İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AK Parti Ortahisar Olağan İlçe Kongresi'nde yaptığı konuşmada, partililere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın selamını iletti. İstanbul Beşiktaş'ta geçen yıl bugün çevik kuvvete yönelik gerçekleştirilen saldırıyı hatırlatan Soylu, şöyle devam etti:
"Sizlerden bir de dua istiyorum, güçlü bir 'Amin' istiyorum. Bugün 10 Aralık. Geçen yıl bugün, İstanbul Beşiktaş'ta çevik kuvvet polislerimize yönelik hain bir saldırı gerçekleşmişti. Eski adıyla İnönü Stadyumu'nun orada. O saldırıda şehit olan evlatlarımızın cenaze töreninde bir söz vermiştik, kanlarını yerde bırakmayacağımızı ifade etmiştik. Üzerinden bir yıl geçti ve Allah'a çok şükür, o hain terör örgütünün bütün denklemlerinden fitil fitil burunlarından getirdiğimizi söylemek istiyorum."
'O TALİMATI VEREN 2 KİŞİNİN PEŞİNDEYİZ'
Soylu, o talimatı veren iki kişi kaldığını ifade ederek, "O talimatı veren 2 kişinin peşinde olduğumuzu, onları sığındıkları deliklerde ve inlerde
bulacağımızı ve o anlayışı ve o inancı, o imanı, bu birlikteliği, nasıl onlara bedel ödettireceğimizi bütün Türkiye görecektir. Bilesiniz ki Güneydoğu'da yaptığımız bütün toplantılarda, Ankara'da yaptığımız bütün güvenlik toplantılarında o iki kişinin ismini anmadan, arkadaşlarımıza, 'Oradaki o katilleri almazsanız gözümüz açıkta kalır' diyebileceğimiz anı onlara hatırlatmadan toplantıları bitirmiyorum. Çalışma arkadaşlarım ve mesai arkadaşlarım iyi bilirler, o iki kişiyi bizim arkadaşlarımız, aslanlarımız, evlatlarımız, o dağların her noktasında arıyorlar, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, hangi deliğe girerlerse girsinler, hangi inde olursa olsunlar o çocuklarımızın kanı yerde kalmayacak."
Terör örgütünün bugün tasfiye noktasına geldiğini vurgulayan Soylu, "Cenab-ı Allah geçen yıl bugün Beşiktaş'ta kaybettiğimiz çevik kuvvet polislerimiz, oradaki sivil şehitlerimiz başta olmak üzere 15 Temmuz şehitlerinden bütün terör şehitlerine, Malazgirt'ten Kurtuluş Savaşı'mıza, askerimizden, polisimize, jandarmamızdan sivilimize, 15 yaşındaki evladımıza kadar gani gani rahmet eylesin." ifadesini kullandı.
Soylu, kongrelerin önemine dikkati çekerek, "Bizi izliyorlar, bizi dinliyorlar. Allah muhafaza sesimiz biraz kısılırsa, Allah muhafaza sesimiz dünden daha gür çıkmazsa, korkarsak veya tembellik yaparsak bilin ki bu dünyada zalim güler, mazlum ağlar. Yıllarca bu ülkenin, bu milletin sesini kısmaya çalıştılar." diye konuştu. Türkiye'nin geçmişte yaşadığı süreçlere değinen Soylu, milletin 15 yıldır bütün engelleri ortadan kaldırdığını söyledi.
'CEPHEYİ BAŞKA YERLERDE KURMAYA BAŞLADILAR'
Soylu, çok emek verildiğini ve mücadele edildiğini kaydederek, ekonomiyi ayağa kaldırdıklarını, kardeşliği tahkim ettiklerini, bugün de ülkenin içine yuvalanmış bütün terör örgütleriyle PKK'sıyla FETÖ'süyle DEAŞ'ıyla kıyasıya mücadele verdiklerini belirtti. Büyük bir mesafe katettiklerini dile getiren Soylu, kendileri bu mücadelede sona geldikçe birilerinin, bu sefer başka planlar yapmaya, cepheyi başka yerlerde kurmaya başladığını anlattı. "Biz Doğu ve Güneydoğu'daki tezgahlarını bitirdikçe onlar daha güneyde yeni bir tezgah kurmaya çalışıyorlar." ifadesini kullanan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Size soruyorum, yıllardır bize 'Müttefikiz' masalı okuyanlar, güney sınırlarımızın tam altında Suriye ve Irak'ta tam 19 tane üs kurdular. Bu bölgeye 4 bin tır silah ve mühimmat getirdiler. Dikkat edin, kendi başkentleri Suriye ve Irak sınırından tam 9 bin 500 kilometre uzakta. Arada iki kıta, bir deniz, bir tane de okyanus var. Kendi ülkelerini korumak için mi buraya geliyorlar? Hayır. Kendi vatandaşları tehlike altında mı, hayır. Bu silahlar kimin canını yakacak, Amerikalıların mı, hayır. Sorarsan DEAŞ ile mücadele ediyorlar. Rakka'da PKK ile DEAŞ'ı anlaştırıp, DEAŞ militanlarını dünyaya saldılar. Şimdi buradan Ortadoğu ve Kafkaslar'ın en eski idari merkezlerinden biri olan bu kadim medeniyetin
beşiğinden sesleniyorum; madem Rakka'dan DEAŞ'ı salıyorsun, Guantanamo'ya gönderdiklerini niçin salmıyorsun? Senin teröristinle buradaki teröristler farklı mı? Guantanamo'dakiler terörist de oradaki PKK'lılar, DEAŞ'lılar terörist değil mi?"
Bakan Soylu, Amerika'nın teröre ilişkin tutumunu eleştirerek, "Amerika'nın bugün bir yandan PKK yandaşı, öte yandan bütün dünyaya 'Ben terörle mücadele ediyorum' demesi inandırıcı değildir. Şimdi DEAŞ falan kalmadı. Peki soruyorum, ne oldu bu sayıda üs? 4 bin silah ve malzeme orada durmaktadır. Dünyayı ahmak mı sanıyorlar? Görmüyor muyuz? Bütün dünya mülteci göçüyle, DEAŞ'la, terörle uğraşırken ne hikmetse hiçbir terör örgütünün eline iğne bile batırmadığı ülke, arkadan sinsi sinsi bir şeyler çeviriyor." dedi.
'KUDÜS ONLARA YAR OLMAYACAKTIR'
Ortadoğu'ya ait olmayan iki ülkenin bugün orada bir oyun kurmaya çalıştığını kaydeden Soylu, "Herkes duysun ve herkes bilsin ki İsrail hiç heveslenmesin, Amerika hiç heveslenmesin, bütün dünyaya buradan haykırıyoruz; Kudüs onlara yar olmayacaktır. Amerika Birleşik Devletleri'nin Kudüs ile ilgili kararı hiçbir zaman hayat bulamayacaktır. Kudüs meselesi oldubitti ile halledilebilecek bir mesele değildir. Bu coğrafyadaki insanlara yaşattığınız acı, çektirdiğiniz eziyet, üstü örtülebilecek gibi değildir." diye konuştu. Soylu, terörle mücadele bahanesiyle Ortadoğu'yu bir atış poligonu haline getirenlerin, silah deneme sahası haline getirenlerin bizzat kendilerinin terörün kaynağı ve destekçisi olduğunu belirterek, şunları söyledi:
"Çok net söylüyorum; kurdukları tezgah açık ve nettir. Suriye'yi karıştır, Irak'ı karıştır, İsrail'in ekmeğine yağ ve bal sür, ondan sonra da dünyaya 'Terörle mücadele ediyorum' diye hikaye anlat. Senin hikayelerine karnımız tok, Amerika senin hikayelerine karnımız tok. Ortadoğu kimsenin babasının çiftliği değildir. 4 bin değil, burada net söylüyorum, 40 bin tır malzeme getirseniz de sonuç değişmeyecektir. Burası bizim tarihi kardeşlik alanımızdır. Buradaki hiçbir toprak parçası başkalarının hayaline malzeme olmayacaktır."
Soylu, partililere "Biz yıllarca Amerika'dan 'Türkiye bizim müttefikimiz' lafını duyduk değil mi?" sorusunu yönelterek, şöyle devam etti:
"Peki o zaman soruyorum, Amerika'da yalanlar üzerine korku, tehdit ve şantajla kurduğunuz bu çatı mahkemesi nedir? 15 Temmuz'da bu ülkenin canına kasteden FETÖ hainini, bu kadar himaye etmek nedir? Yılların müttefik ülkesini bir adam müsveddesine değiştirmek nedir? Amerika maalesef bugün rotasını şaşırmış bir politika içerisindedir. Amerika'nın bahsettiği müttefikliği biz ne PKK ile mücadelemizde ne FETÖ ile mücadelemizde ne DEAŞ'la mücadelemizde yanımızda görmedik ve bugün Amerika'da tehditle şantajla işleyen bir çadır mahkemesi kurulmuştur. Bakın burası çok önemlidir. Bu mahkemeyi sadece AK Parti hükümetine ve iktidarına, Cumhurbaşkanımıza yönelikmiş gibi gösteriyorlar ama asıl hedef Türkiye'nin kendisidir. Mesele Recep Tayyip Erdoğan'ı değil, mesele Türkiye'ye diz çöktürme meselesidir. Üzülerek ifade etmek istiyorum ki Amerika gibi bir ülkeye, bir kişiyi resmen rehin alıp tehdit edip hapisle korkutup onun üzerinden müttefiki olduğunu iddia ettiği bir ülkeye operasyon yapması hiç yakışmamaktadır ve bu kabul edilebilir değildir. Öyle anlaşılmaktadır ki ABD ve Türkiye'nin müttefik olmasını istemeyen bir irade, orada bir haltlar karıştırmaktadır. Bu bir çete iradesidir, buna teslim olmamak gerekir."
Oradaki mahkemede kurgulanmış senaryonun çok acemice bir senaryo olduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"Bu mahkemenin de Kudüs kararının da Ortadoğu'da terör örgütlerini silahlandırmanın da tek bir işlevi vardır. O da Amerika'nın kendi içerisindeki açıklıklarını, zafiyetlerini, anlaşmazlıklarını örtbas etmektir ve ekonomik sorunlarını örtbas etmek için, içerideki sıkıntılarını, siyasi dertlerini örtbas etmek için yıllardır yaptığı bütün askeri operasyonların, siyasi sonuçlarındaki başarısızlıklarını örtbas etmek içindir. Kore'de siyasi sonuç yok, Vietnam'da siyasi sonuç yok, Körfez savaşlarında elle tutulur bir siyasi sonuç yok, barış yok, çözülmüş hiçbir şey yok. Somali'de, Afganistan'da dünyanın hiçbir yerinde milyar dolarlar harcayıp, binlerce insanın canına kıyıldığı halde insanlık adına elde edilmiş hiçbir sonuç yok. Açıkça görülmektedir ki eğer bu askerler evlerinde otursalardı dünya çok daha problemsiz bir yer olurdu."
'BİLİN Kİ TÜRKİYE ESKİ TÜRKİYE DEĞİLDİR'
Bakan Soylu, onların bildikleri, iyi becerdikleri bir tek şey olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Buraya dikkat etmenizi istiyorum, darbe yaptırmak, hükümet devirmek ama 15 Temmuz'da gördük ki artık onu da beceremiyorlar. Şimdi bugün hem Ortadoğu'da operasyon yapıyorlar hem de çadır mahkemelerinde birtakım senaryolar ortaya koyuyorlar. 15 Temmuz'da başaramadıklarını, o mahkemeler üzerinden başarmaya çalışıyorlar. Bunu tezgahlayanlar her kimse, hangi karanlık küresel iradenin işiyse ona sesleniyorum, bilin ki Türkiye eski Türkiye değildir, bilin ki Türkiye söylediğiniz her söz karşısında titreyen, 'Acaba ne olacak?' diye endişe eden bir Türkiye değildir. Bilin ki Türkiye'nin başında sizin bildiğiniz liderlerden birisi yoktur, Türkiye'nin başında Allah'ına güvenen ve milletine inanan Recep Tayyip Erdoğan vardır."
'SEN BİTTİN'
Soylu, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dışarıda insanlığın ve ümmetin derdiyle içeride de bir müfterinin hezeyanları ve iftiralarıyla uğraştığını söyledi. Türkiye'de siyasi istikrara ve milletin hukukuna karşı nerede bir saldırı olsa o ihanetin içerisinde ya da savunmasında Kılıçdaroğlu'nu gördüklerini belirten Soylu, "Vekilleri terörist cenazesindeyken, kendisi terörist de olsa 'Niye vuruyorsun' diye savunma yapan, terör örgütü ile iltisaklı olduğu için hapse attığımız kişileri hapishanelerde ziyaret eden, attığı her adımda aziz milletimizi inciten, girdiği her seçimde milletten tokat yiyen bu zat belli ki akıllanmamış." ifadesini kullandı.
"Bu siyasi düzenbaz dün ak dediğine ertesi gün kara diyen adam, iki haftadır eline tutuşturulmuş paçavralarla şov yapıyordu." diyen Bakan Soylu, bunun yalan ve iftiralardan oluştuğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"(Açıklayacağım, büyük kıyamet kopacak rezil olacaklar) dedi. Burada söylüyorum, kendisi rezil oldu. Önce çıktı ekranlara kağıtları salladı. 'Gel bakalım' dedik, 'Yok veremem'. Suç var mı? 'Eğer suç varsa savcılığa ver' dedik 'Yok suç değil' dedi. Sonra baktı olmuyor, evrakları günler sonra basına verdi. Bütün Türkiye gördü ki bu siyasi sahtekar yalanları ve iftiraları üzerinden Türkiye'de başka bir oyuna soyunmuş. Gördü ki Türkiye, dağ fare doğurmuş. Şimdi avukatlar suç duyurusunda bulundu. Konu mahkemeye intikal etti. Sonra hızını alamadı kurumları, hepimizi, A Haber'i asmakla tehdit etti. Dün de şahsıma yönelik bir laf etmiş. Demiş ki 'Seni asmayacağım da rezil edeceğim, bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkaracağım'. Kılıçdaroğlu, senin aklın gibi ipin de çürüktür, sen onu da beceremezsin. Kılıçdaroğlu, sana açık açık söylüyorum sen bittin."
Bakan Soylu, Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerini sürdürerek, "Kılıçdaroğlu, dün yolsuzluk marketinin önünde çektirdiğin fotoğraf tarih boyunca boynunda asılı yafta olarak asılacaktır. Kılıçdaroğlu, daha bitmedi, gözlerinden öperim Kılıçdaroğlu... Kılıçdaroğlu daha bitmedi, buradan sana tekrar söylüyorum, gözlerinden öperim demekle bırakmıyorum. Daha yeni başladı, yanına bir doktor al Kılıçdaroğlu, yanına bir doktor al. Beraber iş çevirdiğin özel kalem müdürün iyi bilir doktorların nerede olduğunu, hangi rezidanslarda olduğunu, hangi dairelerde olduğunu Kılıçdaroğlu. Sen buradan ne demek istediğimi anlıyorsun Kılıçdaroğlu. Gözlerinden öpüyorum Kılıçdaroğlu gözlerinden." diye konuştu.
'TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE'
Türk milletinin ölümden ve tehditten korkmayacağının altını çizen Soylu, Kılıçdaroğlu'nun kimi tehdit ettiğinin farkında olmadığını söyledi.
Soylu, herkesin alnının açık olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"15 Temmuz gecesi koşarak kaçtın. Milletvekilinin vatana ihanet ettiği davada yollarda sözde adalet yürüyüşünde vatana ihanet edenlerle beraber kol kola yürüdün. Kılıçdaroğlu, sana bir şey daha söyleyeyim de aklında kalsın. Turpun büyüğü heybede Kılıçdaroğlu. Sen tabii ki o meşhur çarklarını yine yaparsın önümüzdeki günlerde. Deniz Baykal'ın belki hayatının en zor günlerinde evine gidip çıkışta 'Aday değilim' dediğini, sonra da bal gibi aday olduğunu yazan gazeteleri okumazsın. Bu kuklanın, bu siyasi sahtekarın siyasi hayatının yarısı iftira atıp çark etmelerle kalan yarısı da seçim yenilgileriyle geçmiştir. Hangi birisini sayalım? Yine Sayın Baykal'a yapılan o kumpasın kasetini Sayın Cumhurbaşkanımızın izlediğini iddia etmişti. Detaylı şekilde anlattı hem de böyle tane tane, tek tek anlattı. Canlı yayından sonra mahkemeye savunma gönderirken görüntüleri kim kaydetmiş, nasıl kaydetmiş 'Bilmiyorum, hatırlamıyorum' dedi. Yine çark etti. Bir ara Bakırköy'deki imar tadilatı karşılığı TÜRGEV'e 20 dönümlük arazi verildiğini söylemişti. 'İspat et' dediler, ispat edemedi. Bakırköy orada, TÜRGEV orada, arazi yok ama iftira var, çark etme var."
Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde altın klozet olduğuna dair geçmişteki iddiasını hatırlatan Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günlerce basında yaygara kopardı. Davet ettiler, utanmadı Külliyeye de gitti. 'Külliye burada, tuvalet burada, gel bak' dediler, yine çark etti. Bir ara tuttu, 'Bilmem kaç tane FETÖ'cü milletvekilinin ismini açıklayacağım' dedi. Bir başka zaman 'ByLockçu bakanların ismini açıklayacağım' dedi. Hükümetin ve bakanlarımızın üzerinde şaibe oluşturmaya çalıştı. Yaptığı tek bir şey vardır, iftiradır. Bu siyasi sahtekarın yaptığı tek bir şey vardır, çamur atmadır. Be siyasi sahtekar, hani 'ByLock'çu bakanlar, hani FETÖ'cü milletvekilleri? Senin yanında olanlarla mı kıyasladın? Bilakis kendi danışmanı FETÖ'nün en önemli adamlarından birisi çıktı. İki tane CHP'li milletvekili hakkında FETÖ kumpasının tam göbeğinde yer aldıkları için mahkeme tarafından yakalama kararı çıktı."
İçişleri Bakanı Soylu, Kılıçdaroğlu'nun bir süre önce de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı hakkında bir iftira ortaya attığını belirterek, şunları söyledi:
"Eski bakanımız, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Hayati Yazıcı Beyle ilgili bir iftira ortaya attın. Güya sayın bakanın bir maille ÖSYM Başkanı'na bir talimat verdiğini öne sürdün. Sonra bu mailin sahte olduğu ortaya çıktı. Ne özür diledi ne bir şey söyledi. İftirayı attı ve her zamanki gibi kaçtı. Yine Sayın Cumhurbaşkanımızın İsviçre'de 8 ayrı banka hesabı olduğunu iddia etti. Bunun da yalan olduğu ortaya çıktı. Aynı sistem, özür yok, açıklama yok. Kulağının üstüne yat dur. Bir zaman Güney Asya'da, Açe'de meydana gelen tsunami felaketi için toplanan yardım paralarının oraya gönderilmediğini iddia etti. Onun da belgelerini çıkardık, yine sus pus oldu, yine özür dilemedi, kulağının üstüne yattı."
'BAK BUGÜN 12. GÜN'
Kılıçdaroğlu'nun iftiralarının bir kez olsun işe yaradığına dikkati çeken Soylu, "İftira işe yarar mı? İşte bir kere yaradı. Ben de iftiranın işe yaradığını bir kere de olsa Kılıçdaroğlu'nda gördüm. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Mehmet Özhaseki, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı iken yine böyle bir iftira attı. Sayın Özhaseki bunu mahkemeye verdi, tazminat aldı. Aldığı tazminatı da Kayseri'de sucuk ekmek yaptı, vatandaşa verdi. Onun da iftiraları işe yaradı." dedi. Süleyman Soylu, sosyal medya hesabı üzerinden her gün Kılıçdaroğlu'na seslendiğini anlatarak şöyle konuştu:
"Bu işin peşini bırakacağımızı zannediyorsan yanılıyorsun. Bak bugün 12. gün, tek tek sayıyorum. Her gün sosyal medya hesabımdan 'Şerefliysen iftira atma, ispat et' diyorum. Bugün 12. gün. Buna devam edeceğimizi bilmeni istiyorum. O hangi ismini bilmem adadaki hesabı çıkartmazsan, orada Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanımızın saydığı yakınlarının hesabı ve parası olduğunu ispat etmezsen şerefsizsin ve siyasi sahtekarsın, buradan söylüyorum. Öyle kolay değil. Bu ülke terörle mücadele yapacak, bu ülke dünyanın küresel güçlerine karşı mücadele yapacak, bu ülkede millet son yüzyılın en büyük kıyam hareketini ortaya koyacak, bu ülkede etrafımızdaki bütün coğrafya ateş çemberlerinden saldırırken bu ülke dimdik ayakta duracak, terörü ve darbeyi çıplak elleriyle engelleyecek, sen bu ülkede bu milletin istikrarını, bu milletin geleceğini ve bu milletin yarınını iftiralarla çukura atmaya çalışacaksın. Buna müsaade edersek namerdiz Kılıçdaroğlu, namerdiz. Peşini bırakmayacağız bunu bilmeni istiyoruz."
CHP'lilere seslenen Bakan Soylu, CHP'nin yaptıklarından dolayı onların da üzgün olduğunu bildiklerini belirtti. Soylu, şöyle devam etti:
"Maalesef içinize dış güçlerin maşaları sızıyor. CHP'li kardeşlerim sizlere sesleniyorum, üzülüyorsunuz. 80 darbesinde Türkiye'nin geldiği noktada üzülüyorsunuz. 28 Şubat'ı alkışlayanlardan üzülüyorsunuz. Bunları temizleyin içerinizden. Bu dış güçlerin maşalarını, ellerine vermiş oldukları paçavraları Türkiye'de iftirayla çamur atarak, itibarsızlaştırmaya çalışarak ortaya koyanları içinizden temizleyin. Dün bebek davası, köpek davası diye iftiralar atmışlardı. Menderes'in kasasına çıplak kadın fotoğrafları koyup iftiralar atmışlardı. 'Uçak dolusu altınla bunlar kaçıyorlar' diye iftiralar atmışlardı. Bakın Cumhurbaşkanımız Yunanistan'a 65 yıl sonra giden ilk Cumhurbaşkanı. 65 yıl önce Celal Bayar oraya gitmiş ve orada bir lise yaptırmış. Bizim evlatlarımız halen Türkçe'yi orada öğreniyorlar. Cumhurbaşkanlarını hapse attınız, hapse attırdınız. Ey CHP'li kardeşlerim, sizin içerinizde maşa olarak kendisini teslim edenlerden kendinizi temizleyin."
Ne olduğu belli olmayan kağıt parçalarıyla iftiralar atıldığına işaret eden Soylu, "Ama şurayı sakın ıskalamayın, kendi yolsuzlukları ortaya çıkınca İngiltere'den telaşla uçarak geldiler, kameraların karşısına geçtiler. Bu sahneyi Türkiye asla unutmasın. Bu telaşı, bu paniği, bu korkuyu asla unutmasınlar. Ey Kılıçdaroğlu, ey siyaset bezirganı, ey siyasetin yüz karası... Dün bu zihniyetin iftira anlayışını devam ettiren kampanyalar yaptılar. O zaman netice aldılar ama bugün eski Türkiye yok, bugün netice alamayacaklar. Artık AK Parti var, Recep Tayyip Erdoğan var. Artık bu büyük ve aziz millet var. Burada pabucun pahalı olduğunu görecek. İftiralarını ve iftiralarıyla bu çamur atmalarına devam etme karşısında bunu ispatlayamadığı zaman bu millet bu siyasi sahtekarın yüzüne gereğini yapacak." diye konuştu.
Kongreye, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanı sıra AK Parti Trabzon Milletvekilleri Muhammet Balta, Ayşe Sula Köseoğlu ve Salih Cora, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi ile partililer katıldı. (AA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |