GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Şenol Aslanoğlu Bir TV ekranlarında yayınlanan Politika Durağı programında Gazeteciler Sercan Avcı, Mustafa Akbaş ve Onur Çakır’ın sorularını yanıtlarken, kent, ülke ve parti gündemi üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu programda perdeyi Menderes kampı üzerinden yeni dönem mesajlarıyla açarken, olaylı il kongresi ve sonrasında yaşananlara dair tüm sorulara yanıt verdi. CHP İl Başkanı Aslanoğlu kurultay süreci ve İzmir’in üst yönetim hedef ve beklentilerine yönelik önemli değerlendirmeler yaparken, ‘Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu için atılan imzalar’ ve Özgür Özel hakkında da dikkat çeken açıklamalarda bulundu. ‘Tunç Soyer yeniden aday gösterilmeli mi?’ sorusuna yanıt veren Aslanoğlu’ndan İYİ Parti’nin hamlesi ekseninde çarpıcı ‘ittifak’ yorumları ve 2024 sandığı hedeflerine yönelik mesajlar da geldi.
KAMP DEĞERLENDİRMESİ
CHP İl Başkanı Aslanoğlu programda açıklamalarına Menderes’te gerçekleşen 3 günlük ‘seçim kampı’nı değerlendirerek başladı. CHP İl Başkanı Aslanoğlu, “Yeni seçilen başkanlar ve il yönetiminin birbirlerini daha iyi tanımaları, takımın birbiriyle adaptasyonu açısından çok önemliydi. Bir de yeni dönemde yapacağımız çalışmalara ilişkin hep birlikte kafa yoralım, biraz çalıştığımız konularda eğitim alalım, yeni dönemin yol haritasını birlikte çıkartalım istedik. Bu tarz buluşmalar takım olabilme adına birlikte zaman geçir ve takım oyuncularının birbirlerini tanıması adına da çok iyidir” diye konuştu. CHP İl Başkanı Aslanoğlu ayrıca planlama ve eğitiminin önemine vurgu yaparak, “Ben ülkenin en büyük eksikliklerden bir tanesinin kimsenin kadro yetiştirmeye zamanını harcamaması olarak görüyorum. Partilerde, STK’larda, şirketlerde, her yerde bu böyle. Parti de bence buna kafa yormalı” dedi.
“HEDEF KURUMSALLAŞMAYI SAĞLAMAK”
Aslanoğlu CHP İzmir’de talimatıyla uygulamaya konulan ve örgüt yöneticilerinin telefonlarına yüklenen aplikasyonlarla çalışmaların günlük takip edilmesini ve koordinasyonu güçlendirmeyi amaçlayan yeni sistem için ise şu değerlendirmeyi yaptı: Hepimiz siyasette emeği olanlar bir yere gelsin istiyoruz. Değer katanla değer katmayan fark edilsin istiyoruz. Ama hep çok konuşalım ama bu hesapları yapmayalım istiyoruz. Genelde siyaset toplu hücum, toplu savunma olarak yapılıyor. Kalabalık grup halinde yaptığımız çalışmalar verimli değil. Biz her birimizin sorumluluk aldığı, sorumluluk aldığı sahada çalıştığı, bunun sonuçlarını da görebileceğimiz bir şey yapalım istedim. Haftada 3 gün 1’er saat çalışalım ama verimli çalışalım. Aslında program dediğimiz şey şu kadar basit. Görev seç, dernek, köy, pazaryeri gibi, buna ne zaman gideceğini ve sıklığını da söyle. Programını bilelim, sen de buna mümkün olduğu kadar uymaya çalış. Genelde siyasette dokunmayla sıklık arasında doğru bir optimizasyon yapamıyoruz diye düşünüyorum. Ya dokunuyoruz ya da sıklıkla aynı yerde kalıyoruz. Bizim birinci önceliğimiz kurultay değil partide kurumsallaşmayla ilgili çalışmalar yapmak yani hedef partide kurumsallaşmayı sağlamak…
“DEĞİŞİMCİLERDEN DAHA FAZLA DEĞİŞİMCİYİM AMA…”
CHP İl Başkanı Aslanoğlu bu konu kapsamında kamuoyunda partinin yöntemde ziyade politikasına yönelik eleştiri olmasına yönelik soruya ise, “Aslında bunun da bir algı operasyonlarının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Mesela aynı kişilere sorsak, CHP’nin emeklilerle ilgili hangi politikamızı değiştirmemizi istiyorsunuz? Memurlarla ilgili hangi politikamızı değiştirmemizi istiyorsunuz? İşçilerle ilgili hangi politikamızı değiştirmemizi istiyorsunuz? İnovasyon-girişimcilikle ilgili hangi politikamızı değiştirmemizi istiyorsunuz? Bunların cevabı yok! Aslında politikalarla ilgili şeyleri söylemiyorlar, ardından hemen oyuncularla ilgili şeyleri söyleyeceklerdir, biraz da yöntemlere ilişkin, bazen daha dar stratejilere ilişkin eleştiriler gelecektir. Ama ana program, politika dediğinde oturalım konuşalım, programda nereyi değiştirelim? İnanın bunu çok bildiğini iddia edenler bile bunu ne okumuşlar ne bununla ilgili bir fikirleri var. Bir algı var. Ben her kongrenin sonunda çıkıp ‘Bu ezber cümlelerden kurtulun’ dedim. Bu ezber cümleler 1980’den sonra başlamış, partilerin yeniden açıldığı dönemin koşullarıyla ortaya çıkmış, halen kullanılan cümleler. Mesela benim söylediğim şey program değiştirmemiz gerekir. Ama bununla ilgili anlattığım temel şeyler var. Asıl çalışma şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Ben daha önce de söylemiştim, ‘Bizim genel başkanlık sorunumuz yok, çalışma metotlarımızla ilgili sıkıntılarımız var. Lider değişimi bunu değiştirecek diye düşünüyorsak ben ‘Bir Mesih gelsin, bizi kurtarsın’ diyenlerden değilim’ demiştim. Değişimi savunuyor muyum? Kesinlikle savunuyorum, değişimcilerden daha fazla değişimci olduğumu iddia ediyorum. Ama bu tavandan olacak bir değişim değil. 20-30 yıllık aynı oyuncuların farklı korelasyonu bizi farklı yere götürmez. Bizi farklı yere götürecek olan şu… 1-Siyasetin önünün açılması lazım. Türkiye’de her parti için bu böyle. Yenilenmemiz gerekiyor. 1980’den sonra kimse çocuğu politikaya girmesin istedi. Son 20 yıldır de ‘Aman oğlum siyasete bulaşma, seni devlete sokmazlar, seni sözlüde elerler’ dedi. Böylece bir daha dar bir havuzda siyasetçi üretiyoruz, bu da kalibrasyonu çok daraltıyor. Onun için hazır ikinci yüzyıla girerek çağrım şu, herkes çocuğunu siyasete soksun. Ülkenin değişmesini istiyorlarsa bunu tavandan beklemesinler. İşte o zaman yenileneceğiz biz” yanıtını verdi.
“30 YIL SONRA NE OLACAĞINI BİLMEDEN KONUŞUYORUZ”
Aslanoğlu il kongresindeki adaylık konuşmasında yaptığı ‘gelecek’ açılımıyla ilgili olarak da, “Kampa Türkiye Fütüristler Derneği Başkanını getirdim. Örgüte ’30 yıl sonra hayat ne olacak?’ üzerine bir sunum yaptı. Politikanın içerisindeki insanlar o kadar çok Ali-Veli-Hasan-Hüseyin, atama, geldi-gitti, çok kişileri konuşuyorlar. Konuştuğumuz konuların çoğunun 30 yıl sonra gerçekliği yok. Konut politikası üzerine konuşurken 30 yıl sonra konutların ne olacağını bilmeden konuşuyoruz. Gerçek hayattan o yüzden koptuğumuzu düşünüyorum. Artık her yıl hayat çok hızlı gelişiyor. Politikayı belirleyen şeyin bu olduğunu düşünüyorum, o yüzden bunları anlatmak gerek. Kongrede de bunu bilerek konuşmuştum, biri bunları söylemeli ve kongrelerde söylemeli. Bu konuda da çok inatçıyım. Buna benzer eğitimleri ilçelerde de alacağım. Kongreyi 2 gün yaptık, CHP tarihin ilki… Bunları konuşalım, bunları tartışalım, sonuç bildirgesi çıkartabilelim diye. Çünkü bunları yaptıkça bir sinerjinin geleceğine inanıyorum” açıklamasını yaptı.
KONGREDEKİ OLAYLAR VE YARGI SÜRECİ
CHP İl Başkanı, İl Kongresi’nde yaşanan olaylar ve akabinde başlatılan disiplin ve yargı süreci ile ilgili olarak da şunları söyledi: 20 tane arkadaştı bu tatsızlığı çıkartan. Bu arkadaşlar alandan çıkartıldığında da gül gibi bir kongre oldu. 20 arkadaşın da baktığımızda bir ikisi dışında parti üyesi olanı yok. Parti üyesi değil ki partiden atalım. Basit adli vaka… Benim açından konunun kapandığı kısmı şu, adli müracaatta bulundum, partililere de dönüp dedim ki biliyorsanız gerekli işlemleri yapın. Bundan sonra bakacağım bir konu, harcayacağım bir vakit yok bu konuyla ilgili.
‘GÜMRÜKÇÜ’ MESAJLARI
İl Kongresi’ndeki Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü’nün rolü, arada soğuk bir savaş var iddialarının gölgesinde gerçekleşen görüşme ile ilgili de açıklamalarda bulunan Aslanoğlu, “Her bir partilimizin gönlünde biri yatar ve onu destekler. Ben bunun başat aktörünün Çiğli Belediye Başkanımız olduğunu düşünmüyorum aksi takdirde bu Şakir Başak’a çok büyük haksızlık olur. Şakir Başak adaydı ve onu destekleyenler vardı, desteğini geri çekenler vardı, önce desteklemeyip sonra destekleyenler vardı. Bir il kongresinin normal süreçler. Adaylıklara ilişkin Utku Bey’in bir tavrı olduğunu düşünmüyorum. Ben İl Başkanı olduktan sonra Utku Bey de gelip tebrik etti. Buna ilişkin yok. Ben bir de çalışırken ekipsel yakınlığa pek bakmam. Bir proje yapıyorsam bu 30 ilçede de aynıdır. CHP’nin her belediye başkanının başımın üstünde yeri var. Herkes de bilmelidir ki partili belediye başkanlarıdır onlar” ifadelerini kullandı.
ÇOK KONUŞULAN ADAYLIK KONUŞMASI
Aslanoğlu adaylık konuşmasında yaptığı sert çıkışın gündeme getiren, ‘Genel Merkez koridorlarında dedikodu yapanlar’, ‘Ben yoksam gökyüzü çıplak kalır’ ifadelerini içeren açıklamasına yönelik soruya ise şu yanıtı verdi: O konuşma için heyecanlı bir konuşma denebilir ama sert bir konuşma denmez. Benzer konuşmaları kongrelerde de yaptım. Bazı insanlar kendileri yoksa gökyüzünün çıplak kalacağını zannediyor. İstiyorlar ki 1 milyon yıl o görevde kalsınlar. Bu onlara bir cümleydi. ‘7 dönem görev yapanlar şimdi değişimden bahsedemez’ demiştim. ‘Genel Merkez koridorlarında dedikodu yapanlar’a gelince… Herkes aday olabilir, herkes herkesi destekleyebilir. Bunu yapmayıp sadece biri il başkanı olmasın diye dedikodu üretmenin demokrasiye uygun olmadığını söyledim. Delegeler karar verecek dedim.
KURULTAY HAZIRLIKLARI
CHP’nin 4-5 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek 38.Olağan Kurultayı’nın hazırlık komisyonunda yer alan Aslanoğlu çalışmalar hakkındaki açıklamasında, “Komisyonda herkesin bir görevi var. İzmir-İstanbul-Ankara ise salondan sorumlu. Üyelerin ve seyircinin gelişi, delegelerin yerleşimi, kongrenin bize yakışan şekilde tamamlanması için İzmir-Ankara ve İstanbul il başkanları il başkanları adına görev yapacak” derken, İzmir’den kurultay için yaklaşık 2000 gibi hedefiyle 40-50 otobüs kaldırılacağını da sözlerine ekledi.
55 KILIÇDAROĞLU İMZASI: FİRE OLUR MU?
CHP İl Başkanı ‘İzmir’den Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu lehine imza veren 55 delegeden fire olur mu?’ sorusunu ise, “Bana göre 2 genel başkan adayı yarışacak, biri de kazanacak. Ben yaşamın bir çok rutin olayını basite indirgiyorum. 55 kurultay delegesi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu için imza vermiş durumda. Fire kelimesi çok şık bir kelime değil çünkü Özgür Özel’e oy verecek arkadaşlarımız fire değiller, tercihini başka bir yol arkadaşımızdan yana kullanmış olacaklar. Bu önce ’15 olabilir deniyordu, 20’ye kadar çıktı’… Sulandıra sulandıra devam ediyor. Bunların hiç birini şık bulmuyorum. İnsanlar yaptıklarından utanmamalılar, utandıklarını yapmamalılar. O yüzden ölçütü yok ki… ‘O gün öyle düşünüyordum, bugün Özgür Özel daha doğru diye düşündüm’ der. Bunun için kötü bir söz, cümle kurulmaz. Niye böyle yapıyorsun da denmez. Ben kişisel olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa devam etmesini istiyorum. Bu dönemin böyle geçirilmesi gerektiğini de her yerde savundum. Bunun nedenini niçinini uzun uzun anlattım. Böyle olmasını savunuyor olmam başka düşüncede olan arkadaşları kınamamı gerektirmiyor. Örgütleri de uyarıyorum bu konuda. Biz 6’sından sonra hep beraber yerel seçim çalışması yapacağız. İkincisi örgütte İzmir duruşunun da sergilenmesi gerektiğini savunuyorum. Ben Kemal Bey’in kendisine de söyledim, ‘Benim örgütüm çoğunlukla Özgür Özel’i desteklerse il başkanı olarak bana düşen benim de Özgür Özel’i desteklemem’ dedim. Kişisel fikrini söyleyip sonra örgütün tamamının fikrini yok sayan bir adam olmam ben hiçbir zaman. Kimse benim marabam değil onlar benim yoldaşlarım.
“UMUDU DEĞİL KIRGINLIKLARI ÖRGÜTLÜYOR GİBİ GELİYOR”
Konuya paralel olarak yine ‘fire’ ihtimali ve Özgür Özel özelinde de çarpıcı bir değerlendirme yapan Aslanoğlu, “Özgür Bey umudu örgütlemek için yola çıkmıştı ama sahada daha çok kırgınlıkları örgütlüyor gibi geliyor bana. Kırılanlar, dökülenler, yolda kırılanlar… Burada da durum algılar üzerinden yürüyor. Gözlemim şu söylenen rakamların bulabilmesinin hiçbir yolu yok. İzmir’de bir arada hareket edebilmeyi başarıyor gibiyiz. Ben birlik içerisinde gideceğimizi düşünüyorum” dedi.
“YEREL SEÇİM ÖNCESİ YARIŞA GEREK YOKTU”
CHP İl Başkanı süreçle ilgili olarak da, “Aslında en başında böyle gitmemeliyiz diye düşünüyordum, hala da aynı noktadayım. Yerel seçim öncesi bir genel başkanlık yarışının partiye zarar verme olasılığı yüksek. İnsanların cümleleri yıpratıcı olabilir. İşin heyecanına kapılınca bir kelime daha fazla oluyor. Bunu tartışarak seçimde beklentinin yerine gelmemesinin oluşturduğu duyguyu körüklediğimizi düşünüyorum. O yüzden yerel seçime birlik bütünlük içerisinde girmemiz gerekirdi. Yenilenme için uzun tartışma süreçleri gerekiyor. Bunun için zamanımız da yok. Tüzük için de böyle. Uzun sürece yayılması gerekir” dedi.
“İZMİR PM’DE YÜZDE 10 OLMALI!”
Aslanoğlu üst yönetiminde yenileneceği kurultay öncesine Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeliğine yönelik talep ve öneri süreci hakkında konuşurken, ‘PM’ye kaç İzmirli seçilir?’ sorusuna da yanıt verdi. CHP İl Başkanı, “İddialı adamım ben. Hedefi yüksek koyup yüksek perdeden bir iddia sunuyorum Genel Merkez’e… ‘İzmir hakkını alacak’ diye. İzmir’in hakkının alması için gerekli mücadeleyi de arkadaşlarımızla birlikte vereceğiz parti içinde… Aslında bence yarış bu. Ben isim söylemem, zaten söylesem şimdi de söylerim. Bunun karar vericisi de değilim, ben sadece il başkanıyım. Önerim olacak ama bu kişisel fikrim olmayacak. Kurultay delegeleriyle bir toplantı yapacağım, onları dinleyeceğim, onlarla ilgili bir yol çizmek gerekiyor. Sonra buradan çıkacak isimleri Genel Merkez’le konuşmak lazım. Ama şunu söylüyorum, biz CHP’nin yüzde 10’dan fazla üyesine sahibiz. CHP’ye oy verenlerin yüzde 10’u da İzmirli seçmen. O zaman biz PM’de de yüzde 10’nu almalıyız. Bizim delegasyon sayımız da 120 olmalı bu arada” diye konuştu.
‘YÜCEL’ SORULARINA YANIT
Programda Özgür Özel’i destekleyen CHP İzmir Milletvekili Deniz Yücel’in, “Özgür Özel anlamlı oy farkıyla kazanacak. Değişim durdurulamaz, değişim kaçınılmaz” açıklamasını da değerlendiren Aslanoğlu, “Yani değişimi yeni keşfetmek çok ilginç bir şey. Değişim tabi ki kaçınılmaz. Hele Marksist felsefeden gelmiş sol literatürü bilenler için tabi ki değişim. Ama bunun nasıl olacağını neler getireceğini de beraber göreceğiz” sözleriyle değerlendirirken, Yücel’in adaylık sürecinde kendisiyle ‘sıra tartışması’ yaşadığı ile ilgili iddiaya ise, “Milletvekili sırasıyla ilgili olarak genel başkan seçimini yaptığını söylemek Deniz Bey’e çok ayıp olmaz mı? Bence çok ayıp olur” yorumunu yaptı.
“BİZ AB KAPISINDAN GİREMEZKEN EN ÖNEMLİ KURUMLARINDAN BİR TANESİNİN BAŞKANI OLDU”
Aslanoğlu programda Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile ilgili gündemler hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Sözü Başkan Soyer’in Avrupa Konseyi Bölgeler Meclisi Başkanlığı görevine seçilmesiyle açan Aslanoğlu, “Tunç Bey’in yeni seçildiği görevin daha farkında değiliz. Henüz kavrayamamış durumdayız. Bizi Avrupa Birliği’nin kapısında gezdirmezlerken, en önemli kurumlarından bir tanesinin başkanlığı… Bizi görüştürme yaptırmadıkların yerin başkanlığına geliyor bir Türk, bir İzmirli… Bundan kıvanç duymamak gerçekten şehrini, ülkesini sevmemek. Bu hepimizin önünün açılması demek bundan sonrası için. Bu AB kaynaklarının karar verici meclisinin en tepesine bir İzmirli gelmiş durumda. Müthiş kıvanç duyuyorum. Onunda yanında olmayı çok istedim bugün. Ama maalesef yoğun programlardan dolayı gidemedim. Bu sonucu bir efsane olarak görüyorum” mesajını verdi.
ADAYLIK İLANI İDDİASI VE SOYER SORUSUNA YANIT
Aslanoğlu geride kalan hafta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu kendisini ziyarete giden İzmir iş dünyasından 2 heyetle yaptığı görüşmede Başkan Soyer’in adaylığını ilan ettiğine yönelik mesajlar verdiğinin ifade edilmesiyle ilgili olarak da, “Kapalı bir ortamda Genel Başkan’la sohbetleri var, anlattıkları var, konulara Genel Başkanın yaklaşımları var, bunlardan çıkarttıklar var. Bunların tümünün basına taşmasını garipsiyorum. Ama 14 kişinin olduğu yerde de konuşmalar birçok yere çıkabilir. Tabi ki partinin karar vericisi Parti Meclisi’dir. Genel Başkan kendi fikirlerini paylaşmış olabilir, bunda garip bir şey yok” açıklamasını yaptı.
Aslanoğlu, ‘Tunç Soyer’in yeniden aday gösterileceğini düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise, “Soru bence ‘Tunç Başkanı başarılı buluyor musunuz?’… Buna da cevabım evet. Başarılı belediye başkanları yola devam etmeli… Sanıyorum Sayın Genel Başkanın o ziyarette söylediği de buna benzer bir cümle zaten” yanıtını verdi.
ÇARPICI YEREL SEÇİM VE ‘İTTİFAK’ YORUMLARI…
AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayına yönelik yorum yapmaktan kaçınan CHP İl Başkanı, İYİ Parti’nin İzmir’de aday çıkarma kararı ve Ümit Özlale’nin ilanı, sandığa ittifaksız gitmenin olası etkileri ve İzmir sandığı hakkında ise şu değerlendirmeleri yaptı:
Ben yeni sistemle ittifak konusunu fazla kutsi hale getirdiğimizi düşünüyorum. Sistem 50+1 olduğu için eskiden daha el altı, yazılı olmayan ilişkilerin bu hale getirilmesini doğurdu. Ama buradan bir kutsiyet yaratıp ömür billah birlikte yola alacağımıza dair bir şey yok. Biz 6 ayrı partiyiz, bu dönem ülkenin durumu nedeniyle hep beraber bu iktidarın değişmesi gerektiğini düşünen insanlardık. Bunun için de bir mutabakat yaptık.
‘Aday çıkartmaları bizim işimizi zorlaştırır/kolaylaştırır’ demem doğru olmaz. Her parti kendi adayını çıkartabilir. Yerel seçimlerde bir milletvekili dağılımı yok. Vatandaş ‘kim belediye başkanı olsa benim için daha iyi olur’ diye düşünüp karar verecek. Milletvekili seçimi gibi ‘Ben yüzde 10 oy alayım, bu da başarıdır’ diyemezsiniz. Seçmen bütün konjontüre, adaylara, kalbine, 30 yıllık geleneklerine bakıp bir karar verecektir.
Biz oyunumuz oynarken, İYİ Parti aday koyacak-çıkartacak diye oynamıyoruz, planımızı buna göre yapmıyoruz. Bir oyun şablonu geliştiriyoruz ona göre oynuyoruz. CHP’nin kendi iradesi var. Biz CHP’yiz ve burası İzmir… ‘Şöyle olursa kaybederiz, böyle olursa kaybederiz’… Bu sohbetler gerçekçi sohbetler değil. Ama anketler, buna ilişkin odak çalışmalarında gördüğümüz bir şey var. Evet Türkiye seçmeni 28 Mayıs’tan sonra bir yol açmak istiyor kendine. Bu CHP seçmeni değil. CHP’liler daha bu sohbetleri yapmayı seven arkadaşlar hem de basın ‘Ne olacak bir AKP’nin hali’ falan demez. TV’lerde günlerce tartışılmaz. Neden? Çünkü biz alıcısıyız. ‘CHP’de ne oluyor acaba?’… Bunu tartışmayı da seviyoruz ve alıcısıyız. Biz verilere bakıyoruz, bunlar üzerinde çalışıyoruz, ‘Ahmet olursa ne yaparız Mehmet olursa ne yaparız?’ demiyoruz.
Bu bir yerel seçim. Aday tek başına metropolde belirleyici olamaz. Muhakkak artısı var ama ana oyla partiye gelir, o felsefeye, geleneğe gelir. Ama kasaba böyle değildir. CHP İl Başkanını İzmir metropolde herkes tanımaz, ama CHP Kiraz İlçe Başkanını Kiraz’da herkes tanır. Küçük yerde aday da çok daha etken olur. Ama bana soruyorsanız metropolün tamamı, Çeşme, Karaburun, Seferihisar, Urla, Dikili, Foça… Bu hatların tümünde gözüken tablo açık ara önde olduğumuz yönünde…
Bazı yerlerde ezber cümleler var. 14 Mayıs’ta yapılan seçimde Menemen’de, Aliağa’da oylar belli… Bizim nerde geride, nerede önde olduğumuz belli. 2 aydan bugüne parti bazlı baktığımızda vatandaş iktidardan çok mu memnun ki oylarını artıracağı söyleniyor.
“HEDEF BİR ÖNCENİN ÜZERİNE ÇIKMAK”
Aslanoğlu 2024 yerel seçim hedeflerine yönelik de açıklamalarda bulundu. 28-29 ilçenin kazanıldığı seçimlerin dönemsel olarak değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan CHP İl Başkanı, “2 parti varken ki dönemle 10 partili dönemi aynı değerlendirmek çok hoş değil. Bugünün parti düzlemi, bugünün ülke düzlemi var. Buna göre bakmak lazım. Başarı başarısızlık çıtası bir önceki seçimden alıp nereye götürdüğünüzle ilgilidir. Başarı kıstasım bir öncekinin üzerine çıkmak” dedi.
“YALANDAN MEYDANLARA GELMEKLE RUHEN KUTLAMAK ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR”
Aslanoğlu programda son olarak Cumhuriyetin 100.yıl kutlamalarının iktidar tarafından sönük hale getirilmeye uğraşıldığı ve İzmir Gündoğdu Meydanı’nın Valilik tarafından Büyükşehir Belediyesi’ne verilmediği ve alanda bir kutlama da düzenlenmediği iddialarını yorumladı. CHP İl Başkanı şunları kaydetti: Tabi ki de Filistin’e yapılan vahşi saldırıları kınıyoruz. Buna dair yası paylaşıyoruz. Ama cumhuriyetin 100.yılını coşkuyla kutlamamıza engel değil. Biz Cumhuriyetin 100.yılını kutlarken göbek atmıyoruz. İkisini birbirine karıştırmamak lazım. Anarak yapıyoruz. Hiç kimse aslını uzun süre inkar edemez, kaldı ki iktidar partisi de çok uzun süredir aslını inkar etmiyor. Bu arkadaşlarımız çok uzun süredir 10 Kasım’larda grip olup yataklara girenlerdi. Dolayısıyla 100.yılda grip olmalarına şaşırıyor muyuz? Hayır. Yalandan meydanlara gelip bunu kutlamakla ruhen kutlamak arasında dağlar kadar fark var. Bizi resmi törenlerden dışlamalarına rağmen her seferinde coşkuyla kutladık. Bu sefer de öyle olacak. Nöbeti ikinci yüzyıla kim devralmak istiyorsa onlarla kutlayacaktır.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |