Mehmet İŞLER/ GERÇEKİZMİR- İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Mustafa Özuslu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yol haritasından kentte yürütülen çalışmalara, meclisteki genel tablodan CHP örgütüyle aradaki ilişkiye kadar birçok konuda düşüncelerini aktaran Başkan Vekili Özuslu, yer yer flaş çıkışlara imza attı.
Özuslu, Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer'in ortaya koyduğu vizyona dair konuşurken, "Efsane kelimesini sevmem. Ortaya koyduğu irade ve projeler aslında Tunç Başkan'ı unutulmaz bir belediye başkanı olmaya doğru götürüyor" çıkışında bulundu.
AK Parti'nin mecliste sergilediği muhalefete yönelik eleştirilerini sıralayan Özuslu özellikle Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'yi hedef aldı. Boztepe'nin yaptıklarını şov olarak nitelendiren Özuslu ayrıca Salda Gölü ziyaretleri sırasında Başkan Soyer'in mekan kapatıp sabaha kadar eğlendiğinin iddia edilmesi için, "Burnuna mandal takan adamın neyini ciddiye alayım! Onun ciddiye alınacak bir tarafı yok ki. Burnu mandallı, fotoğrafa bakın pinokyo gibi görürsünüz! Ben bunun neyini ciddiye alayım?" dedi.
Önceki dönemden iyi bir belediye devralındığını vurgulayan Özuslu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin önceki Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun gerçekleştirdiği vefa ziyaretlerini de değerlendirdi.
Belediye başkanlığı için ideal süreyi 2 dönem olarak gördüğünü belirten Özuslu öte yandan, Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer özelinde gelen soruyu da, "Sadece Tunç Başkan için değil, her mevki için 2 dönemden fazlasını haram görürüm!" mesajını verdi. Özuslu, "Aslolan insan yetiştirmek. Bizim yapmamız gereken bu. Yüzlerce Tunç Soyer yetiştirmesi lazım İzmir'in. Yüzlerce bürokrat, yüzlerce siyasetçi çıkması lazım" sözleriyle düşüncesine dikkat çekti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemde İzmir'i daha sık ziyaret etmesi, Büyükşehir Belediyesi'nin sürdürdüğü yüzülebilir körfez çalışmaları, kendi siyasi hedefleri konularında da açıklamalarda bulunan Özuslu, genel gündem üzerinden Cumhur İttifakı'na da yüklendi.
Özuslu, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'den memnun olduğunu da sözlerine ekledi.
MECLİSTEN GENEL ANLAMDA MEMNUNUM AMA GÜNDEM DIŞI BÖLÜM BENİ RAHATSIZ EDİYOR!
Büyükşehir Belediyesi meclisinden genel anlamda memnun olduğunu söyleyen Özuslu, muhalefetin tutumu için "Genel olarak baktığımız zaman memnunuz. Ama her zaman en doğru şekilde mi muhalefet yapıyorlar? Hayır! Belli noktalar dışında şikayetimiz yok" diye konuştu.
Özuslu, "Hangi noktalar onlar?" sorusuna ise, "En fazla bu gündem dışı bölümü... Beni şahıs olarak da beni en fazla rahatsız eden bölüm gündem dışı konuşmalar bölümü. Neden? Çünkü o bölümü biz kötüye kullanıyoruz. Sonuçta meclisteki insanların motivasyonu düşüyor. Geçen meclisi 15 kişiyle falan kapattık. Bunun bir anlamı var mı? Yok. Orada konuşsan ne olur konuşmasan ne olur! Bir ara 'ayağa kalkın bakalım kaç kişi kalmışız?' dedim. Bu iyi bir görüntü değil. İzmir Büyükşehir Belediye meclisi gündemindeki maddeleri görüşüyor. Muhalefet herhangi bir şekilde söz kısıtlamasıyla karşılaşmıyor. Gündem dışında da karşılaşmıyor. Ama gündem dışını normal bir gündeme çeviriyorsunuz. Yönetmelik der ki; gündem dışı konuşmalar için talepler yazılı olarak verilir, çıkar konuşulur. Söz verip vermemek, süresini belirlemek başkana aittir. Demokrasilerde konuşmak bir haktır, bunda bir sıkıntı yok. Ama gündem dışı konuşmalar, bazen demokratik teamülleri kötüye kullanıldığının imajını veren bir hal çiziyor. Bu beni rahatsız ediyor. Yoksa meclisin genel olarak çalışma disiplininden, anlayışından memnunuz. Kararlar çok büyük oranda oy birliğiyle çıkıyor. Bu aslında kıymetli bir şey. Sayın Tunç Soyer de aynı şeyi söyler" cevabını verdi.
TRAFİK SORUNU VAR, EYVALLAH, ANLADIK, AYNI ŞEYİ 40 KERE DOLAŞTIRIYORLAR!
Özuslu, "Tartışmalar yararlı ama tekrar zararlı. Oradaki insanlar bir kere söylediğinde anlar. Aynı konuşmacı iki kere aynı konuya değinebiliyor ya da diğerleri de aynı konuyu tekrarlıyor. Bunun kime ne faydası var, bunu anlamış değilim. Trafik sorunu var, eyvallah anladık. Trafik sorunuyla ilgili bir şey de söylüyorsun, onu da anladık. Bunun cevabı da verilir. Fakat kardeşim, trafik sorunu var, öbürü çıkıyor trafik sorunu var. Bu, zamanın israf edilmesidir. Demokrasi de bu değil zaten. Demokrasi sözün söylendiği ve sözün bir ağırlığının olduğu rejime denir. Yoksa aynı şeyi tekrarla, aynı şey üzerinde 40 kere dolaştır... Bu suistimal olur. Bunu hiç kimsenin yapmaması lazım. Meclis çünkü İzmir'in meseleleri konuşulsun diye var. Eyvallah konuşulsun. Şu konuşmasın, bu konuşmasın, şunun söz hakkını kısalım değil. Kaldır indir yaparsın biter. Geçen gün AK Partili arkadaşlar ne yaptılar? Madde başlıkları okunarak değil her madde okunsun dediler. Tamam, mümkün. Ama onun karşılığında senin ne hakkın var? Yeterlilik önergesi verirsin olur biter. Konuşma sürelerini o sürede tutarsın olur biter. Amaç bu değil ki!" dedi.
"Bunu meclisi kilitlemek için mi yapıyorlar?" sorusunu "Hayır hayır" diyerek yanıtlayan Özuslu konuşmasına devam etti. Temmuz ayı olağan meclis toplantısının ikinci oturumundan örnekler veren Özuslu, "Pazartesi günü yapılan mecliste bir meclis üyesi arkadaşımızın konuşmasına istinaden Çarşamba günkü mecliste AK Partili arkadaşlar tavır değiştirdi. Madem ki oy birliği ihtiyaç değil, bunu ihtiyaç görmüyorsunuz. Biz de gündem maddelerinin birlikte oylanmasına mutabık değiliz dediler. Böyle olduğu zaman yönetmelik şunu öngörüyor; her maddeyle ilgili görüşme açılacak. Her madde tek tek görüşülecek. Ne yapmak istediğinizle ilgili bir şey!" ifadelerini kullandı.
Tam bu noktada, "Ne yapmak istiyorlar?" sorusuna cevap veren Özuslu, "Bence bir şey yapmak istemiyorlar. Zaten söz hakkı kısıtlanmıyor. Ben dönüp dönüp tutanakları okuyorum, herhangi bir kısıtlama yok. Hatta fazla söz var. Bu yüzden mecliste kimse kalmıyor. O meclisin başlayıp doğru bir şekilde bitmesi gerekir. Ama bu kilitleme mevzusunda ne zaman bunu düşünüyorlar? Çarşamba günü meclisteki hamle oydu. Meclise ara verdim. Neden ara verdim? Kilitlenmesin diye ara verdim. Yoksa kilitlenecek. 1 yıl önce de benzer bir şey olmuştu. Siz eleştiriyi kişiselleştirmeye başlarsanız bu doğru değil. Başkanın kişisel bir takım noktalarını, yaşam alanlarını mecliste gündeme getirmeye başlarsanız buna herkes tepki gösterir. Başkan da gösterir, ben de gösteririm. Üslup dediğimiz şeye tarif edildiği, yazıldığı şekilde kolayca sahip olunmuyor. Bu bir norm aslında ve buna alışmak zorundayız. Nasıl muhalefetin hakkı varsa iktidarın da hakkı var. Meclisi biz iyi bir şekilde yönetmek mecburiyetindeyiz. Onun hakkını vermemiz lazım. Bütün tartışmalarda amaç hasıl olacak ve oylanacak. Amaç hasıl olmuş, aynı şeyi 40 kere konuşuyoruz. Bunun bir yararı yok. Amaç hasıl olmuş. Neyi konuşuyoruz? Bazen 'sataşma var' diyorlar. Ne dedi de sataşma var? Yok. O noktalarda insan şüpheye düşüyor. Ne gerek var? Geçen gün AK Partili bir arkadaşımız kalktı, 'Siz AK Parti Grubu'na haksızlık ediyorsunuz, nazik davranmıyorsunuz' dedi. Allah Allah! Etrafıma baktım, acaba başka birileri mi var? Nasıl ya!" diye konuştu.
KİMSE KİMSEYE KONUŞMA HAKKI LÜTFETMİYOR! ÖZELLİKLE SOYER'E HAKSIZLIK YAPILIYOR!
"AK Parti Grubu'ndan, 'Konuşma hakkını siz bize lütfedemezsiniz' çıkışı gelmişti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu karşısında konuşan Özuslu, "Kimse kimseye konuşma hakkı lütfetmiyor zaten. Kullanıyorlar. Açın tutanaklara bakın. Kaçar dakika söz alıyorlar Allah aşkına! Grup sözcüsü ayrı grup başkan vekili ayrı söz alıyor. Boztepe ayrı geliyor. Oradan Fikret Bey çıkıyor. Bu dörtlüyle yürüyor iş" dedi.
Özuslu ayrıca eleştirilerde kendilerine haksızlık yapıldığını da belirtti ve "Özellikle Sayın Soyer'e çok fazla haksızlık yapılıyor. Meclis Ankara'daki gibi değil. Bizim yönetmeliğimiz daha farklı ama sonuçta bir yönetmelik var. Buna mukabil sonuçta İzmir halkının gözü önünde tecelli eden bir meclis de var. Herkes sorumluluğunu bilerek hareket etmeli. Yoksa yönetmelik şöyle diyor, şöyle yapalım... Bu da mümkün, yapabilirsin. Daha iyi yönetmek için formatlarsın ama biz yetişkin insanlarız. Siyaset yapıyoruz ve İzmir halkının sorunları için uğraşıyoruz. Otokontrol diye bir şey de var. Hiçbir hatibin sözüne şöyle konuş böyle konuş diyen oldu mu? Olmaz ki! Öyle bir şey olabilir mi? Otokontrol yok mu? Ağzımıza geleni söyleyecek miyiz yani?" diye konuştu.
ORADA SİNSİ BİR İŞ VAR! NE BİZE NE ABDÜL BATUR'A YAPIŞMAZ BU!
"CHP'li ilçe belediyeleri arasında Büyükşehir'de ayrım yapılıyor mu? Son mecliste AK Parti'den Konak örneği verildi ve Abdül Batur'a üvey evlat muamelesi yapıldığı iddia edildi. Bununla ilgili ne söylersiniz?" sorusuna cevap veren Özuslu, "Ben kendi belediye başkanlarımızla ilgili basın önünde konuşan biri değilim. Haddim de değil. Söyleyeceğim bir şey yok. Mecliste AK Partili Grup Başkan Vekili arkadaşımızın söylediği şeye katılmak mümkün değil. Konak Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin beraber yaptığı yatırımların hepsinin dökümünü verebilirim. Bana gerek yok Abdül Başkan zaten bunları anlatır. Abdül Başkan onun cevabını verdi zaten. Böyle bir şey olabilir mi? O bile güldü. Oturumda kendisi yoktu zaten. Bu bir siyaset. Ama kurnaz bir siyaset. AK Partililerin yaptığı kurnaz siyaset. Abdül Batur ile Tunç Soyer'in arasında bir çelişki mi var? Hayır. Konak meclisinden gelen önergeler oy birliğiyle geçiyor. Orada sinsi bir iş var. Konak'tan oy birliğiyle gelen önergenin reddedilmesi üzerine onlar sözü aldılar. Çok spesifik bir konu. Onu nereye genişletti? Ne alakası var. Buca'ya, oraya yapıyorsunuz, Konak'a yapmıyorsunuz. İzmir Büyükşehir Belediyesi 30 ilçe belediyesine de yapıyor. Geçen gün otobüs dağıtımıyla ilgili doğrudan oylama yapacaktık. Sanıyorum AK Parti Grup Sözcüsü, 'Hangi belediyeler?' diye sordu. Okudular. Bergama ve Bayındır. Başka söze gerek yok. Sayın Tunç Soyer adil bir insan. Belediye ayrımı yapmıyor. Bergama'ya gidiyoruz, siyaseti koy bir kenara. Yapılması gerekenler yapılıyor. Bütçen sınırlı, paran zaten az. O bütçeyi rantabl (verimli) kullanmak gerekir. O para İzmir halkının parası. O para bizim paramız değil ki, Tunç Soyer’in parası değil ki… O para layıkıyla kullanılıyor. Diğer belediyelere de veriyoruz, Türkiye’deki diğer belediyelere de yardım yapıyoruz. Uşak’ta bir AK Partili belediyeye ben teslim ettim yapılan yardımı. Siyaseten bunlar yapılıyor ama oradaki siyaset, sinsi bir siyaset, doğru değil, ona gerek yok. AK Partili arkadaşlara düşmez o! Öyle bir şey de yaratamazlar, bunlar lafügüzaf, boş işler. ‘Abdül Batur’a öyle mi yapılıyor’ Hayır abi, nereden çıkardın? Konak Meclisi'nden gelen bir önergenin Büyükşehir’de reddedilmesinden böyle bir sonuca nasıl varıyorsun? Yatırımlarla ilgili değil ki o. Konak’ta yapılması gereken bir iş olsa ve yapılmasa o zaman diyebilir. ‘Herkese otobüs verdiniz, Konak’a vermediniz’ dese, tamam, haklı. Önerge başka. Sapla samanı karıştırmak bu işte. Onun için bu tutmaz. Zaten tutmadı. Yapışmaz bu. Ne bize yapışır ne Batur’a yapışır. Abdül Başkan da bu konuda tavır koydu zaten" dedi.
YAPTIĞI TARTIŞMASIZ ŞOVDUR!
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin meclise çizme getirmesi ve kentte koku olduğunu öne sürerek burnuna mandal takarak konuşmasını değerlendiren Özuslu, "Hüsnü Boztepe’nin yaptığı net, tartışmasız şovdur! Daha önce de bir arkadaş yapmıştı, mayo falan getirdi verdi Boztepe’ye, o da şov! Ben tarz olarak bu tip görsel şovları siyaset kurumu içinde, mecliste sevmiyorum. Mandalı burnuna taktı. O fotoğrafı çektiniz. Hatırlıyor musunuz niçin o mandalı taktı? Koku. Ne demişti, ‘Mustafa Özuslu balkona çıkabiliyor musun’ demişti. İnsanlar Bostanlı'da yönetmen sandalyelerini açmışlar, kimi birasını almış, kimi sarmasını, dolmasını yiyor, çayını içiyor. Vatandaş, halk orada. Ben orada köpek dolaştırıyorum. Hiçbirinin burnunda mandal yok. Buyurun, söylüyorum, Boztepe’yi de götüreceğim oraya. Hiç kimsenin burnunda mandal yok, hiçbir şeyin koktuğu falan da yok. Ayrıca Mavişehir de kokmuyor. Bir zamanlar kokuyormuş, geçen sene kokmuş, ya şimdiyi konuşuyoruz arkadaş. O önlemler alındı, kokuyla ilgili İZSU gerçekten ciddi çalışıyor. İddia ediyorum diyorum, koksa 10 binlerce insan orada oturup saatlerce vaktini geçirir mi? Geçirmez. Açık açık diyorum, Boztepe de gelsin çıkalım yürüyelim. Koku duyarsa, ‘Haklısın kardeşim sen’ diyeceğim. Koku moku yok, mandala da gerek yok. Böyle komik görüntülere de gerek yok yani" diye konuştu.
BİZ İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ OLARAK İŞİMİZE BAKIYORUZ!
Özuslu, İzmir, Ankara ve İstanbul'un zaman zaman kıyaslanmasının hatırlatılması üzerine de konuştu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan geride kalıp kalmadığının sorulması karşısında açıklamalar yapan Özuslu, "Hayır, böyle bir durum yok. Bizim 11 Büyükşehir Belediyemiz var, bunlar önemli görevler üstlendi, hepsi büyük hizmetler yapıyor. Sayın Genel Başkanımız da bunları söylüyor, teyit ediyor, örnekler de veriyor. Biz İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak kendimize bakıyoruz. Yani biz geçmişten aldığımız projeleri doğru yürütebiliyor muyuz? Narlıdere Metrosunu yüzde 12’de aldık, yüzde 75-77’lere getirdik. Buca Metrosu’nun yakında ihalesi olacak. Yeni metro hatları planlanıyor, otobüsler alınıyor, gemiler alınıyor. Bunlar trafikte yaşadıklarımızı hafifletmek için" dedi.
15 YILDA DÖKÜLEN ASFALTI 1 YILDA DÖKTÜK!
Pandemi sürecinde yapılanları örnek gösteren Özuslu, olağan dönemde de sosyal bir belediyecilik yürütüldüğünü söyledi. Özuslu, "Başkanımızın ortaya koyduğu halkçı, kamucu, dayanışmacı belediyecilik anlayışından neşet edilerek çok ciddi yardımlar yapılıyor. Son 15-20 yılda dökülen asfaltı biz 1 yılda döktük. Çok ciddi paralar harcanıyor. Gerçekten bir belediye için ne yapılması gerekiyorsa yapılıyor. Çiğli tramvay yapımına başladık, inşaat devam ediyor, yeni yollar var, yeni viyadükler, açılımlar… İzmir’in problemleri var mı? Var. İzmir’in problemlerini çözmek için zaten Tunç Soyer başka bir açıyla geldi, ‘Başka bir İzmir mümkün, başka bir Türkiye mümkün’ derken bunu söylüyor zaten" ifadelerini kullandı.
KÖRFEZDE YÜZECEĞİZ!
"Şimdiye kadar kimsenin gitmediği Polatlı’dan Gediz ağzına kadar 401 kilometreyi niçin yürüdü?" sözleriyle devam eden Özuslu, "İşte bunun için yürüdü. O Gediz kirlenirse körfez kirleniyor, o Gediz’i temizlersek körfezi temizlemiş olacağız aslında. Müsilaj denen belanın bu körfeze gelmemesi için, önlem almak için bunu yapıyor. Kendi boyutunun üzerinde de bir farkındalığa dikkat çekerek yapıyor. Yani aşağı yukarı ’50 tane Gediz temizlenmesi, 1 tane İstanbul Kanalı yapar’ dedi. Yani 1 buçuk milyar dolarlık bir projeden bahsediyoruz Gediz’in temizlenmesi için. Bunu sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üstlenmesi, devlet desteği olmadan mümkün mü? Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sınırları dışında, Turgutlu Organize Sanayi Bölgesi’nin akıttığı atıkları biz buradan nasıl engelleyeceğiz? Bu multidisipliner bir iş, herkes işin içinde olacak. Dolayısıyla Sayın Tunç Soyer önderliğinde Büyükşehir bürokrasisi, şirketleri, bağlı kuruluşları, ESHOT’u, İZSU’suyla beraber doğru işler yapıyor. Ortaya koyduğu, ‘Başka bir belediyecilik mümkün’ anlayışını, ‘Başka bir hayat mümkün’ anlayışını mümkün kılmak için, onu doğru eylemek için ortaya koyduğu hedefleri bütçesini rasyonel ve mantıklı kullanarak icraatını yapıyor. Biz sonuçta kendi icraatlarımızı yapıyoruz çünkü bizim önceliklerimiz farklı. İstanbul’un, Ankara’nın öncelikleri farklı. Yani herkesin kendine göre ihtiyacı var. İzmir’in ihtiyaçları farklı. Körfezimiz var. Muhteşem bir körfez. Onu temizlersek düşünebiliyor musunuz körfezde yüzülebildiğini? Bu iddiamız bizim. Yüzeceğiz! Mavişehir’den Üçkuyular İskelesi'ne kadar her yerde insanlar spor yaptıkları, koştukları yerde denize girecekler. Havlusunu alacak, oradan apartmandan çıkacak denizde yüzecek. Bu bir iddia" açıklamasında bulundu.
BAŞKANIN 2'NCİ DÖNEMİNİN 1'İNCİ YILINDA OLURSA NE OLMUŞ YANİ!
Körfez temizliğine dair zaman zaman süre verilmesinin hatırlatılması üzerine konuşan Özuslu, "Körfez temizlendiği zaman bunu yapacağız. Başkan dönem sonuna kadar yüzeceğim demişti. Bu bir iddia ve bu konuda yapılan çalışmalar var, yürünüyor bu yolda. Şimdi Halit Ziya Bulvarı'nı, ana kuşaklama hattını yapacaktık, kazdık, tarih çıktı altta. Ne oldu? Müzeler Müdürlüğü, ‘Şuradan geç, buradan geç, şunu şöyle yap’ dedi. Belki 5 günde yapacağın iş 35 güne çıktı. Şimdi ne yapacağız? Kırıp döküp mü geçeceğiz onu? Hayır. Körfezi temizleyeceğiz. 3 sene ya da dönem sonu dedik ama, başkanın ikinci döneminin 1’inci yılında oldu , ne olmuş yani? Asıl olan o iradeyi koyduk mu kardeşim, koyduk! Bir; kirletmeyeceğiz, kirletmezsek temizleyeceğiz. Körfezin kendi sirkülasyonu var zaten. Kirletmeyeceğiz abi kirletmeyeceğiz!" dedi.
ZAMANINDA YAPILMAMIŞ AMA BİZ YAPIYORUZ
Körfezdeki sirkülasyondan örnekler veren Özuslu, "Ama sen Gediz’i, Melez’i, Arap Deresi’ni kirletmişsin… Körfez’e 22 tane dere akıyor. Bu derelerin her birinden eğer kimyasal akarsa, şehrin bütün pis suyu denize verilirse ne olacak? Bu arıtmalar ne zaman oldu? Çiğli Arıtma ne zaman oldu? Diyelim ki 20 sene. Yağmur suyu kanallarıyla pis su kanalları birleşik. Bunu ayırmazsan yağmur suyunu denize verirken başka suyu da verirsin. Vermezsen, hepsini arıtmaya götürürsen, arıtmanın kapasitesi belli. Dolar, taşar. Zamanında yapılmamış. Ama biz yapıyoruz" diye konuştu.
İYİ BİR BELEDİYE DEVRALDIK
"Nasıl bir belediye devraldınız?" sorusunu yanıtlayan Özuslu, "İyi bir belediye devraldık. Tunç Soyer, dedi ki; toz kondurmayacağız, aldığımız yerden ileriye taşıyacağız, başımızın üzerinde taşıyacağız. Biz daha önce hizmet eden belediye başkanına, ekibine, bürokratlara minnettarız. CHP’li belediyelerin genel bir tavrı var; halkçı, kamucu... CHP’nin ayırıcı özelliği bu. Çalmayacaksın, çırpmayacaksın, halkın kaynaklarını doğru kullanacaksın, aynı anlayışı devam ettireceksin. Tunç Soyer tabii ki farklı bir insan. Zaten farklı olduğu için Muratlı’dan Gediz’e kadar yürüdü. Farklı olduğu için Salda Gölü’ne, Muş’a, Ardahan’a, Kars’a gidiyor" açıklamasına imza attı.
EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ HDP DEĞİL!
İzmir Emek ve Demokrasi Mitingi'ne katılım sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ve CHP'ye Cumhur İttifakı'ndan gelen eleştirileri değerlendiren Özuslu, "Haksız eleştiriler. Hem demokrasi diyeceksiniz sonra da demokratik bir hakkın kullanılmasını, ‘bunlar terörist’ diye kriminalize edeceksiniz. İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, HDP değil. O mitingi İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri yaptı, HDP değil. HDP geldiyse ne yapabiliriz? HDP, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir parti değil mi? Evet. Oraya gelemez mi? Gelir. Tunç Soyer, orada halkı selamladı. İyi de yaptı" ifadelerini kullandı.
CUMHUR İTTİFAKI BU ÜLKENİN BAŞINA GELMİŞ EN KÖTÜ ŞEY!
Özuslu ayrıca, "CHP o mitinge katılarak iyi yaptı. Sonuçta biz itiraz edeniz. Biz ulusal çapta muhalefetiz. Millet İttifakı'yız. Biz, Cumhur İttifakı’nın bu ülkenin başına gelmiş en kötü şey olduğunu düşünenleriz ve bunu bir an önce değiştirmek istiyoruz. Elbette demokratik olan, şiddeti içermeyen, itiraz eden her kişinin, her topluluğun olduğu yerde olmak gerekiyor. Bundan daha doğal ne olabilir? Sayın Soyer, demokrat mı? Demokrat. Sosyal demokrat, solcu bir çizgiye sahip mi? Evet. Demokrasiyi her koşulda koşulsuz savunan bir insan mı? Evet. Gidecek tabii ki… O bu şehrin, şehr-i emini! Bu şehirde öyle büyük bir miting olacak, Büyükşehir Belediye Başkanı bigane kalacak. Neden? HDP katılsın, ne yapabiliriz?" dedi.
BUNLAR BOŞ İŞLER!
Miting sonrasındaki haftada 15 Temmuz törenlerine CHP ve Büyükşehir'den katılım olmadığının iddia edilmesine cevap veren Özuslu, "Ben katıldım. İl Başkanı Deniz Yücel'in de temsilcisi vardı. Her siyasi partinin il başkanı katılmak durumunda değil ki. Temsilci gönderir. Sabah şehitliğe gittik, Sayın Vali’nin yanındaydım. Akşam Cumhurbaşkanının konuşmasında oradaydım, dinledik. Nasıl yoktuk? Özuslu olunca Büyükşehir temsil edilmemiş mi oluyor? Bunu iddia edenler komik şeyler iddia ediyor. Başkan bugün de yok ama geldik, temsil ettim. 5393 bize bu yetkiyi veriyor. Bunlar boş işler. Bayram arifesi insanlar bir yerlere gidebilirler" açıklamasında bulundu.
VALİ ORTAK AKLA İNANAN BİR İNSAN!
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger ile Büyükşehir Belediyesi'ndeki uyumun sorulması karşısında konuşan Özuslu, "Sayın Başkanın, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bu şehrin şehr-i emini olarak Sayın Vali ile ilişkileri son derece iyi. Bu, farklılıklarımız olmadığı anlamına gelmez. Ama İzmir’in menfaatleri için, İzmir’in geleceği için iş birliği yapıyoruz. Bu, depremde, selde, yangından, her yerde böyleydi. Vali Bey çağırdığında gideriz, görüşlerimizi anlatırız. Sayın Vali de ortak akla inanan bir insan. Sayın Vali ile ilişkiler son derece iyi gidiyor, bir sıkıntı yok. Şehrin menfaatleri için herkes kendi sorumluluk alanı ve yetkisinde çalışıyor" dedi.
GENEL BAŞKAN'IN SIK GELMESİNDEN MEMNUNUZ, DAHA SIK GELMESİNİ DE İSTERİZ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun son dönemde İzmir'e daha sık gelmesiyle ilgili düşüncelerini aktaran Özuslu, "Sayın Genel Başkanın İzmir’e gelmesinden çok memnunuz. Daha sık gelmesini isteriz. Çünkü gösterilmesi gereken çok sayıda icraat var. Genel Başkanımız aynı zamanda İzmir Milletvekili. Ama Sayın Genel Başkan ülkenin ihtiyacı doğrultusunda Millet İttifakı’nın başarılı olması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Çünkü biliyor ki ancak böyle bir ittifak, genişletilmiş bir ittifak ancak Cumhur İttifakı’nın elinden iktidarı alabilir. Dolayısıyla oralara çok zaman harcıyor. İzmir’e daha sık gelmesini de isteriz" ifadelerini kullandı.
KARŞIYAKA STADI'NI YAPMAKTAN NİYE VAZGEÇTİLER?
Cumhur İttifakı liderlerinin İzmir'e ziyaret gerçekleştirmemelerine ilişkin konuşan Özuslu, "Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor, ‘daha az oy aldığınız yerlere gidin’ diyor. Burada daha az oy alıyor diye gelmiyorsa Sayın Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’nun tavsiyesine uysun derim. Şunu da söylemek durumundayım; Karşıyaka Stadı'nı yapmaktan niye vazgeçtiler Kanıtlayamayacağın şey söylenmez ama yapmayacaklarını biliyoruz. Diyelim belli bir paranız var, bir öncelik seçmeniz gerekir. Yozgat’a mı yaparsınız, İzmir’e mi yaparsınız? İşler şöyle yürüyor; daha az oy alan yere gidersen daha fazla oy alabilirsin" dedi.
2 DÖNEMDEN FAZLASINI HARAM GÖRÜRÜM!
"Belediye Başkanlarının hizmetlerini yerine getirmesi için hep ‘2 dönem idealdir’ derler. Kafasındakileri hayata geçirmesinde siz Tunç Başkan için ideal sürenin kaç dönem olduğunu düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Özuslu, "Ben sadece Tunç Başkan için değil, her mevki için 2 dönemden fazlasını haram görürüm!" çıkışında bulundu. "Mesela çok iyi gidiyor, üçüncü dönemi olmasın mı?" sorusuna cevap veren Özuslu, "Ben üçüncü dönemi doğru bulmam, Tunç Başkan da doğru bulmaz. Bir dönem de az, ideal iki dönem. İki dönem 10 sene zaten, siz 10 senede bir vizyon koyarsanız zaten alır gider. Devamı da getirilir" ifadelerini kullandı.
İZMİR'İN YÜZLERCE TUNÇ SOYER YETİŞTİRMESİ LAZIM!
Özuslu, "Hayatın devamı içinde başka bir şey düşünmek mümkün değil. O zaman teorik olarak ne gelir? Bir yer var, bir mevki var, bir mevkide bir insan var, o insan kendisinden sonra gelecek kimseye güvenmediği için o yeri kimseye bırakmıyor. Kaç sene bırakmayacak? Fiziki ömrü kaç sene bir insanın? Sonrasında ne olacak? Hani kimseye bırakamıyordu? Aslolan insan yetiştirmek. Bizim yapmamız gereken bu. Yüzlerce Tunç Soyer yetiştirmesi lazım İzmir'in. Yüzlerce bürokrat, yüzlerce siyasetçi çıkması lazım. İzmir'in kadınları gençleri erkekleri pırıl pırıl gelmeli" diye konuştu.
EFSANE KELİMESİNİ SEVMEM, UNUTULMAZ BİR BAŞKAN OLMAYA DOĞRU GİDİYOR!
"Önceki senelerde onlarca belediye başkanı görev yaptı. Hepsinin öne çıktığı, efsaneleştiği alanlar var. Tunç Başkan sizce nasıl anılacak? Efsane olma yolunda mı sizce?" sorusu karşısında açıklamalar yapan Özuslu, "Ortaya koyduğu irade ve projeler aslında Tunç Başkan'ı unutulmaz bir belediye başkanı olmaya doğru götürüyor. 'Başka bir tarım mümkün' sadece koyun, keçi, manda dağıtmaktan ibaret değil. Tarımı yoksulluk ve kuraklıkla mücadele haline getirdi. Sloganların her biri aslında büyük bir derinlik… Doğduğu yerde doyacak dedi. Çok büyük iddia. Ardahanlı Ardahan'da kalacak ancak Ardahan çok gelişmiş bir yer olacak. Tıpkı Bozalan Muhtarı'nın dediği gibi, 'Bir gence 50 tane incir ağacı yeter, sen ona 50 incir ağacı verirsen o da aşağıya Foça'daki demir çelik fabrikasına çalışmaya gitmeyecek' dedi. Birinci farklılık bu. Diğeri de çevreye olan duyarlılığı… Bu kadar açık ve net bir şekilde çevre duyarlılığı ve eylemliliği ile ortaya çıkmış başka bir belediye başkanı yoktur. 'Efsane' kelimesini çok sevmem ancak büyük bir başkan olma ve şehre büyük bir katkı koyup iz bırakma açısından değerlendirirsek, körfezde ortaya koydu süreç ve yüzülebilir körfez hedefi sonrası körfezin yüzülebilir bir seviyeye doğru gidiyor olması çok önemli" ifadelerini kullandı.
SOYER VE YÜCEL ARASINDA PROBLEM YOK, BEN İL BAŞKANI'NDAN MEMNUNUM!
Törenlere katılım gölgesinde, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in arasında problem olup olmadığının sorulmasının ardından konuşan Özuslu, "Hiçbir problem yok. Başkanın olmadığı yerde ben geliyorum. Benim herhalde örgütlülüğüm tartışılmaz. Hiç öyle bir şey yok. Son derece iyi ve olumlu, kendi alanlarını bilerek yürüyen bir olgu var. Biz siyaset yapmayacağız o anlamda. Yani parti işine karışmayacağız.Biz icraat yapacağız. Zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi bunu yapıyor. Parti ne yapacak? Bu icraatları 'Bizim belediyemiz bunları yapıyor' diyerek çalışmaları halka anlatacak ve politikleştirecek. Politik bir argüman haline getirecek, bir propaganda haline getirecek. Felsefeyi ortaya koyacak. Yani plastik tekerlek değil raylı sistemler trafiği çözer… Bu bizim AKP'den ayrıldığımız yer. Onlar daha fazla yol yapmayı, battı çıktı yapmayı, viyadük yapmayı tercih ederler ancak biz bunu tercih etmiyoruz. Biz diyoruz ki daha fazla denizi kullanalım daha fazla raylı sistemleri kullanalım. Bu tercihtir" dedi.
Özuslu, "Takım arkadaşlığından memnun musunuz?" sorusuna ise, "Çok memnunum. Başkan da memnun" cevabını verdi. Örgütün üstüne düşeni yapıp yapmadığı ile ilgili de düşüncesini aktaran Özuslu, "Örgütün tamamını ne yaptığını bilemem, İzmir İl Örgütü'nü ben kontrol etmiyorum. Ancak şunu biliyoruz; ben İzmir İl Başkanı'nı, ortaya koyduğu iradeyi biliyorum, yürüyen bir süreç var orada, bir sıkıntı yok" ifadelerini kullandı.
Özuslu ayrıca, "İl Başkanı'ndan ben memnunum. Burada ihtiyacımız olan daha fazla sinerji ve iş birliği. Çünkü iktidara gidiyoruz. Belediyeler ile örgütlerin ittifakını büyütmeliyiz. Hep daha iyisi vardır, yaptığının da iyisi olabilir. İktidarı almak istiyorsan tek yumruk olacaksın" diye de konuştu.
PARTİSİZ BİR SOYER, ÖZUSLU OLAMAZ!
"Milletvekili olmak istiyor musunuz?" sorusuna cevap veren Özuslu, "Ben yerimden memnunum. Benim bir görevim var. Ben İzmir Büyük Belediyesi Başkan Vekiliyim. Tunç Soyer'in vekiliyim. Zor bir görev vekillik. Ben görevimi yapıyorum. Partinin size verdiği görevler vardır. Bana bu görevi partim verdi. Şimdi mümkün olabilir mi; Ben tek başıma girdim seçimi aldım ve orada oturuyorum… Sayın Tunç Soyer'in o iradesi olmasa, bizim onunla bir yoldaşlığımız olmasa, parti olmasa, partisiz bir Tunç Soyer, partisiz bir Mustafa Özuslu olabilir mi? Böyle bir şey olmaz! Olamaz! Üstüne basa basa söylüyorum, aslolan partidir" dedi.
SİYASETEN TABİİ Kİ HEDEFLERİM VAR!
Belediye başkanlığı düşünüp düşünmediği ile ilgili gelen soruyu da cevaplandıran Özuslu, " Benim siyaseten tabii ki hedeflerim var. İnsanın hedefleri olmaz mı? Parti bana ne görev verecek? Parti şimdiye kadar hangi görevi verdiyse onu yaptım. Parti bana bir sürü görev verdi" diye konuştu.
KOCAOĞLU, SOYER'İ ZİYARET EDECEK Mİ?
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin önceki Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun gerçekleştirdiği vefa ziyaretlerine değinen Özuslu, "Hiçbir sorun yok. Bir kere Aziz Bey bu şehirde 15 yıl belediye başkanlığı yaptı. Atadan dededen de Cumhuriyet Halk Partili olan biri. Aziz Bey'in Bergama'ya, Ödemiş'e , Kınık'a, Karşıyaka'ya, Bornova'ya gidip oradaki örgütü veya belediye başkanını ziyaret etmesinden daha doğal ne olabilir? Ziyaret etmesin mi?" dedi.
"Tunç Soyer'i ziyaret edecek mi?" sorusunu yanıtlayan Özuslu, "Bilmiyorum onu Aziz Bey'e sormak lazım. Ancak benim açımdan son derece normal bir tablo, yapabilir tabii ki. Yapmaması anormal olur. Düşünsenize 15 sene bu şehri yönetmişsiniz ancak Ödemiş'e bir daha gitmiyorsunuz! Ahde vefa vardır, arkadaşlık vardır, dostluk vardır, partili hukuku vardır. Bunların hepsi vardır yani. Bunları yok saymak doğru değil. Bunun için ben hiç öyle algılamadım ve gayet güzel baktım, çünkü biz de geziyoruz" ifadelerini kullandı.
Meclis toplantısında AK Partili Hüsnü Boztepe'nin, Başkan Soyer'in Salda Gölü ziyareti sırasında mekan kapatıp sabaha kadar eğlendiğini iddia etmesiyle ilgili konuşan Özuslu, "Muhalefeten eğer gerçekten demokratik bir işleyiş yaparlarsa tamam ama bu muhalefet değil. Bu başka bir şey, buna muhalefet denmez. Buna mugalata (yanıltmaca) denir, demagoji denir. Yani olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterme… Abartı" dedi.
BURNUNA MANDAL TAKAN ADAMIN NEYİNİ CİDDİYE ALAYIM! PİNOKYO!
Mecliste zaman zaman sınırın aşıldığını söyleyen Özuslu, "İşin aslını görmeyip, zarfa bakıp içine bakmamak gibi. Salda Gölü konusunda bir çığlık atıyor başkan aslında. Salda Gölü sadece Burdur'un problemi değil ki, memleketin problemi. Neymiş orada eğlenmişler! Bunun neyini ciddiye alacaksınız! Burnuna mandal takan adamın neyini ciddiye alayım! Burnu mandallı… Onun ciddiye alınacak bir tarafı yok ki. Burnu mandallı, fotoğrafa bakın pinokyo gibi görürsünüz! Ben bunun neyini ciddiye alayım? Tunç Soyer'in Salda Gölü'nde yaptıklarını görme, git orada oturmuşlar akşam yemek yemişler. Aç mı kalsınlar? Eğlenmişler. Eğlenmesin mi insanlar? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bu siyaset falan değil, yakışmıyor. Bu insicamı bozuyor. Sonra sen açıktan tavır alıyorsun ve o ona bunu dedi, şu şuna şunu söyledi olur ve bakıyorsun meclis kalıyor 3 kişi. O meclisin 3 kişi kalmaması lazım. Öyle meclis bitmez, bu doğru değil. Muhalefeti ve iktidarı ile bunun önlemini almak zorundayız" ifadelerini kullandı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |