Terör elebaşı Öcalan’a sekreterya talebi!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bugün partisinin grup toplantısında konuştu. Hatimoğulları, terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın çağrısını anımsatarak, “Bu umudu kalıcı hale getirmek için PKK’nın kongresini toplayabileceği bir çatışmasızlık zemininin acil bir biçimde oluşturulması gerekiyor. Sınır ötesi operasyonların acil durması gerekiyor. Bu zeminin oluşması çok önemli ve şimdi bu sürecin toplamı bakımından adım atma sırası ve sorumluluk iktidardadır” dedi.

Grup toplantısının ardından DEM Parti Eş Genel Başkanları Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, TBMM’de Meclis muhabirlerine yönelik basın toplantısı düzenleyerek, gazetecilerin adı konmayan sürece ilişkin sorularını yanıtladı. Hatimoğulları ve Bakırhan sorulara sıralı bir şekilde yanıt verdi. Sorular ve eş genel başkanların yanıtları şöyle:

‘ÇAĞRI PYD’YI KAPSAMIYOR’

 Öcalan’ın çağrısının ardından başlayan bir tartışma var. Metin PYD’yi kapsıyor mu? Fikir ayrılığı var mı? Kriz olur mu?

Hatimoğulları: “Çağrıda SDG (terör örgütü PYD’nin bağlı olduğu grup) yok. Öcalan PKK’ya çağrı yaptı. Geri kalan kısmı örgütlerin kendi tasarrufudur. Bizim amacımız demokratik adımların atılmasıdır. Burada biz yorum yapamayız. Bugün Türkiye’de demokratik sürecin işlemesi Suriye, Irak ve İran’ı kapsayacaktır. Çünkü dört ülkede de Kürtler var. Türkiye barış sürecini başarırsa, Ortadoğu’ya örnek teşkil eder. Bu süreç barışa ulaşırsa Suriye’ye de etkileri olacaktır. SDG’nin kuracağı diyalog Suriye yönetimiyledir. Bu metinde olmayan bir şeyi ısrarla başlığa taşımak, bizim sorumluluğumuz değil.”

Bir taraftan bu süreç devam ederken, bir taraftan kayyumlar, gazetecilere yönelik süreç de işliyor. Siz Türkiye’de demokrasi derken, bu süreçlerden ayrı bir talepte mi bulunuyorsunuz?

Bakırhan: “Kimi tartışmaları hayretle izliyoruz. Sanki Kürtler, DEM Parti iktidarla ayrı bir yola girmiş gibi gösteriliyor. Şu an bir anlaşma yok. Sürecin işleyişindeyiz. Bu süreç barışa ulaşırsa, bunlar olmayacak diye yürüyoruz. Bu yürüyen sürecin kendisi ve çağrı Türkiye’nin demokratikleşmesini öngörüyor. İlerlemesi için bu anti-demokratik işlemlerin olamaması gerekiyor. Öcalan sadece Kürt kimliği perspektif ortaya koymadı. Dolayısıyla bir adım atıldı, destekliyoruz. Henüz çağrının gerekliliği yapılmamışken, yeni şeyler iddia ediyorlar. İktidarın bürokratları yapıyor bunu. Bu dil bu süreci sabotaj edendir. Başarısız olursa kimin sabotaj ettiği bellidir. Silah bırakmak için atılması gereken adımlar yok mu? Operasyon yaparken, silah bırakmak mümkün mü? Normal hayata dönebilirler mi?”

Çağrının gerekleri yapılamadı dediniz. Bunun bir tarafı silah bırakmak. Diğer tarafını nasıl tanımlıyorsunuz?

Hatimoğulları: Öcalan kendisi de söyledi: ‘PKK’yı bir tek ben feshedebilirim.’ Bunun için de çalışma koşullarının özgürleştirilmesi gerekiyor. Çalışmaların yasal bir zemine de oturtulması gerekiyor. Eşit yurttaşlık çerçevesinde demokratikleşme sürecine girilmesi gerekiyor. Öcalan, ben örgütümü feshedeceğim diyor. Orada silah bırakıldı, nereye gidecekler? Bu konuda atılacak adımlar süreci belirleyecek. Halkların ve inançların temsilcileriyle kimi zaman örgütsel, kimi zaman kitlesel görüştük. Hepsi olumlu. İnfaz yasasından tutun da yerel yönetimler olarak temel demokratik adımların atılması gerekiyor. Bunlar temel demokratik haklardır. Bunlar herhangi masanın konusu olamaz.”

‘ÖCALAN’A SEKRETARYA GEREKEBİLİR’

 Süreç kapsamında yasal, hukuki veya siyasi zeminde atılması gereken adımlar neler?

Hatimoğulları: “Öcalan, kongrenin toplanmasına işaret etti. PKK da ertesi gün yaptığı açıklamada, Öcalan’ı doğrulamıştır. Öcalan kongreyi toplasın dedi. Öncelikle Öcalan’ın fiziki koşullarının düzeltilmesi ve istediği kesimlerle konuşması sağlanmalı. Sekretarya gerekebilir. Öcalan yerin İmralı’da olabileceğini söylemiştir. Ama kimle nerde, ne zaman görüşecek bununla ilgili bir planlama yok. Bu yüzden devlete ve iktidara seslendik. Bunu iktidar ve devletin üstlenmesi gerekir.” Hatimoğulları, sekretarya için de yasal düzenlemenin yapılabileceğine işaret etti.

Öcalan, nasıl fiziki olarak örgütün toplantısına başkanlık edecek?

Bakırhan: “PKK, çok dağınık ve yaygın olduğunu devlet de söylüyor. Öcalan’ın bir şekilde bu toplantıda konuşması gerekir. Teknolojik imkanlardan da yararlanarak görüntülü olabilir bu... Böyle daha inandırıcı olur. Öcalan’ın bir şekilde örgütünün toplantısına ulaşmasını bekliyoruz.”

Yasal düzenleme kapsamında Terörle Mücadele Yasası’nda yapılacak değişimlere yönelik beklentiniz var mı?

Hatimoğulları: “Terörle Mücadele Kanunu (TKM) değişmeli. Bu konuda en çok muzdarip olan siyasi partiyiz. Sosyalist muhalefet TMK’den çok çekti. Bunu süreçle ilişkilendirmek büyük bir eksiklik olur. Türkiye’de terör tanımı sorunlu bir tanım. Yeniden tanımlanmalı. Bu yasanın içinde de değişmesi gereken var. Yeni bir infaz kanunu, demokratikleşme için atılması gereken adım olmalı."

‘CHP, BU SU¨RECİ BO¨YLE HEBA ETMEMELİ’

Bakırhan, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın “Asıl amaç anayasa değişikliği. 400 milletvekilini Meclis’e tahkim ederek bir değişikliği hedefliyorlar” ifadelerini ise sert bir dille eleştirdi. Açıklamayı “Siyasi etiksizlik” olarak degˆerlendiren Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:

“Biz ne zaman iktidar ile siyasi kapılar arkasında pazarlık yaptık? CHP bir tu¨rlu¨ bu konuya dogˆru denklemden giremedi. Biz iktidar ile anlas¸tıysak neden onlarca arkadas¸ımız ic¸eride. CHP, bu su¨reci bo¨yle heba etmemeli. Begˆenmiyorsa kendi yol haritasını ortaya koymalı. Barıs¸ su¨reci, siyasi partilerden ve kis¸ilerden c¸ok daha degˆerlidir. Bahsedilen mesele bizim milyonda bir gu¨ndemimizde degˆildir. Sandık geldigˆinde millet kimi istiyorsa onu sec¸er. AKP’yi 22 yıldır ayakta tutan asıl bu muhalefet s¸eklidir. Ana muhalefet partisisin, bir yol haritası yok. Bir s¸ey yapmaya c¸alıs¸ana da bu dili kullanıyorsun. Bizim kimseyle ulas¸tıgˆımız, anlas¸tıgˆımız yok. Gerc¸ek bir muhalefete bu so¨ylenemez. Tu¨rkiye’nin kurucu partisi, ortaya bir yol haritası koymalı. Birinci parti bo¨yle olmaz, bo¨yle iktidar olunmaz.”