düşünmüyorlar ve bu çok acı bir durum. Toplumun tüm kesimlerini kapsayan nazik, insancıl bir siyaset yapılmalı” diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |