GERÇEKİZMİR - Deneyimli gazeteciler Sercan Avcı, Mustafa Akbaş ve Onur Çakır Bir TV’de yayınlanan Politika Durağı programında siyaset gündemini masaya yatırdı.
Türkiye siyaseti gündemi rotasını yerel seçimlere çevirirken, AK Parti ve CHP’deki aday adayı hareketliliğindeki son durum, iki cephede Büyükşehir ve ilçelerden son kulislerin masaya yatırıldığı programın son bölümü de kentte hafta sonu deniz kabarmasıyla yaşanan kabusa ayrıldı.
AK PARTİ’DE TEMAYÜL MESAİSİ VE ADAYLIK KULİSLERİ
“TEMAYÜLDEN AÇIK ARA DAĞ ÇIKTI”
Programın açılışında 2024 yılının Mart ayında yapılacak yerel seçim öncesi 15 Aralık’tan sonra adaylarını açıklamaya başlayacak AK Parti’de geride kalan pazar günü yaşanan temayül mesaisiyle açılırken, teşkilatın gönlünden geçen adayları belirlediği maratonun İzmir cephesini değerlendiren Gazeteci Onur Çakır, “AK Parti tırnak içerisinde söylüyorum, partililerin gazını alma işini iyi yapıyor. 3 bin 700 kişinin oy kullanma hakkı var. 3 bin 700 kişiye diyor ki, ‘Gel gönlünden kim geçiyorsa, gel söyle’ diyor. Dezavantajını söylüyorum, sonuçlara uyulmuyor. Partili ‘Gitsem ne, gitmesem ne’ diye düşünüyor. Hiçbir etkisi yok. Bir de şöyle bir sıkıntı var. Gençlik Kolları hızlı şekilde örgütleniyor, bir kişiye çalışıyorlar, ismi önde çıkıyor. Temayüle katılım yüzde 80 civarında olmuş. Bence iyi bir oran... Büyükşehir için çok büyük çoğunlukla sandıktan Hamza Dağ’ın çıktığını biliyorum. Sıralamayı bilememekle birlikte Eyyüp Kadir İnan, Mahmut Atilla Kaya, Ceyda Bölünmez Çankırı, Mahmut Özgener ve İl Başkanı Bilal Saygılı’nın ismi yazılıyor. Temayülün eski kadar heyecanlı olduğunu söyleyemem. AK Parti’deki heyecan kaybının en somut örneği de ilçelerdeki aday adayı sayılarının azlığı…” diye konuştu.
“NEDENİ CHP’NİN İZMİR’DE SÜRKLASE ETMESİ”
Gazeteci Mustafa Akbaş da AK Parti’deki aday adayı başvuru azlığını, “CHP burada AK Parti kurulduğundan beri hem yerel hem de genel seçimleri sürklase ediyor. Dolayısıyla bu mağlubiyetin getirdiği bir yorgunluk da olabilir. Ben bir de şuradan bakıyorum, AK Parti’nin 14 Mayıs’ta oyu 2002 seviyesine geriledi Türkiye genelinde. Siyaset sahnesine çıktığı dönemdeki halktaki karşılığına döndü. Ve bir metal yorgunluğu da var tabi ki. 20 yıllık iktidardan söz ediyorsun. Partide ikbal görmek isteyen yeni siyasetçilerinde de bir travma yaratmışa benziyor. Ama tabi CHP’nin buradaki etkisi de çok önemli. Hatta CHP’deki değişimin ve yarattığı heyecanın da bunda etkisi olabilir” dedi.
“SAĞDAN SOLA, SOLDAN SAĞA AYNI İSİMLER”
Gazeteci Onur Çakır konuya, “Partililer şu yorumu yapıyor bu konuda. ‘X ilçelerde aday 3 aşağı 5 yukarı belli’… Bu sefer de aday kim bile bile neden başvuru yapılsın. Bir de bu durum bütün partilerde var, soldan say aynı isimler, sağdan say aynı isimler. CHP’nin de aday adayı isimlerini karşılaştıralım önceki dönemlerle hep aynı isimler” eklemesini yaptı.
İLÇE İLÇE ADI GEÇEN İSİMLER
Gazeteci Sercan Avcı ise, “AK Parti’de gerçekten bazı ilçelerde ‘aday belli’ etkisi var. Mesela AK Parti’de mevcut tüm belediye başkanlarının devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor. 5 başkanının tamamının devam edeceği söyleniyor, hatta birkaç tanesinde oy düşmesine rağmen başarısızlık algısı yaratmamak için değişime gidilmeyeceği söyleniyor. Karabağlar’da İzmir Vali Yardımcılığından istifa eden Mehmet Sadık Tunç’un ismi çok fazla geçiyor. Buca’da Eski Belediye Başkanı Cemil Şeboy’un ikna edilmeye çalışıldığını duydum. Çiğli’de bir iş insanı Murat Gökçekaya’nın adaylığında yüksek oy alınacağını söylüyorlar. Kemalpaşa’da Galip Atar ismi, Torbalı’da Adnan Yaşar Görmez ismi konuşuluyor” diye konuştu.
TABLO BÜYÜKŞEHİR ADAYINA GÖRE DEĞİŞİR Mİ/NEREDE KİMİN ADI GEÇİYOR?
Gazeteci Çakır, AK Parti’de ilçelerde tablonun Büyükşehir adayına göre şekillenip şekillenmeyeceği yönündeki soruya, “Nasıl CHP’de ekipleşme varsa, AK Parti’de de var. Ama yıllardan beri bu ekipler aralarında soğuk savaş yaşansa da bu hep kapalı kapılar ardında kalıyor. Hamza Dağ aday gösterilirse ilçelerde adaylar farklı olur, başka birisi gösterilirse farklı olur” yanıtını verdi. Çakır adaylık kulisleri üzerine ise, “İktidarda olunan ilçelerden birinde sıkıntı var ama onu değiştirmeyecekler. Bazı ilçelerde her ne kadar geriye gidiş ya da ileriye gidemeyiş olsa da ben mevcut başkanların tamamıyla yola devam edileceğini düşünüyorum. Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar da başvurusu yaptı, Devlet Bahçeli’yi ziyaret etti, bence o da yüzde 99.9 aday… Mesela AK Parti’nin Konak’tan herhangi bir adaylık başvurusu olmaması enteresan. Burası İzmir’in merkezi ve AK Parti’nin CHP’ye makas fazla olsa da belli bir oyu var. Parti yıllardan beri burada siyasetçi yetiştiremiyor. Bence şu an Konak’ta 3 seçenek var. Bir tanesi İlçe Başkanı Sait Başdaş. Çok emek veriyor. Ben 1 numaralı isim olduğunu düşünüyorum. İkincisi de Ceyda Bölünmez Çankırı. İsmi çok konuşuluyor. Kendisi çok sıcak bakmasa da ilçedeki Mardinli nüfusu, hem sahil kesimine ulaşabilecek olması. İsmi konuşulan diğer milletvekili de Şebnem Bursalı… İlçe ilçe gidersek, Karabağlar’da Mehmet Sadık Tunç’un ismi epeyce konuşuluyor. Bayraklı’da Bilal Kırkpınar var, Özgür Hızal var, Kerem Ali Sürekli var ve Mikail Binici var. Mikail Bey yıllardan beri meclisi üyesi, şöyle bir özelliği var, her gün sahada. Böyle dokunduğun zaman da anketten çıkıyorsun. Kemalpaşa’da Arif Uğurlu ve Galip Atar isimleri var. Menderes’te eski başkan Bülent Soylu… AK Parti’de adaylar 3 aşağı 5 yukarı belli…” mesajlarını verdi.
Kiraz özelinde bir parantez açan Çakır, “MHP ile orada yaşanan sıkıntılar aşıldı. Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar aday gösterilecektir ve seçimi de alacaktır bence” dedi.
AK Parti’nin uzun süredir metropolde bir belediye kazanamamasını değerlendiren Gazeteci Akbaş, “Çok büyük handikap. Zaten böyle bir handikap olduğu için milletvekillerinin metropol ya da başka ilçelerde aday olacağını düşünmüyorum. Çünkü bir başarı hikayesi yok. Vekilken tutup bunu yakıp bir bilinmeze gitmek istemeyeceklerdir. Orada bir kaybeden oluyorsun belki sonraki dönem için önünü kapatmış oluyorsun” dedi.
METROPOLE ÖZEL ÇALIŞMA VURGUSU!
Gazeteci Avcı ise, “AK Parti birkaç yerel seçimdir metropolde ciddi aday tercihi yanlışı yapıyor. Bu dönem biraz daha ince eleyip sık dokuyacağını, geçmiş dönemde olmadığı kadar güçlü adaylarla sandığa gideceğini düşünüyorum. Teşkilatlar özellikle Bayraklı, Buca ve Karabağlar’da doğru bir adayla seçimin kazanılacağını düşünüyorlar” yorumunda bulundu.
BORNOVA DA HEDEFTE!
Çakır da şöyle konuştu: Özellikle Hamza Dağ gibi İzmir’i bilen, teşkilatı bilen bir isim aday gösterilirse bence AK Parti kendi açısından 2-0 önde başlayacak. AK Parti eğer Hamza Dağ aday gösterilirse, Karabağlar’da da Buca da Bayraklı’da da iddialı olur. Bir de şöyle bir şey var. Bornova… Bornova oy deposu. Geçen sefer AK Parti’nin adayı iyi bir adaydı ama konjonktürün etkisiyle beklenenin epey altında oy aldılar var. Bornova için Eski Milletvekili Murat Koç ismi var. Bornovalı, Bornova’da çok seviliyor. Cevdet Çayır var, bir de Eski İl Başkanı Bülent Delican. Bu 3 isim de Bornova’da tutabilir. Ama Bornova AK Parti için zor bir zemin. Bir Buca ya da Karabağlar değil. AK Parti’de herkes önce Büyükşehir adayının kim olacağına bakacak.
“HAMZA DAĞ OLMAZSA ÇOK DAHA POPÜLER BİRİ ADAY GÖSTERİLMELİ”
Akbaş AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı konusu özelinde yaptığı açıklamada, “Bence Hamza Dağ’ın adaylaştırılmaması bir hayal kırıklığı yaratır. Çünkü temayülde de ezici bir farkla önde çıkıyor. O zaman mantık şunu gerektiriyor, AK Parti Hamza Dağ’ı aday göstermeyecekse yerine çok daha popüler figürü aday göstermeli. En azından o kırılmayı en aza indirmek için. Hamza Dağ aday gösterilmeyecekse herhangi bir isim olamaz. Belki bir bakan olabilir ama sadece bakan olarak düşünmeyin. Halkta karşılık da önemli. Ben bu arada AK Parti’nin merkezde büyük ilçelerde çok potada olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’deki seçimin matematiği bu. Çok büyük yerlerde halkın tercihleri radikal değişikliklere uğramıyor. Ama küçük nüfuslu yerlerde propaganda da adayın kişiliği de etkili olabiliyor. Ama ben AK Parti’nin Buca’da, Bornova’da, Bayraklı’da hele de Karabağlar’da seçim kazanabileceğini düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
Çakır’dan da, “Belli ilçelerde AK Parti için İYİ Parti’nin çıkaracağı adaylar çok önemli. Çünkü CHP ile İYİ Parti arasında geçiş gördük biz. İYİ Parti’nin güçlü aday çıkarması AK Parti’nin işine yarayacaktır ama kazanır mı? Onu sonradan göreceğiz” eklemesini yaptı.
‘CUMHUR İTTİFAKI’ FOTOĞRAFI
Çakır, ‘Cumhur İttifakı fotoğrafı’ değerlendirmesinde ise, “Parti Genel Merkezlerinin belirlediği komisyon görüşmelerini sürdürüyor. Ancak genel kanı şu, geçen seçimde MHP’ye verilen yerlerin yeniden MHP’ye verilebileceği, belki farklı olarak buna 1 ya da 2 ilçe eklenebileceği öngörülüyor. Ama MHP bu kez metropolden, özellikle ikinci bölgeden, Bornova olabilir ya da daha küçük bir ilçe olabilir daha fazla ilçe istiyor. 1 ya da 2 ilçe eklenirse ikinci bölgeden olur” dedi.
CHP CEPHESİNDE ADAYLIK KULİSLERİ
“ÖZELLİKLE BU HAFTA ÇOK ÖNEMLİ, O MASA KURULACAK”
CHP’deki gelişmeleri Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı kulislerinde son durumla açan Akbaş, “Geçen haftadan bu yana Ankara’da trafik çok arttı. İstanbul’a da çok gidiliyor. Herkes bir nabız yokluyor. Tunç Soyer’in açıklanmaması da anketlerin işaret edilmesi de bunu tetikliyor. Atilla Sertel çıktı, Olgun Atila çıktı, geri planda çok fazla isim. İYİ Parti’den ayrılan Aytun Çıray dahil nabız yokluyor. Ama şu net ki kurultayın sonucu bütün dengeleri değiştirdi. Kimileri de bu karışık ortamın içerisinde selden kütük kapma hesapları yapıyor. Tuhaf gidiyor. Özellikle bu haftanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü o cepheden de şunları duyuyorum, ‘Çalışamıyoruz’ diyorlar. Hatta Genel Merkez’de şöyle bir karar almışlar. Artık Türkiye’nin çeşitli yerlerden gelen aday adaylarına Genel Merkez’in kapısını kapatma kararı almışlar. Çünkü ‘çalışamıyoruz’ diyorlar. Türkiye’nin her yerinden insanlar gelip bir şekilde ışık almaya çalışıyor ama bu insanlar da partinin yönetimini henüz devralmışlar. Kendilerine göre bir sistem kurmaya çalışırken, önlerinde böyle bir kalabalık buldular. Esasında baktığında Özgür Özel ve perde gerisinde Ekrem İmamoğlu cephesinin bir şekilde özellikle büyükşehirlerde uzlaşması bekleniyor. Kısa süre içerisinde bu masa kurulacak galiba. İki taraf da aday adaylarını öne sürüyor. İlçelere henüz daha gelindiğini düşünmüyorum” diye konuştu.
“TUNÇ SOYER BORSASI VAR!”
Büyükşehir adaylığı fotoğrafı hakkında konuşan Çakır ise şunları kaydetti: Öncelikle şuradan başlayayım. Kurultaydan hemen sonra ‘Tunç Soyer değişecek, gidiyor’ söylemleri patlak vermişti, bugün bu söylentiler aynı noktada devam ediyor. Ve bu bence borsa gibi oldu. Geçtiğimiz hafta yüzde 52 gidiyordu, bu hafta yüzde 48’e düştü, önümüzdeki hafta ne olacak bilmiyoruz. Herkes bu konuda bir yorumda bulunuyor. CHP’de Büyükşehir adaylığı işi gerçekten karmakarışık bir durumda. Resmen 2009’un kopyasını yaşıyoruz. O dönem Deniz Baykal, Aziz Kocaoğlu’nu bir türlü açıklamıyordu, bir geldi, iki geldi, üçüncü de açıkladı. Tunç Soyer’i ayrı bir yere koyarsak isim sayısı da arttı. Buğra Gökçe 1 Aralık gününe kadar bir aksilik olmazsa görevini bırakıyor ve Büyükşehir Belediye Başkan adayı oluyor. Cuma günü istifa edecek, önümüzdeki hafta da İzmir’e gelecek ve aday adaylığı başvurusu yapacak. Potadaki birinci isim! Olgun Atila sürpriz mi? Benim için sürpriz oldu. Atila’nın Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığa devam etseydi Bornova için şansının yüksek olduğunu düşünürdüm. Özgür Özel genel başkan olunca şansının azaldığını düşünmüştüm. Lakin Atila’nın şöyle bir özelliği var, Ekrem İmamoğlu ile yakın. Geçmişe dayalı bir dostlukları var. Ama Bornova’ya aday adayı olmasını beklerken Büyükşehir benim için çok sürpriz oldu. Ama olmak için olmuyor. Ciddiyetini ilerleyen günlerde göreceğiz. 19 belediye başkanı ‘yeniden varım’ demiş. Bornova, Konak, Karşıyaka ve Çiğli belediye başkanları ilçeleri için başvurmadılar. Abdül Batur süre uzamasaydı 28’inde başvuru dosyasını verecekti, Cemil Tugay hem Karşıyaka ve hem Büyükşehir’e başvuracaktır. Bornova ve Çiğli ile ilgili bilgim yok. Bir de şöyle bir detay var. Tunç Soyer sessiz sedasız adaylık dosyasını almış…
“SOYER EN GÜÇLÜ ADAY… PARTİ DIŞINDA SOYER'E DESTEK ÇOK... PARTİ İÇİNDEKİ OLUMSUZ ALGININ NEDENİ SİYASİ EKİBİ!”
Avcı ise, “Ben İzmir adayının CHP’de en geç açıklanan adaylardan biri olacağını düşünüyorum. Bu Tunç Soyer de olabilir ki bence güçlü ihtimal başka isim de olabilir, her koşulda çok geç açıklanacaktır. Bu iş borsaya döndü. 15 gün önce ‘Tunç Soyer kesin olmayacak’ diyen biri, şimdi ‘Tunç Soyer devam ediyor’ diyor, 15 gün önce ‘Tunç Soyer devam ediyor’ diyen biri ‘Tunç Soyer olmayacak’ diyor. Ama şöyle bir gelişme var, ‘Kurultayın hemen ardından Tunç Soyer kesinlikle olmayacak’ noktasından bugün artık sağlıklı bir düzleme gelindi. Tunç Soyer CHP’nin en güçlü Büyükşehir Belediye Başkan adayıdır. Son 10 günde de çok önemli gelişmeler oldu. Muhtarlar, sendikalar, iş insanları, kanaat önderleri Genel Merkez’de Tunç Soyer’in aday olması noktasında çalışma yapıyor. ‘Tunç Soyer olmayacak’ yorumları biraz daha parti tabanında sınırlanmış durumda. Parti tabanı dışındaki dinamiklerin neredeyse yüzde 80’i Tunç Soyer devam etsin diye çalışma yapıyor. Parti tabanında neden böyle? Nedeni şu, Tunç Soyer adına siyaseti yöneten isimler 4.5 yıl içerisinde o kadar kırmış, dökmüş ki ilçelerde Tunç Soyer’e bir düşmanlık yaratmışlar. Tunç Soyer müdahil olmamasına rağmen yaratmışlar. ‘Tunç Soyer olmasın’ o zaman kitlesi oluşmuş. Ve bu tepki direk Tunç Soyer’e değil siyasi ekibine… Geçmiş programlarda bir örnek anlatmıştım, burada yeniden anlatayım. Alaattin Yüksel’in il başkanlığından sürpriz istifası sonrası Aziz Kocaoğlu ilçe başkanlarını topluyor meclis salonda… Meclis üyeleri de var. Süreci konuşmak için. Tunç Soyer’i o gün yanında oturan meclis üyesi bana bunu anlattı, dönüp, ‘Ya benim burada ne işim var?’ diyor. Gerçekten Tunç Soyer yerel siyasetle çok ilgisi olmayan bir figür. Ama hatası şu bir kontrol mekanizması olmalıydı. Siyasi ekibi önüne ne fotoğraf koyduysa O’na inanmış. Tunç Soyer tekrar aday gösterilirse yeni dönemde en önce gözden geçireceği ya da değiştireceği nokta da bu olmalı.
“SORUN O SÖYLEM: MEVCUT BAŞKANLARI DEĞİŞTİRMEK SIKINTI OLACAK”
Adaylık sürecine ilişkin konuşan Çakır, “Mevcut belediye başkanını değiştirmek ilçeler de dahil kolay bir iş değildir. Özellikle ‘Biz anket yapacağız, memnuniyet çıkarsa başkanlarda sorun yok’ söylemi geliştirdiler. Sen bir ismi değiştirdiğin zaman o zaman başarısız olduğunu düşüneceğiz. Büyükşehir’e gelelim. ‘Ben devam etmek istiyorum, başarılı işler yaptım, temmuz ayında yaptırdığımız ankette memnuniyet oranı yüzde 57’ diyen bir belediye başkanını değiştirirsen bu büyük bir sıkıntı olacaktır” dedi.
Akbaş da, “Bence bu konu kurultay sonucuyla ilgili bile değil. Tamamen Tunç Soyer adına siyaset yapan ekibin kıra döke iş yapmasıyla ilgili. Böyle olmasaydı, kurultay sonucunda yine Özgür Özel kazansaydı bile bunları konuşuyor olmazdık. Çünkü CHP’deki teamüller gereği Büyükşehir Belediye Başkanları en az 2 dönem kolay kolay değişmez. Bunlar bir yana şunu vurgulamak istiyorum öyle ya da böyle CHP’nin bir büyükşehir belediye başkanını toplum önünde yıprattırmaması lazım. Bu süreci kötü yönetmemesi lazım. Zaman açısından da söylemiyorum bunu. Mesela bunu Muğla’da yapmadılar, Osman Gürün 2 gün önce sessiz sedasız bir açıklamayla aday olmadığını duyurdu. Tunç Soyer 4.5 yıl bu kentte başkanlık yaptı, birçok konuda da elini taşın altına koydu, siyasi bir figür olarak da elinden geleni yapmaya çalıştı. Beğenmeyebilirsin, değiştirebilirsin ama yıprattırmaman lazım. Aynı zamanda kendi bacağına da sıkmış oluyorsun, partini de yıpratmış oluyorsun” açıklamasını yaptı.
“KOCAOĞLU GÖKÇE’YE KARŞI, ÇEVRESİ İŞ BİTTİ GÖZÜYLE BAKIYOR”
Adaylık kulislerine değinen Avcı, “Buğra Gökçe’yle başlarsak CHP’nin yetiştirdiği en önemli bürokratlardan bir tanesi. Şöyle bir bilgiye ulaştım, Gökçe 2019’da da adaylığı istemiş. O dönem Aziz Kocaoğlu veto etmiş bunu. Esas önemli bilgi de şu, Aziz Kocaoğlu bugün de Gökçe’yi veto ediyor. Kocaoğlu’nun yakın çevresine ‘Ben yıllardır ithal adaya karşı mücadele ettim, bu noktada kendisine bir desteğim olmaz. Adaylığına destek vermem ama aday gösterilirse sahada çalışırım' dediğini öğrendim. Bu arada Buğra Gökçe’nin yakın çevresi de adaylığa kesin gözüyle bakıyor bu işe… Sürpriz bir adaylık açıklaması geldi Olgun Atila'dan... Hem Ekrem İmamoğlu ile çok yakın ilişkileri var hem de Özgür Özel ile. Tunç Soyer’den vazgeçilme durumu olursa masadaki güçlü isimlerden olur. Aynı şekilde Karşıyaka Belediye Başkanı da Cemil Tugay değişimciydi ve masadaki güçlü isimlerden biri olur. Bu saydığım isimler Soyer'den vazgeçilme durumu olursa öne çıkar. Bence Soyer adaylıkta önde.” diye konuştu.
DENİZ KABARMASI KABUSU VE AFET SİYASETİ
KRİZİ MASASI ÇIKIŞI!
Programın son bölümü kentte geride kalan hafta sonu yaşanan deniz kabarması kabusuna ayrılırken Avcı’dan kriz masası çıkışı geldi. Avcı, “Bu bir doğal afet. İklim krizinin sonucu ama bir yönetim krizi de var. Yıllar önceye dayanan, yapılaşmayla ilgili bir kriz ama İzmir’de bu doğal afetler sonucunda bir kriz masası kurulmamasını anlayamıyorum. Olay yaşandığından beri Vali, belediye başkanı, ilgili kurumların yetkileri bir araya geldi mi? İzmir’in bu konuda ciddi bir sıkıntısı var” dedi.
“AFET SİYASETİ KADAR ÇİRKİN BİR ŞEY OLAMAZ”
Çakır ise şunları kaydetti: Afetin siyasete dökülmesi kadar çirkin bir şey olamaz. AK Partili birkaç kişi hemen konuya girdi mesela ama tecrübeli isim Hamza Dağ hiç girmedi, ‘geçmiş olsun’ dedi, İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan da öyle. Ama birkaç kişi hemen selden kütük kapmaya çalışıyor. Ki kendi partileri içinde de tepki gördüler.
SEDA KAYA ÖSEN’E SERT TEPKİ!
Akbaş ise, “İzmir’in hemen arkasından Karadeniz’de de oldu. Bugün Edremit Körfezi’nde yaşanıyor. Bu bir doğal afet. Hemen buradan bir siyaset yapayım denmez. Senin o Kordon dediğin alan ne zaman oluşturulmuş? Elini vicdanına koy, bir bak. Burada ben en çok CHP listelerinden milletvekili seçilen Seda Kaya Ösen’in açıklamasını yadırgadım. Sen CHP listelerinden ismini 6.sıraya yazdırmak için 40 takla atıyorsun, makamı elde ediyorsun ve ilk fırsatını bulduğunda ‘CHP zihniyeti’ diyorsun. Çok tuhaf.
MAVİŞEHİR’DEKİ SÜRECİ ANLATTI
Mavişehir’deki süreci anlatan Çakır, “1950’lerde kıyı düzenlemesi başlıyor. Dolguyla yolu genişletiyorlar. 1955’ten sonra imar planları onaylanıyor. 1984’te Mavişehir planı onaylanıyor, 1991’de revize ediliyor, sonra Türkiye Emlak Bankası’na ait evler yükseliyor, 1997’den sonra ipin ucu geçiyor, yapılaşma yayılıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin kıyı rehabilitasyon projesi var. Aziz Kocaoğlu başlatıyor, Tunç Soyer tamamlanıyor, deniz yükselmesi olursa Mavişehir’i su basmayacak. Ama öngörülmeyen bir şey oluyor deniz taşıyor bu sefer. Deniz taşmasının engellenmesi çok zor. Burada eleştirebileceğimiz şey de bu. Bununla ilgili ne yapılacağının düşünülmesi lazım. Körfez’in her tarafı dolgu. Bakmayın bu iş hafta içi olsaydı, etkileri daha büyük olurdu. Madem bu iklim krizinden bahsediyoruz bu deniz yine taşacak, o zaman daha farklı önlemler düşüneceğiz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |