Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul İl Başkanlığı'nı ziyaretinin ardından konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel Cumhurbaşkanı aday adaylığında başvuruların yarın sona ermesi ve gelinen süreçle ilgili konuştu.
DHA'nın haberine göre Özel, "Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak beklentim, bu sürecin tüm aday adayları açısından adil ve şeffaf bir şekilde yürümesidir. Gruptaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Ekrem İmamoğlu aday olmak için gerekecek imza sayısının üç katına yakınını zaten ilk günün sonunda veya 24 saat içinde tamamlamıştı. Salı günü ilk imza atıldıktan 24 saat sonra gerekli imza sayısına dakikalar içerisinde ulaşıp bir gün içinde de üç katına ulaşmıştı" ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TİP İstanbul İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Özel burada TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile bir buçuk saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, TİP Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil ve çok sayıda partili katıldı.
"'TÜRKİYE ŞU AN YUNANİSTAN NÜFUSU KADAR İŞSİZİN YAŞADIĞI BİR ÜLKE HALİNE GELMİŞ"
Ziyaretin ardından konuşan Özgür Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütünüyle muhalefetin yargı sopasıyla, yargı taciziyle sindirilmeye çalışıldığı bu süreçte partimizin buna karşı geçmişte konvansiyonel muhalefet yöntemlerinin tamamını tükettiği süreçte seçilmiş organlarının yaptığı değerlendirmeler sonucunda erken seçim sandığının bir an önce gelmesi için tüm yönleriyle bu seçime hazır olduğumuzu göstermek ve bir seçimin olmazsa olmazı partinin adayının da belirlenmesi sürecinde olduğumuzu, bunu 23'ünde yapacağımız bir ön seçimle Cumhuriyet Halk Partisi'ne Şubat ayı sonuna kadar üye olmuş herkesin oy kullanabileceği bir ön seçimle belirleyeceğimizi ve bundan sonraki sürecimizle ilgili Türkiye İşçi Partisi'nin değerli heyetine Cumhuriyet Halk Partisi'nin içinden gerekli bilgilendirmeleri yaptık. Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı yargı eliyle bir siyasi operasyon ve darbe girişiminde bulunarak, bir buçuk yıl önce bitmiş bir kurultayı ve artık yeni bir kurultay, normal olağan kurultay sürecinde 6 ay kalmış bir yerde, bir buçuk yıl önce yapılmış bir kurultayı iptal ettirmeye kalkacak kadar bir darbe ittifakını örgütlemeye çalışarak bu iktidar her şeyi deniyor" şeklinde konuştu.
"BEKLENTİM SÜRECİN ŞEFFAF YÜRÜMESİDİR"
Özgür Özel, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı aday adaylığı başvurusunun yarın sona ermesi ve gelinen süreç hakkındaki sorularına cevap veren Özel, "Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak beklentim, bu sürecin tüm aday adayları açısından adil ve şeffaf bir şekilde yürümesidir. Gruptaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre Ekrem İmamoğlu aday olmak için gerekecek imza sayısının üç katına yakınını zaten ilk günün sonunda veya 24 saat içinde tamamlamıştı. Salı günü ilk imza atıldıktan 24 saat sonra gerekli imza sayısına dakikalar içerisinde ulaşıp bir gün içinde de üç katına ulaşmıştı" dedi
"YAPILAN BAŞVURUNUN HUKUKİ BİR ZEMİNİ YOK"
Lütfü Savaş'ın CHP Kurultayı'na ilişkin CHP MYK, PM ve YDK'nın görevden uzaklaştırılması taleplerinin mahkeme tarafından reddedilmesi hakkında konuşan Özel, "Yapılan başvurunun hukuki bir zemini yok. Yapılan başvuru, siyaseten yıpratma başvurusudur. Yapılan başvuru, bugünkü iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi'nin birinci parti olmasından ve Türkiye'de bu iktidara itiraz edenlerin çok büyük bir çoğunlukla bu iktidarı savunan Cumhur İttifakı'nın çok ilerisinde olmasından duyulan rahatsızlık ve panikle Cumhuriyet Halk Partisi'ni karıştırmaya, tartıştırmaya, bu tartışmadan medet ummaya çalışanların yaptığı bir planlamadır. Orada da Lütfü Savaş, sadece bu kirli oyunun kullandığı bir piyondur" yanıtını verdi.
TÜSİAD SORUSU
Özgür Özel, TÜSİAD ile ilgili soruya, "Mehmet Şimşek sunumlar yapıyor. Sunumunu tek slayta indirsin. 'Türkiye yatırım yapmak için böyle bir ülke' desin. TÜSİAD Başkanı'nın iki polisin kolundaki fotoğrafını, Türkiye'deki yatırım ortamı bu kadar müsait diye gösterebilir. Herhalde Mehmet Şimşek'in en son isteyeceği fotoğraf, kendisi açısından o fotoğraftır. Yani hukuk güvencesinin olmadığı, mülkiyet güvencesinin olmadığı, insanların ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkeye kimse gelip de yatırım yapmak istemez. TÜSİAD'ın yapmış olduğu geçen haftaki açıklamadan sonra durdular, beklediler. Ve Erdoğan'ın dün verdiği startla o görüntüleri yaşattılar. Sadece TÜSİAD değil, sendikalar bunu söylüyor, dernekler bunu söylüyor, vakıflar bunu söylüyor, muhalif gazeteciler bunu yazıyor, bütün siyasetçiler bunu söylüyor ve muhalefet hangi kanattan olursa olsun aynı sert muameleye tabi tutuluyor. Çünkü buradaki bütün maksat, 'Kimse sesini çıkarmasın, sesini çıkaranın başına bu gelir'. Dün de Erdoğan şöyle bir şey yaptı, 'Bugüne kadar sendikacıları, işçileri, öğrencileri, gazetecileri, siyasetçileri cezalandırıyorduk. Bakın kimsenin garantisi yok. Sermayenin temsilcilerinin de başına aynı şey geliyor. Kimse ağzını açmaya kalkmasın'. Grup toplantısında söylemiştim bir Afrika atasözünü. Ormandan dışarıya doğru aslanla ceylan, sırtlanla kaplan bir arada kaçıyorsa; birileri ormanı yaktı demektir. Orman yanıyor, Türkiye yanıyor. Ve dünkü görüntüler, TÜSİAD'ın muhatap olduğu muamele, bütün Türkiye'ye gözdağıdır. Muhalefet zaten bu gözdağına çoktandır bedel ödüyordu. Şimdi sırayı TÜSİAD'a getirdiler. Biz özgürlükleri savunan, hukuku savunan, demokrasiyi savunan kim varsa onun yanındayız, arkasındayız ve her türlü özgürlüğü savunuyoruz" cevabını verdi.
"KİMSE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ENGELLENMESİNDEN DOLAYI SİYASİ YASAKLI OLMAMALIDIR"
Özel, "Recep Tayyip Erdoğan dün grup konuşmasında bir şiir polemiğini kendisi açısından sürdürmeyi tercih ediyor. Bir parmak bir yeri işaret ettiğinde, gerçekten akıllı insanlar parmağın işaret ettiği yere bakar. Ama parmağın işaret ettiği yere bakmak yerine parmağın ucuna bakanlar, aslında akılları yerine duygularına esir olmuş ve kaybetmeye mahkum olanlardır. Ben Erdoğan'a şunu hatırlatıyorum. Bir şiir okumuştun, suç olacak bir şey de değildi. Ama bu Siirt'teydi. Sen Siirt'te bir şiir okudun, yasaklı duruma düştün. Sonra CHP ile birlikte anayasa değişikliği yapıldı, kimse ifade özgürlüğünün engellenmesinden dolayı siyasi yasaklı olmamalıdır. Partinin başındaydın ama 'Muhtar bile olamaz' deniliyordu. Milletvekili yolu kapalıydı. Anayasa değişti ve Siirt'te yapılan seçimlerle ilk kez milletvekili ve başbakan oldu. Şimdi o Siirt, 2 dönemdir yüzde 60'ın üzerinde oyla yani vaktiyle Erdoğan'a oy verip ona siyaset yolunu açan Siirt yüzde 60 oyla bir belediye başkanı seçiyor sen de ona kayyum atıyorsun. Bu Siirt üçlemesi Erdoğan'ın ve AK Parti'nin demokrasi yolculuğunun özetidir. Vaktiyle 'Demokrasi bir trendir, gerektiğinde ineriz' dediğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Şimdi trenden indi" ifadelerini kullandı.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |