İzmir'in her zaman hoşgörülü ve birleştirici olmasına karşın özellikle iktidar partisi adaylarının kente ayrımcı bir dil ile yaklaştığını belirten Alaattin Yüksel, her seçim öncesi 'İzmir'i fethedeceğiz', 'İzmir'i alacağız' sloganlarının gündeme geldiğini kaydetti. İzmirlilik anlayışında; Atatürkçülük, laiklik, özgürlük, devrimcilik, hak, hukuk, adalet ve demokrasi gibi kavramların yer aldığını sözlerine ekleyen Yüksel, "Biz kenti hep birlikte yönetelim, kararlarımızı hep birlikte alalım dedikçe İzmirlilik ruhunu anlamamış olan adayların niyetlerini ortaya koyan sözleri kentte endişeye neden olmakta" ifadelerini kullandı.
"KATILIMCI YÖNETİM MODELİMİZ ÖRNEK OLACAK"
Aday gösterilip seçilmesi halinde içinde kentteki tüm dinamiklerin yer alacağı yeni bir yerel yönetim modelini hayata geçireceklerini açıklayan Yüksel şunları söyledi: "Kentimizdeki meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin, İzmirlilerin yer alacağı bir katılımcı yerel yönetim modeli geliştireceğiz. Yapacağımız projeleri de ‘Birlikte üreteceğiz, birlikte uygulayacağız, birlikte yöneteceğiz’ anlayışı içinde hayata geçireceğiz. İzmir halkının da söz sahibi olacağı bu modelimiz ile üst düzeyde şeffaflığa ulaşmayı hedefliyoruz. Sosyal demokrat ilkelerle örülmüş İzmir’in yek vücut olarak birlikte nefes alıp vereceği yönetimi hep birlikte kuracağız.’’
"PARA DEĞİL ONAY İSTİYORUZ"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı her projenin hükümet tarafından en az bir yıl engellendiğini söyleyen Yüksel, "Ankara, İstanbul gibi iktidar partisinin belediye başkanlarının yönettiği büyükşehirler metroyu kendi başlarına yapamadı. Bunun üzerine Ulaştırma Bakanlığı devreye girerek projeleri devraldı. Yani AKP'li belediyelerin hizmetlerini devlet yapmış oldu. Borçlarını ödemeleri için krediler verildi fakat hepsi hala borç batağında. İzmir'in ise devlete vadesi geçmiş tek kuruş borcu yokken AKP belediyeleri yıllardır borçlarını yeniden yapılandırarak günü kurtarmaya çalışmaktadırlar. İzmir Büyükşehir Belediyesinin tek kuruş kamu desteği almadan gerçekleştirmek istediği projelerin onayı ise AKP iktidarınca en az 1 ila 4 yıl aralığında geciktirilmiş ya da hiç onaylanmamıştır. Bu tavır kentimizi ve halkımızı cezalandırmak anlamına gelmektedir’’ dedi.
‘UMUT İZMİR’DEN YÜKSELECEK’
İzmir'in aynı zamanda “İnsan Hakları”nın başkenti haline getirmek istediklerini de vurgulayan Alaattin Yüksel, "İnanıyorum ki toplumumuzun içinde bulunduğu umutsuzluk hali 31 Mart yerel seçimlerinin ardından dağılacak. Ülkemizde yaşamını FETÖ ve her türlü terör örgütüyle mücadele ederek geçiren aydınlarımıza sahip çıkacağız. Başta demokrasinin başkenti olan İzmir'imiz olmak üzere ülkemizde de güzel günler göreceğimize ve umudu İzmir’den yükselteceğimize yürekten inanıyorum" diye konuştu.
KÖYE GÖÇEN TEK İL, İZMİR
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı Kırsal Kalkınma Modeli ile kırsalda kooperatiflerin sayısının arttığını ve çiftçilerin ürünlerini ucuza satmak zorunda kalmadığını söyleyen Yüksel, yapılan çalışmaların hem çiftçinin hem de dar gelirli ailelerin yüzünü güldürdüğünü kaydetti. Alım garantili üretim modeliyle kooperatiflerin yerel markalar oluşturmaya başladığını vurgulayan Yüksel, “Kentten köye göçün olduğu tek il İzmir. Çünkü İzmir’de tarım her geçen gün hızla büyüyor. İşsizliğin çözümü de tarıma dayalı sanayiyi hayata geçirmektir. CHP olarak 40 yıldır bunu söylüyoruz. İzmir modelimizin en güçlü ayağı kırsal kalkınma modelini geliştirerek sürdüreceğiz. Tarımı; sanayi, ticaret ve turizm ile buluşturacağız. İzmir’i tarımı ihracat merkezi yapacağız.’’ dedi.
İZMİR RANTIN VE YAĞMANIN ADRESİ OLMADI, OLMAYACAK
Alaattin Yüksel sözlerini şöyle tamamladı ‘Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı’nda ‘ Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri…’’ diyerek İzmir’i işaret etmiş ve 9 Eylül 1922 tarihinde işgalci güçleri kentimizden püskürtmüştür. İzmir bu nedenle kurtuluşun ve kuruluşun kentidir.
Dönemin AKP’li Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise müteahhitlere ‘ İstanbul, Ankara bitti. Şimdi hedef İzmir’’ diyerek güzel kentimizi rant, yağma ve betonlaşma için hedef göstermiştir. Bu söz AKP’nin belediyecilik zihniyetinin ve kentlere bakışının itirafıdır. Biz İzmirliler kentimizi rantın yağmanın adresi gören zihniyete dün olduğu gibi bugün de teslim etmeyeceğiz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |